Meslekle Tanışma: 1954’ten Bugüne
İlkokulu bitirdikten sonra kalaycılığı öğrenen Mustafa Karacan, kardeşiyle birlikte açtığı dükkanda yıllarca mesleğini sürdürdü. Talebin azalması ve kardeşinin vefatı sonrası aktif kalaycılığı bıraksa da tamir işleriyle uğraşmaya devam ediyor. Karacan, “82 yaşındayım ama çalışma azmim hiç bitmedi” diyerek mesleğine duyduğu bağlılığı ifade ediyor.
“Bakır Artık Süs Eşyası Oldu”
Bakır eşyaların yerini çelik tencerelere bırakmasını değerlendiren Karacan, eskiden gelin çeyizlerinde bakır tas, tabak ve kazanların yer aldığını ancak artık bakırın süs olarak kullanıldığını belirtiyor. “Bakır pahalı ve bakım gerektiren bir iş. Çelik tencereler ise daha pratik. Ancak sağlıklı olan yine de bakırdır” diyor.
Aileden Kimse Mesleği Devam Ettirmedi
4 çocuk ve 10 torun sahibi olan Karacan, ailesinde bu mesleği sürdürecek kimse olmadığını ifade ediyor: “Çocuklarım öğretmen, mühendis ve ev hanımı oldular. Ne çocuklarım ne de torunlarım bu mesleği sürdürmek istemedi.”
“Çırak Bile Yetişmiyor”
Eskiden kalaycılığın kazançlı bir meslek olduğunu söyleyen Karacan, “Bir haftada memur maaşı kazanırdım. Şimdi meslek unutuldu, çırak bile yetişmiyor” diyerek zanaatin zor günler geçirdiğini dile getiriyor.
“Kendimi Oyalamak İçin Çalışıyorum”
Aktif kalaycılığı bırakmasına rağmen boş durmayan Karacan, tamir işleri yapmaya devam ediyor. Çelik tencere ve çaydanlıkların plastik saplarını değiştirerek vakit geçiriyor. “Bunu para için değil, kendimi oyalamak için yapıyorum” diyor.
Eski Zanaatlerin Önemi
Mesleğe olan sevgisiyle çevresine örnek olan Mustafa Karacan, “Eski meslekler unutulmamalı, yaşatılmalı” diyerek zanaatlara olan saygısını dile getiriyor. 82 yaşındaki usta, geçmişin değerlerini koruyarak yeni nesillere ilham olmayı sürdürüyor.