Kahramanmaraş’ın jeolojisi hakkında kapsamlı bilgiye sahip olan Sayın Kuruçay 33 yıl boyunca Devlet Su İşleri (DSİ) 20. Bölge Müdürlüğü'nde çalıştı. 16 yıl boyunca Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Şube Müdürü olarak görev yaptıktan sonra emekli oldu. 1999 Marmara depremlerinin ardından 20 yıl boyunca Jeoloji Mühendisleri Odası Kahramanmaraş İl Temsilciğini yürüttü. Kahramanmaraş’ın jeolojik yapısını en iyi bilen uzmanlardan biridir.

Whatsapp Image 2024 10 07 At 14.47.45 (1)Kahramanmaraş’ın jeolojik özellikleri nedir? Depremde neden bu kadar yıkım oldu?

Yurdumuz dünyanın en önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya Deprem Kuşağında kritik bir konumdadır. Anadolu, Tektonik olarak Afrika Levhası, Arab Levhası ve Avrasya Levhaları arasında sürekli açılma-sıkışma, dalma-batma zonları rejimlerine maruz kalan bir bölgede bulunmaktadır. Kahramanmaraş bu levhaların birbirine olan etkilerinin en yoğun olduğu, hem Ölü Deniz Fayı, Hem Doğu Anadolu Fayı’nın etkilerine maruz kalmış önemli deprem riski olan bir şehir konumundadır.

Whatsapp Image 2024 10 07 At 14.47.476 Şubat’ta yaşadığımız depremler, Kahramanmaraş’ın yerleşim alanlarının depremselliği ile ilgili parametreleri gerçek bir simülasyon ile tüm açıklığıyla ortaya koymuş ve bundan sonrası için ikaz etmiştir.

Kahramanmaraş il merkezinin kurulduğu alan genellikle Ahır Dağı’ndan kopup gelen çakıl, kum ve killerin yağışlar ve seller vasıtasıyla yamaçlarda ve dere yataklarında, düzlük alanlarda birikmesiyle oluşan alüvyon özelliğindeki taneli zeminlerden oluşmuştur. Sonradan yerleşim yerleri ovaya yani güneye doğru yayılmıştır. Bu kısımlar ise tarım arazileri olarak kullanılan sulak bölgedir. Bu bölgelerdeki araziler genelde kil ve çakıl ağırlıklı dere malzemelerinden oluşan ve yeraltı suyunun yüzeye yakın olduğu alanlardır.  Sonuç itibarıyla her iki zeminde de taşıma gücü düşüktür.

Kuzey ve kuzey batı kesimler ise köşeli çakıllardan oluşan karbonat çimentolu yamaç molozlarından oluşmaktadır. Yamaç molozu çakılları, çakılların karbonat çimento ile bağlanarak konglomera özelliğine kavuşması sonucu sağlam zemin özelliğindedir.  Kırıcılarla bile temelin zor açıldığı bir bölgedir. Bazı raporlarda bu bölgede yer alan yamaç molozlarının heyelan üretebileceği iddia edilmiş olsa da bu bölgede yeraltı suyu çok derindedir ve kil ağırlıklı olmadığı için heyelan riski yoktur. Ancak yamaçlarda biriken bazı kil seviyelerin topuklarına müdahale edilmesi halinde heyelan riski ortaya çıkabilir.

Whatsapp Image 2024 10 07 At 14.47.46 (1)Neden bu kadar yıkıldık? derseniz, iki önemli husus var. Birincisi, bina sağlam değildir. Binanın yapımında statik hesaplarla belirtilen yeterli malzeme kullanılmamıştır. İkinci husus binanın oturtulduğu zemine taşıyamayacağı yük yüklenmiştir. Yani 4 kat taşıyabilecek zemine 8 katlı bina inşa edilmiştir.

Şehir planlamasında ve imar projelerinde jeolojinin önemi nedir?

İmar planları hazırlanırken en önemli kriter imara açılacak arazilerin zemin parametrelerinin sondaja dayalı Jeoteknik zemin etüt raporlarının hazırlanarak belirlenmesidir. Bir bölgenin jeolojisi ve jeoteknik özellikleri, bölgenin fiziksel özelliklerine ilişkin jeolojik sınırlamaları veya avantajları ortaya koyar. Şehir planlanmasında jeoloji mühendislerinin önerileri doğrultusunda arazi kullanımını planlanır. Kentsel gelişmede, özellikle inşaat yapılacak yer seçiminde, zeminin jeolojik, jeoteknik özelliklerinin ve jeolojik çevre koşullarının çok iyi değerlendirilmesi, raporlanması ve gerekli önlemlerin alınması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Aynı zamanda bir sorumluluktur.

Şehir planlamasında jeoloji mühendisleri, inşaat mühendisleri, mimar ve diğer tüm mühendislik disiplinlerinin işbirliği içinde bulunmalarını gerektirir.

Whatsapp Image 2024 10 07 At 14.47.46Zemin etüdü nedir ve neden bu kadar önemlidir?

Öncelikle sağlam zemine, sağlam bina! Diyoruz.

Zemin etüdü ile temel amaç; deprem, sel, heyelan gibi doğal afetler karşısında yapının göstereceği tepkiyi ve sağlam kalabilmesi için yapılacakları belirlemektir. Deprem anında kırılan fay üzerinde açığa çıkan enerji deprem dalgalarıyla durgun suya atılan bir taşın oluşturduğu halkalar şeklinde yer içinde yayılır. Kaya zeminlerde deprem dalgalarının frekansları küçük olduğu için deformasyonlar belli ölçüyü aşamaz ve binaya zarar veremez, Ancak alüvyon zeminde birçok frekans oluşur ve bina ile eşleşme olasılığı yükselir ve yıkılma olasılığı artar. Zemin etüdü raporu aynı zamanda riskli yapıların belirlenmesi ve güçlendirme çalışmaları için de hazırlanır.  Zemin etüdü raporu her türlü yapı inşası için yasal bir zorunluluktur ve detaylar Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nde yer alır.

Fakat ne acıdır ki eksik zemin bilgileriyle proje hazırlanması, dayanıklılığın estetiğe feda edilmesi, müşteri isteğinin standart ve kurallardan öne çıkması büyük hataları da beraberinde getirmektedir. Zemin taşıma gücü yetersiz kalmakta, taşıyıcı elemanların boyutları kuralların öngördüğü şartlara uymamakta, kısa kolon yapılması, fazladan çıkma yapılması gibi…   

Whatsapp Image 2024 10 07 At 14.47.46 (2)Zemin etüdü sürecinde hangi yöntemler kullanılır? Raporda hangi veriler bulunmalıdır?

Zemin etüdü laboratuvar deneyleri, saha çalışmaları, rapor hazırlama sürecinden oluşur. Saha çalışmaları kapsamında arazi deneyleri, sondaj faaliyetleri ve jeofizik ölçümler yapılır. Zemin etüdü karotlu temel sondajlarla başlar. Saha çalışmaları kapsamında arazi deneyleri, sondaj faaliyetleri ve jeofizik ölçümler yapılır. Zemin parametrelerini tespit etmek için temel  sondaj çalışması yapılarak numuneler alınır. Kuyularda yerinde uygun deneyler yapılır. Alınan karotlar, numuneler laboratuvarlarda deneye tabi tutulur ve zemin parametreleri tespit edilir. Tespit edilen bu parametrelere göre zemin etüt raporu hazırlanır.

Jeoloji mühendisleri tarafından hazırlanan raporda, parselin zemin parametreleri olan taşıma gücü, zemin sınıfı ve cinsi, yer ivmesi, yatak katsayısı, yeraltı su seviyesi gibi parametreler yer alır. Bölgenin deprem açısından risk derecesi, fay hattına uzaklık gibi temel bilgiler yer alır. Bu rapor, deprem sırasında oluşan yüklerin etkisini öncesinden görerek, inşa edilen yapının bu yükleri taşıyabilecek malzeme ve kesitlerden inşa edilmesinde rehber niteliğindedir. Parsel üzerine inşa edilecek yapıyı projelendiren inşaat mühendisinin yapacağı zemin emniyet gerilmesi gibi tüm hesaplar, mimarın boyutlandıracağı bina şeklini projelendirmek için zemin etüdündeki parametrelere göre yapıyı inşa etmek hayati önem arz etmektedir.

Whatsapp Image 2024 10 07 At 14.47.48Zemin etüdünün maliyeti nedir? İnşaat projesinin bütçesine etkisi ne olur?

Zemin etüt maliyetinin bina maliyetine etkisi yok denecek kadar çok azdır. Maliyeti günün şartlarına sondaj adet ve derinliğine göre belirlenmektedir. Örneğin -yaklaşık rakamlarla- 10 katlı bir binanın zemin etüdü yaklaşık 100 bin TL civarındadır. 200 metrekarelik 20 daireden oluşan bir binanın zemin etüt maliyeti ise yaklaşık 80 milyon milyondur. Bu demektir ki iyi bir zemin etüdü bina maliyetinin –yaklaşık- binde 1,25’ine denk gelmektedir. Bunu depremden önce katıldığım tv programlarında ve basın toplantılarında müteahhitlere ''Lütfen jeoloji mühendisiyle pazarlık yapmayın, maliyeti ne olursa olsun en iyi şekilde yaptırın '' ifadesiyle konunun önemine birçok kez dikkat çektim.

Whatsapp Image 2024 10 07 At 14.47.47 (1)Kahramanmaraş’ın geçmişten günümüze imar planında ne gibi değişimler olmuştur?

Ulu Cami’yi merkeze alan ve Kale’nin çevresindeki engebeli arazide kurulmuş olan eski Maraş 1978 yılında hazırlanan imar planıyla belediye ve valilik gibi kamu kuruluşları ile birlikte şehrin güneyine kaydırılmıştır. Ulu Cami ile Bahçelievler Cami arasındaki bölgeye MİA (merkezi iş alanı) özelliği kazandırılmıştır. Sonrasında 2014 yılında onaylanan imar planı ile Mikro Bölgeleme Çalışmaları da yapılarak imara uygun olan/olmayan ve önlemli alan tespitleri yapılmıştır. Buna göre şehrin doğusu ve batısına yapılacak binalar için zemin ve teknik açıdan gerekli kriterler belirtilmiştir. Dikkat edeceğimiz konu bu kararların uygulanma aşamasındaki gerçeklik, ne ölçüde ve sıklıkta denetlendiği ve eksiklikler karşısındaki tutumlardır!

Bir imar planında; arazi kullanım biçimleri, yerleşme alanlarının gelişimi ile yön ve büyüklükleri, nüfus yoğunlukları ve eşikleri, kentsel sosyal ve teknik altyapı alanları, ulaşım bağlantıları, mekânsal kullanım fonksiyonları ve yapılaşma değerleri bilgileri açıkça belirtilir.

Öncede ifade ettiğim gibi jeolojik/jeoteknik etütler imar planlarının en önemli temel verilerinin güncel ve doğru olması çok önemlidir. Yakın bir zamanda yaşadığımız asrın deprem felaketi sonrasında bu etütlerin önemini dolayısıyla detaylı ve bilimsel uygulamaların gerekliliği ve uygulanması, denetiminin gerekliliğini gözler önüne serilmiştir.

İmar planları, rantsal kazanımı önleyen, kamusal hizmete cevap verebilen, adil bir yaşam kurgusu sağlayan nitelikte olmalı ve sağlıklı ve ihtiyaca cevap verebilen bir yerleşim oluşturulmalıdır. İmar planları şeffaf ve katılımcı bir süreçle oluşturulmalıdır. İhtiyaç ve beklentiler doğrultusunda yerel halkla ve paydaşların görüş ve önerilerini almak önemlidir.  Plan yaparken dünyanın sürekli değişim içinde olduğu gözetilmelidir.

Whatsapp Image 2024 10 07 At 14.47.48 (1)Uygun yer seçiminden ne anlıyoruz? Uygun olmayan alanlarda yapılaşma ne gibi riskler taşır?

Şehir planlamalarında öncelikle inşa edilecek yapıların oturacağı zeminlerin taşıma gücü değerlerinin doğru tespit edilmesi gerekmektedir. Zeminin taşıyabileceği bina yükünün hesaplanması çok önemlidir. Yönetmelikler gereği imar planları hazırlanırken şehrin İmar Planına Esas Mikro Bölgeleme Etüt Raporunun hazırlanması gerekmektedir.

Şehirlerin İmar planları yapılırken, Jeoteknik etütler sonucu; uygun alan, önlemli alan ve uygun olmayan alanlar şeklinde tasnif edilir ve değerlendirilir. Zeminlerin taşıyacağı yüke göre ve zeminin deprem esnasında oluşan deprem dalgalarına karşı davranışına göre bölgeler belirlenir. Zeminin özelliğine göre uygun alanlarda belirli kriterlere göre yapılar inşa edilir. Uygun olmayan alanlara katiyen herhangi bir yapı inşa edilmez. Alüvyon zeminlerden uzak durulur veya mecbur kalındığında yerleşime uygun ise önlemli alan olarak imara açılır. Önlemli alanlara gerekli önlemler alınarak binalar projelendirilir. Düşük kat, kazıklı temel, jet graut gibi önlemlerle imara açılır. Maalesef alüvyonlardan oluşan bu bölgeler tek ve iki katlı bahçeli evler şeklinde imara açılmıştır. Ancak bu tek katlı ve iki katlı bahçeli evlerin olduğu yerler imar planı değişiklikleri ve imar aflarıyla önce dört kata ardında 7, 8, 9 derken 10 kata kadar yükseltildi. Kahramanmaraş’ta yıkılan yerlerden Bahçelievler semti, geçmişte iki veya tek katlı evlerin olduğu yerlerdi.

Bahçeli Evler, Trabzon Caddesi, Azerbaycan bulvarı ve stadyum çevresinde 8-10 katlı binaların yaklaşık %90’na yakını yıkılmıştır. Aynı bölgelerde 2-3-4 katlı binaların % 90’na yakını az hasarlı veya hasarsız depremi atlatmıştır. Yine en çok yıkımın olduğu yerlerden biri Dulkadiroğlu’nda, Kocabaş Konakları’nı örnek vererek ifade edeyim. Henüz karkas haldeyken gittim fotoğraflarını çektim. Bu binanın ve binanın zemininin bu yükseklikteki binayı taşıyamayacağını, zemine uygun yapılmadığından ilk sarsıntıda yıkılacağını yetkililere ifade etmiştim. Depremde ilk yıkılan binalardan birisiydi.

Bunun yanında aynı bölgede doğru statik hesaplarla, tünel kalıp sistemiyle, doğru zemin etütleri yapılarak inşa edilen 8 katlı,10 katlı binalar yıkılmamıştır. Örnek Doğu Kent, Güneş Evler gibi…

Şehir planlamasında, yer seçiminde topoğrafya, hidrojeolojik koşullar, iklim koşulları, yapı malzemeleri vs. parametrelerin esas alınmasını gerekli kılar. Bu anlamda Kahramanmaraş’ta son yaşadığımız 6 Şubat depremleri dahil bugüne kadar geçirilmiş olan depremlerde karşılaşılan yıkımlar da görünen o ki ya yeterli zemin etüdü yapılmamış, ya da zemin etüdüne uyumsuz yapılar inşa edilmiş. Ya da her ikisi birlikte…

Özetle, siz uygun olmayan alana bina yaparsanız, daha da ötesi uygun olmayan alana birde kötü bina yaparsanız kaçınılmaz son bellidir. Tıpkı 6 Şubat depremindeki gibi…

Kahramanmaraş’ta 21 Aralık Elektrik Kesintisi: İşte Etkilenecek Bölgeler! Kahramanmaraş’ta 21 Aralık Elektrik Kesintisi: İşte Etkilenecek Bölgeler!

Whatsapp Image 2024 10 07 At 14.47.47 (2)Toplumla iletişim ve bilgilendirme süreci noktasında Jeolojik verilerin halkla paylaşılması ne kadar önemli?

Jeolojik verilerin halkla paylaşılması, toplumun doğal afetler ve zemin riskleri konusunda bilinçlenmesini sağlar. Bu, hem güvenliği artırır hem de insanların çevresindeki riskleri anlamalarına yardımcı olur. Ayrıca, halkın görüşlerini almak ve sürece dahil etmek, daha sürdürülebilir ve yerel ihtiyaçlara uygun projelerin geliştirilmesine katkı sağlar. Kısacası, şeffaflık ve iletişim, hem toplumun güvenliği hem de mühendislik uygulamalarının başarısı için gereklidir.

Maalesef halkı aydınlatarak gerekli tedbirlerin alınması noktasındaki hassasiyetimiz karşılık bulamamıştır. Kahramanmaraş’ta kentsel dönüşüm gereken yapılar depreme dayanıklı hale getirilmemiştir. Bu deprem bize mühendislik disiplinlerinin yaptıkları yanlış hesapların, yanlış uygulamaların sonuçlarını, yanlış imar planlarının, imar aflarının, imar değişikliklerinin sonuçlarını çok acı bir şekilde göstermiştir.

Vatandaş daire satın alırken deprem noktasında dikkat edilecek temel hususlar neler olmalıdır?

Ev alırken alüvyon zeminler üzerinde inşa edilen binalardan uzak durulması önemlidir. Ülkemizde Erzincan, Bingöl, Van, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde en fazla yıkım ve can kaybı alüvyon zeminler üzerine inşa edilen binalarda olmuştur. Eğer ki müteahhit tarafından gereken tüm zemin ve inşaat önlemleri alınmış ise, 4 kata kadar binalar tercih edilebilir. Deprem bir doğa olayıdır, binalar yıkılmasa, insanlar ölmez.

Kaliteli iş yapan yüklenici firmaları tercih etmeliyiz. Kesinlikle kaya zeminlerde ve sağlam inşaatları tercih etmelerini öneririm. Evlerin genişliğine, lüks olmasına göre değil; zemin kalitesine, zemin etüdünün doğru yapılıp yapılmadığına ve mühendislik hesaplarına dikkat edilmelidir. Çok yüksek katlı binalardan kaçınılması gerektiği unutulmamalıdır; çünkü biz Türkiye olarak ciddi bir deprem kuşağında yer alıyoruz. Kahramanmaraş depremi, beklenmeyen tektonik oluşumları ortaya çıkardı ve mühendislik disiplinlerine uyulsa bile binalarda tahmin edilemeyen jeolojik gelişmeler yaşanabiliyor.

Muhabir: ŞULE KİRİŞÇİ