Bilimsel camia tarafından bağımlılık birbeyin hastalığı olarak görülüyor. Yani bu bir irade meselesi ya daahlak sorunu değil. Uyuşturucu maddeler, kullanan kişinin beynine zarar veriyor,dolayısıyla davranışları ve düşünceleri değişiyor.

   Toplumsal çerçevede bağımlılık halen birtabu olarak algılanıyor. İnsanlar çoğu zaman bu durumu gizlemeyemeyilli oluyorlar çünkü toplumda bağımlılığa karşı,‘Uyuşturucu kullanan insanlar kötüdür, iradesizdir, sorumsuzdur’ gibibir bakış açısı var. Bu bakış da bağımlı kişilerin yardım arayışının dahasınırlı olmasına yol açıyor.

  Çocuğun ya da gencin uyuşturucu kullanmayanasıl karar verdiğini ya da nasıl bir psikolojiye sahip olduğunu biliyormusunuz? Yeşilay Danışmanlık Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Burcu ÇetinŞeker, “İnsanlar uyuşturucuya genellikle, kullanılan bir ortam içerisindebaşlıyorlar. Çevrelerinde onları özendiren bir arkadaş ya da arkadaş grubuoluyor. Özellikle küçük yaşta, güvendiği ve sevdiği bir arkadaşının uyuşturucumadde kullandığını gören çocuk, bunun kötü bir şey olduğunu düşünmüyor ve ‘Okullanıyor demek ki bir şey olmuyor.’ Düşüncesiyle kendisi de kullanabiliyor.”

diyor.  Şeker’e göre ilk kullanım için merak çokönemli bir unsur: “Özellikle ergenlik çağında, merak ve dürtüsellik denilen,sonunu düşünmeden karar verme durumu baskın oluyor. İçindeki merak ve dürtüyeyenik düşen gençler, uyuşturucu kullanımına uygun bir ortama denk geldiklerindekullanmayı tercih ediyorlar.  Ayrıca, arkadaş ortamına uyma isteği,dışlanmaktan korkma, arkadaşlarının arasında asi biri olarak tanınma isteği degençleri kullanmaya itebiliyor. Kullanan kişiler kendilerine çoğunlukla

şunları söylerler: "Ben bağımlı olmam, sadece aradasırada içiyorum. Kendimi kontrol edebilirim.

İstediğim zaman içmem.  Benim kullandığım maddebağımlılık yapmaz, zararı yok. Bir kereden bir şey olmaz. Herkes içiyor, birşey olmuyor. Madde kullandığım zamanlarda daha çok sosyal çevremoluyor.Sorunlarımı unutturuyor, onlardan uzaklaşmamı sağlıyor.”  Ebeveynlerin,aile bireylerinin ya da öğretmenlerin bir kişinin uyuşturucu kullandığınıanlamak için dikkat edebileceği hem fiziksel hem de davranışsal değişikliklervar. Şeker, “Uyuşturucu kullanmanın etkileri vücutta kısa ve uzun dönemligörülebilir. Bu etkiler maddenin cinsine göre değişir.

  Bazı maddeler uyuşturmaya yönelikken bazılarıuyarıcıdır, yani daha hareketli ve yerinde durmaz olurlar. Bu nedenleuyuşturucu kullanımını sadece vücudun uyuşması olarak görmemek gerekir. Genelolarak sarhoşluk hali, gözlerde kızarıklık, gevşeme, bazı uyuşturucu maddelerdegözbebeklerinde büyüme ya da küçülme, nefes almada zorluk, çarpıntı, iştahkaybı,

çok uyuma, alışılmadık kokular, vücutta özellikle ellerdeistemsiz titremeler, terleme gibi etkiler

gözlemlenebilir.

  Uyarıcı etkisi olanlarda ise aşırı hareketlilik,yerinde duramama ve akabinde çökkünlük, durgunluk görülebilir. Uzun dönemlikullanımlarda ise ani kilo kaybı, saç dökülmesi, ciltte yaralar gibi etkilererastlanabilir.” diyor. Bir kişinin uyuşturucu kullandığından şüphelenmemize yolaçabilecek davranışsal değişiklikler neler olabilir sorusunu da örneklerleyanıtlıyor Şeker: “Örneğin kişinin öz bakımını ihmal etmeye başlaması, okul yada iş yaşamında başarısında ani düşüşler olması, kişinin arkadaş çevresinindeğişmesi, normalde ilgi gösterdiği etkinliklere ilgi göstermemeye başlaması,herhangi bir şeye dikkatini verememesi, agresif olması gibi.

  Bunların dışında, kişi uyuşturucu kullanımınırutin hale getirdikçe, dış dünyadan uzaklaşmaya ve içine kapanmaya başlar. Herzaman yaptığı aktiviteler ve görüştüğü arkadaşlarından uzaklaşır, uyuşturucuortamında daha fazla vakit geçirir. Bu durumu aile ve yakın çevreden saklanmayaçalışıldığı için yalan söylemeye, dolayısıyla göz kontağı kurmadan konuşmaya,sık sık

borç istemeye başlayabilir.” Fiziksel ve davranışsaldeğişikliklerin yanı sıra kişinin ruh halinde de değişiklikler olabiliyor.

  Şeker bunları şöyle açıklıyor: “Bir kişinin,kişilik özellikleri ve davranışlarında açıklanamayan değişikliklergözlemliyorsanız, bu uyuşturucu kullandığına dair şüphenizi artırabilir. Duygudurumda ani değişiklikler, beklenmedik ani ve saldırgan davranışlar, sebepsizkorku, panik ve paranoya hali hatta bazı vakalarda halüsinasyon ve gerçekliktenkopma, bu değişiklikler arasında sayılabilir. Eğer ebeveynler çocuklarınınuyuşturucu kullandığını anlarsa onlara nasıl yaklaşmalı?

Uyuşturucu sorununu ortadan kaldırmak için ne yapmalı?Şeker’e göre ebeveynler, genellikle

çocuklarının uyuşturucu kullandıklarını geç fark ediyor:“Bunun temel nedeni, hem

uyuşturucu maddelerin etkilerini bilmemeleri hem de budurumu çocuklarına konduramamaları.

Bu yüzden ailelerin konuyla ilgili bilgili ve gözü açıkolmaları gerekiyor. Madde kullanımı, toplumun sadece bazı kesimlerini etkileyenbir problem değil, herkesin başına gelebilecek bir şey. ‘Benim çocuğumkullanmaz’ demek yerine, ‘Kullanırsa nasıl anlarım ve ona nasıl yardımcıolabilirim?’ demek

gerekiyor. Ebeveynler konuyla ilgili bilgilenmeli,maddeleri ve etkilerini tanımalı, böyle

bir durumla karşılaştıklarında erken müdahaleedebilmeli.” Şeker, ebeveynlerin çocuklarıyla

açık iletişim halinde olmaları gerektiğinin altınıçiziyor:“Henüz sorun yaşanmadan konuşarak onlara bilgi verebilir, uyuşturucununzararlarını anlatabilir, soruları olursa kendilerine danışmalarını

isteyebilirler. Açık iletişim, ailede çocuğun kendisinigüvende hissetmesini sağlayacağı için, çocuk dış

dünyada uyuşturucu gibi bir problemle karşılaştığı zamanbunu aileden saklamak yerine dile getirmeye tercih eder, böylece erken müdahaleedilebilir. Mesela, evde çocuğu uyuşturucu ve zararları hakkında bilgilendirenbir aile ortamı düşünelim.

   Çocuk, okulda bir arkadaşının uyuşturucukullandığına tanık oluyor, arkadaşı da onu, bunun zararsız bir şey olduğunaikna etmeye çalışıyor. Böyle bir durumda, ailesinden bu bilgiyi alan çocukarkadaşına hayır demeyi ve evde ailesine bu konuyu anlatmayı tercih eder.”Peki, madde kullandığından şüphelendikleri zaman ne yapmalılar?  Şeker,“Ailenin neden böyle bir durumdan şüphelendiğini ve bu konudaki endişeleriniçocuğa anlatmalarında fayda var.” diyor, “Endişelerini dile getirirken, bunuuyuşturucunun zararları ve bilimsel gerçekler temellerine dayandırarakaktarmaları daha objektif bir bakış açısı sunar. ‘Kullanmanı istemiyorum’ demekyerine, ‘Kullanırsan, bu gibi zararları olduğunu öğrendim, senin içinendişeleniyorum, istersen sen de uyuşturucu kullanımıyla ilgili şu bilgileregöz at’ şeklinde bir yaklaşım empati kurulmasına yardımcı olur.

  Uyuşturucu kullanımını fark eden aile, çocuğunkullanımına sebep olan etkenleri anlamaya çalışmalı. Ailede yaşanan bir sorun,stres kaynağı, çevre değişikliği, arkadaş ortamının etkisi ya da bazen sadecemerak ve kolay ulaşılabilir olması bir etken olabilir. Aile durumu farkettiğinde, suçlamak ve yasaklamak yerine, çocuğu destek almaya yönlendirmeli.”Şeker, destek alınabilecek kişilerin bağımlılık alanında uzmanlaşmış merkezlerolduğunu söylüyor: “Çocuğun yaş grubuna göre hastanelerin AMATEM ya da ÇEMATEMkliniklerine başvurulabilir.

   Psikososyal destek almak için YeşilayDanışmanlık Merkezi (YEDAM)'lara müracaat edilebilir. Bu tür hizmetlerinolmadığı şehirlerde yaşayan kişiler için, telefonla bilgi alabilecekleridanışma hatları da (YEDAM 444 79 75) mevcut. Eğer kişilerin bulunduklarışehirde bağımlılık danışma merkezleri bulunmuyorsa, bir psikolog ya dapsikiyatristle de görüşebilirler. Herhangi bir müdahaleden önce konuyla ilgilibilgilenmek ve ne yapılabileceğini bir uzmandan öğrenmek önemlidir.