Alkolün korkunç zararlara ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açtığına dikkati çeken Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, alkol alan bir bireyin, kendisi kadar, ailesine ve yakın çevresine de zarar verdiğini belirterek, “Alkol birçok ölümcül hastalığın sebebi, aile içi şiddeti körükleyen, tacizden cinayete uzanan kötülükler zincirinin baş sorumlusudur. Eğlence masumiyetinin altına sığınılan yılbaşı geceleri maalesef alkol kullanımını arttırıyor. Alkolün sağlığa verdiği zararların yanı sıra yol açtığı sorunlar da çok acı verici. Özellikle yılbaşı kutlamalarında alkolden kaynaklanan kaza, şiddet, taciz görüntüleriyle bu sene karşılaşmamak için halkımızı sağduyulu olmaya davet ediyoruz. Alkolsüz eğlenmek mümkün!” dedi.   Alkolün azı da, çoğu da zararlı! Alkol kullanımının kalp, beyin, karaciğer gibi hayati organlara az bir kullanım olsa dahi ciddi zararlar verdiğini de hatırlatan Öztürk, şu bilgileri aktarıyor: “Yılbaşında maalesef alkol tüketimi oldukça artıyor. Araştırmalar birçok gencin hayatında ilk defa alkolü yılbaşı kutlamalarında aldığını gösteriyor. Bağımlılık yapıcı bir madde olduğundan ve “keyif verir, eğlencelidir, sosyalleşmeni sağlar, bir kereden bir şey olmaz” gibi yanlış algılardan ötürü gençler alkol kullanmaya hızla devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü alkol kullanımında güvenli bir alt sınır olmadığını belirtiyor. Yani alkolün azı da, çoğu da zararlıdır.”   Alkol, küresel hastalıkların en önemli risk faktörlerinden biri Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, cinayetlerin yüze 85’i, tecavüzlerin yüzde 50’si, şiddet olaylarının yüzde 50’si, trafik kazalarının yüzde 60’ı, kadına şiddet olaylarının da yüzde 70’i alkollüyken gerçekleşiyor. Yanı sıra alkol nedenli ölüm oranlarının yaklaşık yüzde 25’i 20-39 yaş aralığındaki gruplarda görülüyor. Dünyada 76,3 milyon kişide alkol kullanım bozukluğu yaşıyor. Alkolün, dünyada küresel hastalık yükünü oluşturan risk faktörleri içerisinde üçüncü sırada yer alıyor. Aile içinde gergin ve çatışmalı bir ortamın varlığı çocukların bağımlılıklara kaymasında önemli bir etken. Aynı zamanda ebeveynlerin alkol kullanması, çeşitli sorunlarla karşılaştıklarında alkolden medet ummaları, ileride çocuklarının da bir sorunla karşılaştığında alkole sarılmasına neden oluyor. Alkol kullanan kişilerde şiddet eğiliminin yüksek olduğunu belirten uzmanlar, bu ortamda yaşayan çocukların gördükleri zararlara dikkat çekiyor ve çocukların her konuda ve her yaşta anne ve babasını örnek aldığını hatırlatıyor. Ailede alkol bağımlısı bir bireyin varlığı, aile içi iletişime ve çocukların psikolojisine büyük zarar veriyor. Ebeveynlerin alkol kullanma alışkanlıkları, çeşitli sorunlarla karşılaştıklarında alkolden medet ummaları, ileride çocuklarının da bir sorunla karşılaştığında alkole sarılmasına neden oluyor. Uzmanlar, çocukların her konuda ve her yaşta anne ve babasını örnek aldığına dikkat çekerek, bağımlılıkla mücadelenin ilk ve en önemli adımının çocuğun bağımlılık yapan maddelerle hiç tanışmamasını sağlamak olduğuna dikkat çekiyor.   Alkol çocukluk çağı travmalarının baş sorumlusu Alkol bağımlısı bir bireyin, kendisi kadar, ailesine ve yakın çevresine de zarar verdiğini belirten Uzman Psikolog Aziz Görkem Çetin, şiddetin alkol bağımlılığının en bariz göstergelerinden biri olduğunu ifade ediyor. Aile içi şiddeti körükleyen, dayaktan cinayete uzanan bir kötülükler zincirinin baş sorumlusu olan alkol, çocukluk çağı travmalarının da başkahramanı. Aile içinde şiddete maruz kalan ya da tanık olan çocuklar da çok büyük olasılıkla ilerde şiddete yönleniyor. Çetin, “Şiddete maruz kalan bir çocuk şiddete yönelik eğilim gösterir” diyor. Aile içinde çocuklara yönelik şiddet ile kadına yönelik şiddet arasında ciddi bir ilişki kuran Çetin, şunları söylüyor: “Bir aile içinde şiddet varsa büyük olasılıkla çocuk da şiddet görmektedir. Pek çok anne, çocuğundan şiddeti gizlediğini düşünür ancak çocuklar şiddete fiziken tanık olmasalar da seslerden ve şiddetin beden üzerinde oluşturduğu izlerden zarar görür. Şiddeti yaşayan çocukların aile dışında da şiddet uyguladıklarını görüyoruz. Özellikle akranlarına zorbalık uygulamaya eğiliminin diğer çocuklara kıyasla daha fazla olduğu görülüyor. Alkol bağımlısı bir baba nedeniyle şiddete maruz kalan çocuklarda ileriki yıllarda depresyon, kişilik bozukluğu, uyuşturucu kullanımı ve kaygı bozukluğu gibi sorunlar da ortaya çıkıyor.”   Aile içinde huzur ve ödüllendirme olmalı Aile içinde gergin ve çatışmalı bir ortamın varlığı, ödüllendirmenin yetersiz oluşu, çocukların bağımlılık davranışını edinme¬sinde etkendir. Ailenin maddelere karşı olan tutumu gen¬cin davranışlarını belirlemede çok etkin olur. Bu nedenle anne-babanın çocuklarıyla veya kendi aralarında kronik çatışmaların oluşmamasına, evde huzur ve ödüllendirme olmasına dikkat edilmelidir. Bu tip çatışma ortamının çocuklarda alkol veya madde kullanmaya başlamada önemli bir etken olduğuna dikkat çeken Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk ise şu bilgileri veriyor: “Kronik çatışmalar sonucunda sürekli olumsuz duyguların dile getirilmesi, aile bağlarının kuvvetli olmaması madde kullanımı ile ilişkilidir. Çoğunlukla olumsuz duyguların ifade edildiği, sözel ödüllendirmenin eksik olduğu ailelerde yetişen çocuklar, daha az kendine güvenli olur ve madde kullanımı karşısında da aynı şekilde güvensiz davranışları sonucunda “hayır” diyemezler. Özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarda anne-babanın alkol ve madde kullanıyor olması, aynı zamanda çocuklarının da gelecekte benzer bir sorun yaşamasına neden olabilmektedir.” YEDAM ile alkol ve uyuşturucu bağımlılarına ve yakınlarına ücretsiz psikolojik danışmanlık ve rehabilitasyon hizmeti verdiklerini belirten Öztürk, “Alkol bağımlılığı hemen nüksedebilen bir bağımlılık türü. Tekrar başlamaması için bireyin rehabilitasyon desteği alması şart. Bizler de hem alkol bağımlılarına, hem de bağımlı kadar zarar gören yakınlarına, aile bireylerine ücretsiz olarak YEDAM’da destek veriyoruz, onları tekrar hayata kazandırıyoruz“ diyor.