Evrende bütün mülk Allah’ındır.Yalnız Allah’ın bu insanların istifadesine sunulmuştur.Fakat öyle bir yer vardır ki orası doğrudan doğruya,vasıtasız olarak Allah’a aittir.başka hiçbir maksatla kullanılamayan bu yer Mekke de ki Kâbe’dir. Bütün Müslümanların hedeflerinden biri hacca gitmektir. Gücü yeten Müslüman’a da hacca gitmek farzdır. Hacc olayı, yeryüzündeki Müslümanların bir araya geldiği ,bütün maddi şeylerden kurtulduğu bir andır. Allah’a daha yakın olma arzusunun bir simgesidir.Hacc, maddi ve manevi ,hem beden ve hem de mal ile yapılan bir ibadettir.Hacc, mal,mülk,çocuk, çoluk, her şeyi geride bırakarak gerçek bir kul olma arzusudur.Bir bakıma Allah’ı anma ve zikretmenin zirvesidir. Hac,maddi imkanı olan her Müslüman’ın ömründe bir defa gitmesi farzdır. İmkanı olanın birkaç defa gitmesi sünnettir. Onun duyduğu istek ve arzusuna bağlıdır. İbadetlerde sınır yoktur. Dindar olmanın şartı dinde yoğrulmaktır. Dindar olmanın da bir sınırı yoktur. fazlalık ve aşırılık diye bir şey olmaz. Peygamberimiz : “makbul bir hacc, dünya ve dünyadaki her şeyden daha iyidir.” Ve “ Hac düşüncesi ile evinden çıkıp, yolda vefat etmiş bir kimseye kıyamete kadar , her sene bir hac ve umre sevabı yazılır.” Buyurmuşlardır. Bunları bilen insan hac görevini ihmal etmez. İmam-ı Gazali, Kimyayı Saadet’ de şöyle bir olay nakleder : “Büyüklerden İbn-i Muvaffak bir sene hacca gider. Arefe gecesi gökten yeşillere bürünmüş iki meleğin indiğini görür.biri diğerine soruyor :”Bu sene hacca gelenlerin sayısını biliyor musun?” “Altı yüz bin kişi “diye cevap verir. “”Kaç kişinin haccının kabul olduğunu biliyorsun?” Soran melek “Yalnız altı kişinin haccı kabul oldu” dedi. Bunu duyan İbn-i Muvaffak , bu sözlerin korkusu ile rüyasından uyanır.Çok üzülür :” İmkanı yok,ben bu altı kişiden biri olamam” der.Bu üzüntü ve düşünce ile Meş’aru’l Haram’a(Müjdelife) gider. Orada uyur. Aynı melekleri rüyasında görür. Meleklerin konuşmalarının devam ettiğini işitir. Soruyu soran melek dedi ki:” “ Bu altı kişinin her biri hürmetine Allahu Teala yüz bin kişi bağışladı.”(Altı kişi için, altı yüz bin).Bunu duyunca sevinçle uykudan uyanır ve Allahu Teala’ya şükreder. Üzerine hac vazifesi düşen kimse kendi adına hac etmesi gerekir. Başkalarının yerine vekil olarak gitmek isteyenlerin öncelikle kendi görevini yerine getirmeli ki başkalarının yerine gidebilsin. İbadetlerin esas amaçlarından biride etrafında bulunanları zor durumda bırakmamaktır. Kişi hacca gideceğim diye çoluk çocuğunun rızkını keserek, onları zor durum da bırakmamaktır. Ailesinin ve kendi gidip gelinceye kadar masraflarını karşılamış olması gerekir. Hacca gücü yetenlerin hemen gitmeleri gerekir. Ertelemeleri doğru olmaz.Çünkü yarınların ne olacağı belli olmaz.Sağlık elden gidebilir.Bu gün sahip olunan imkanlar yarın olmayabilir.Ömür vefa etmeyebilir.he şeyi hesaba katarak haccı tehir etmemek gerekir. Hac esnasında yapılan bütün hareketlerin bir anlamı vardır. Bu şartları yerine getirdikten sonra ruhani hava teneffüs edilir.Önemli olan bu hazzı tadabilmektir.Şeytanı taşlarken,karşıda şeytanı görüyormuşçasına bu görevi yerine getirmek gerekir.Haccın rüknünü yerine getirebilmek için haccın farzlarını,vaciplerini ve sünnetlerini çok iyi bilinmesi gerekir ki yaptığı ibadetlerin hazzını tadabilir.