Ülkemizin günümüz dış politika ve diplomasi ilkelerini takipederken, Atatürk dönemi milli dış siyasetten farklı bir uygulamanın olmadığınıgörüyoruz. Suriye konusunda ABD’nin bölgeden çekileceğini açıklaması iledevreye Fransa girdi. Fransa sabık müstemlekesinden vazgeçmediğini dillendirmişoldu. Peki, bundan sonra ne olacak? Türkiye milli siyaset ve gerçeklilik ilkesiile denge ve üstün taraf pozisyonunda olmaya devam edecektir.
Milli Mücadele döneminde Milliyetçilik ilkesinin uygulanması“Milli Devlet “ kavramı şeklinde tatbik edilirken Cumhuriyet dönemi dışpolitikasında “Türkiye’nin menfaatlerini her şeyin üstünde tutma” şeklindeuygulanmıştır. Atatürk 28 Ocak l920 tarihli Misak-ı Milli’yi esas alarak Milli topraklarüzerinde tamamen Türk Milletine dayalı “Milli Devlet” kavramını ileri sürerken,Türk milletinin kendi öz güvenini kazanması için de büyük çaba harcamıştır.Çünkü Osmanlı devletinin temelini teşkil eden Türk Milleti son yüzyılda adetaunutulmuştu. Milli Mücadelenin temel dayanağı olan Milliyetçilik ilkesiCumhuriyetin ilanından sonra dış politikada Türkiye Cumhuriyetinin ve TürkDevletinin Milli menfaatlerinin korunması şeklinde tatbikata konulmuştu.Atatürk bu konuda şöyle demektedir. “Milletlerin siyasetinde ancak menfaatlervardır. Kimsenin kimseye dost olamayacağını bilelim.”
Atatürk, Türkiye için öngördüğü “Milli dış politikayı” “Millisiyaset” olarak ifade etmiştir. Milli siyaseti Atatürk şu şekilde açıklamıştır.“ Bizim açık ve uygulama imkânı gördüğümüz siyasi meslek Milli siyasettir.Dünyanın bugünkü şartları ve asırların dimağ ve karakterlerde topladığıhakikatler karşısında hayalperest olmak kadar büyük hata olamaz. Milletimizingüçlü, mutlu ve devamlı yaşayabilmesi için devletin tamamen milli siyaset takipetmesi ve bu siyasetin iç teşkilatımıza uygun olması ve ona dayanması lazımdır.Milli siyaset dediğimiz zaman, kastettiğim mana şudur: Kendi Milli sınırlarımıziçinde, her şeyden önce kendi gücümüze, kuvvetimize dayanarak varlığını muhafazaetmek sureti ile millet ve memleketin saadet ve imarına çalışmak. Aşırı emellerpeşinde milleti meşgul etmemek ve zarara sokmamak.” Milli dış politikayı tarifeden bu sözlerden, şu unsurları çıkarmak mümkündür. Öncelikle milli siyaset,tatbik kabiliyeti olan bir dış politikadır. Yine milli siyaset kendi kuvvetinedayanmaktadır.
Atatürk’ün dış politikası dogmatik değil gerçekçidir. Yani sabitfikirlere göre hareket etmez daima gerçeği arar. Atatürk, gücünün sınırlarınıçok iyi bilip, hedefini de gerçekçi bir biçimde tespit edebiliyordu. Atatürk’üngerçekliği şu sözlerinde açıkça görülmektedir. “...Büyük hayaller peşindekoşan, yapamayacağımız şeyleri yapar görünen sahtekâr insanlardan değiliz.Büyük ve hayali şeyleri yapmadan yapmış gibi görünmek yüzünden bütün dünyanınhusumetini, garazını, kinini bu memleketin ve milletin üzerine çektik... bütüncihana korku ve telaş veren mefhumlar üzerine koşarak düşmanlarımızın adedinive üzerimize olan tazyikatı tezyid etmekten ise hadd-i tabiiye(tabii duruma),hadd-ı meşrua ruca edelim. Haddimizi bilelim... Biz hayat ve istiklal isteyenmilletiz. Ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı ibzal ederiz(esirgemedenveririz). “
Atatürk Milli Mücadele döneminde Pan-İslamizm ve Pan-Türkizm’eyönelmek yerine Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmeyi tercih etti. Mustafa Kemal,barışçı anlayışının bir sonucu olarak, Milli Mücadele sırasında bile düşmanladiyalog kapısını açık tutmuştur. Atatürk Milli Mücadele sırasında, düşmanlagörüşme fırsatı doğduğunda, bunu milli hedeflerin anlatılması içindeğerlendirerek kullanmasını bilmiştir. Karşı tarafın milli istekleri kabulettiği anda da savaşa son vermeye hep hazır olmuştur. Mustafa Kemal iki dünyasavaşı arası dönemde, birbirine zıt rejimlerin oluştuğu uluslararası ortamda,rejim farkı gözetmeden dostluklar kurma anlayışını uygulamıştır. Milli Mücadelesırasında Atatürk, Türk Milleti’nin en büyük rakiplerinden biri olan SovyetRusya ile taktiksel bir ittifak içine girmiş ve bu durum milli menfaatleringerçekleşmesinde büyük avantaj sağlamıştır.
Hayalci ve maceracı davranışlardan çile çeken Türk Milleti’ninızdıraplarını çok iyi bilen Atatürk serüvencilikten uzak bir dış politikaizlerken, aynı zamanda aktif olmayı da ihmal etmemiştir. Atatürk Türkiye’sinde,dış politikanın iç politikaya devamlı üstünlüğü vardı. Özellikle Milli Mücadeleyıllarında dış gelişmeler çok yakından takıp edilmiş ve çoğuna derhal çokyerinde müdahale edilmiştir. Zaferden sonra da her ne kadar içeride reformlargündemde önemli bir yeri tutuyor olsa da Türkiye, dış gelişmelere azami ölçüdeilgi göstermiştir. Yıllarca suren yıpratıcı savaşlardan yeni çıkmış olanTürkiye Uluslararası alanda yerini sağlamlaştırmak için dış gelişmeleriyakından takip etmiş ve aktif bir dış politika izlemiştir. Atatürk bölgeişbirliğine katılmanın yanı sıra daha geniş paktlara da katılmayı da Millimenfaatlere uygun görmüştür.
Siyasi hâkimiyet olmazsa ne kültür kalır ne millet ne de dinkalır. Türkiye milletler mezarlığıdır. Atatürk'ün yaptığı milli mücadeleyiküçümseyenler var. Başkalarının egemenliğinde kalan hiçbir yerde kalkınmaolmaz, sömürü olur. Avrupa birleşiyor. Birlik beraberlik olmayınca çözülmekolay olur. Türkiye halkları yoktur. Türk halkı vardır. Türkiye devletini kuranTürk halkına Türk Milleti denir. Bölücülüğün özgürlüğü ve demokrasisi olmaz.Türk devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Bunun dışındakigörüşlerin hoşgörüsü olmaz. Bölücü ve yıkıcıların fikir özgürlüğü olmaz, hiçbirdevlet buna müsamaha göstermez. Türk devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez birbütündür.