Yaz geldi, okullar tatil oldu ve nihayetinde güzel zaman geçirmek için çocuklarımız ve gençlerimiz özellikle sabah ve ikindinden sonraki vakitlerde mahallemizde bulunan parklarımızda oyunlar oynamaktadırlar. Hatta kahvaltı ve yemek için alternatif olarak değerlendirmektedirler. Buraya kadar ki gidişatta sıkıntı yok. En doğal hakları hele hele şu yaz sıcağında... Asıl sıkıntı çevremizi bilinçsiz kullanmaktan kaynaklanıyor.

     Bunları siz değerli hemşehrilerimizin dikkati nazarlarınıza sunmak istiyorum:

Cam şişeleri, gazoz ve soda gibi, gelişi güzel atmayalım. Cam kırıkları etrafa saçılıyor böylece küçük çocuklar için büyük bir tehlike arz ediyor.

Kağıt, gazete , poşet, pet şişe, kola şişesi, sigara izmaritleri ve paketleri gibi nahoş maddeleri asla ama asla yerlere atmamalıyız. Çok kötü bir görüntü oluşuyor.

Özelikle ergenlik dönemindeki gençlerimizi yalnız bırakmayalım. Niye mi? Nedeni gayet basit. Kafa dengi tayfaları bir araya toplayıp (kız veya erkek yahut ayrı gruplar şeklinde) ellerinde sigara, dillerinde argolu laf koyu bir sohbettir alıp gidiyor.

Burada altını çizerek ve üstüne basarak söylüyorum.  Ey aileler! Lütfen çocuklarınızı iyi takip edin. Nereye, ne şekilde, kimlerle nasıl gidiyor ve neler yapıyorlar? Bu madde çok mühim ve elzemdir. Göz ardı edilemez. Kendi adıma söylüyorum. Böylesi bir sahneye şahit oluyorum ve mesleğim gereği (öğretmen olarak) müdahale ediyorum. Nasihatta bulunuyor ve yaptıklarının çok yanlış olduğunu ifade ediyorum. Tabii karşılığında olumlu ve olumsuz cevaplar alabiliyorum da. İşte burada siz ailelere sesleniyorum. Olumsuz bir yanıt aldığımda azarlıyor ve müdahale ediyorum. İşte sıkıntı burada başlıyor. Bana karışamazsın ya da karışamazsınız! gibi tepki alıyorum.  Allah aşkına biz hangi dünyada yaşıyoruz?  Okullarda bile verilen ilk ders eğitimdir. Eğitim olmadan öğretim olmaz. Hal böyle olunca kişiye göre değişiyor elbet. Ebeveyn müdahale ediyor:  Çocuk kendi kişiliğini oluşturuyor.  Oluşturuyor da efendim her şeyin bir adabı var. Özgürlüğümüz bile kimseleri rahatsız etmeyecek şekilde sınırlıdır. Her şeyden önce bizim bir örf ve adetlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz var. Bunları hatırlayıp müdahale etmeliyiz. Aksi takdirde sonu olumsuz olaylara kadar gider. Bu da bir kayıp demektir.  Bizim gayemiz temiz, dürüst, sağlıklı, bilinçli ve yardımsever bir gençlik yetiştirmektir.  

Gelecek nesil onlardır. Onlara iyi sahip çıkıp en güzel şekilde örnek olup onları yetiştirmeliyiz. Yoksa gelecek onlar için korkunç bir yaşam olacaktır.  Efendimizin bir hadîs-i şerîf’te buyurduğu gibi : “ Bir kötü durum gördüğünde elinle müdahale et. Yoksa sözle.  O da mı olmadı kalbinden buz et.”  Hal böyleyken bizim artık direkt temas etmemiz gerek. Vakit bu vakittir. Hiç duracak,  durulacak zaman değildir. Toplum dediğimiz bu sosyal yaşam, biz olmaktan çıkar ve öz benliğimizi ve değerlerimizi hızla yitirir ve kaybederiz.

Saygı kalmaz. Saygı olmazsa sevgi olmaz. Saygı ve sevgi olmazsa birliktelik ve beraberlik olmaz. Hem bu çocuklarımızın yaşı kaç ki utanmadan, korkmadan, rahat bir şekilde büyüğünün gözü önünde ayak üstüne atmış sigara içiyor. Nerede “Edeb yahu!” İbadet de gizli kabahat de gizli derler. İnsan en azından hicap eder, gizler veyahut kaçınır. Öte yandan sen karışma, ben karışmayayım, o karışmasın, bu karışmasın.... Peki kim karışacak? Kim yanlışı düzeltecek? Kim doğruyu gösterecek ? Elbette ki bizler, hele hele siz aileler düzeltecek ve göstereceksiniz. Siz de dahi varsa bir kötü alışkanlık anında bırakmalı olmuyorsa en azından sizi o vaziyette asla görmemelidir.

devam edecek....