Servikal intraepitelyal lezyonların çoğunlukla Human Papilloma Virüsü (HPV) enfeksiyonları sonucunda geliştiğini belirten Prof. Dr. Meydanlı, düzenli tarama testlerinin büyük önem taşıdığını söyledi.
"HPV Testleri, Lezyonların Erken Tespiti İçin Kritik"
HPV'nin servikal kanserin başlıca nedeni olduğunun altını çizen Prof. Dr. Meydanlı, servikal intraepitelyal lezyonların erken dönemde tespit edilmesinin, kanser riskinin azaltılması için kritik olduğunu ifade etti. "Düşük dereceli (L-SIL) ve yüksek dereceli (H-SIL) servikal lezyonlar arasında farklar vardır. L-SIL'ler genellikle kendiliğinden iyileşebilirken, H-SIL'ler tedavi gerektirir. Bu lezyonlar, Pap smear ve HPV testleri ile erken dönemde saptanabilir. Erken tedavi edilmedikleri takdirde, zamanla servikal kanser riski oluşturabilirler," dedi.
"Risk Faktörleri ve Korunma Yöntemleri"
Prof. Dr. Meydanlı, servikal intraepitelyal lezyonların gelişiminde HPV enfeksiyonunun yanı sıra, sigara içme, bağışıklık sistemi zayıflığı ve çoklu cinsel partner gibi faktörlerin de etkili olabileceğini söyledi. Bu lezyonların önlenmesi için birincil koruma olarak 10-12 yaş arasındaki kız çocuklarının HPV aşısı ile korunmasının önemli olduğunu belirtti.
"Tedavi Yöntemleri"
Servikal intraepitelyal lezyonların tedavisinde uygulanan yöntemlerin, hücresel değişimin derecesine göre farklılık gösterdiğini açıklayan Prof. Dr. Meydanlı, "L-SIL'ler genellikle izlem altında tutulur, ancak H-SIL'ler cerrahi müdahale gerektirebilir. Lazer tedavisi, kriyoterapi ve konizasyon gibi tedavi yöntemleriyle, erken teşhis ve müdahale sayesinde servikal kanserin önlenmesi mümkündür. Bu nedenle kadınların düzenli jinekolojik kontrollerini aksatmamaları büyük önem taşır," diyerek erken teşhis ve tedaviye olan gereksinimi vurguladı.