Yeşilay tarafındandüzenlenen “2. Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu” ulusal ve uluslararası konuşmacıları ağırladı.  ‘Kanıta DayalıPolitikalar ve Yaklaşımlar’, ‘Bağımlılıkla İlgili İşgücünün Eğitimi’ ve ‘HalkSağlığı Uygulamaları’ ana temalarıyla gerçekleştirilen sempozyum sivil toplumkuruluşlarının uyuşturucu ile mücadeledeki rollerinin tartışıldığı oturumlabaşladı.  Uyuşturucu ile mücadelede iş gücünün eğitimi konusunda;bağımlılık danışmanlığı ulusal mesleki yeterlilik örneği ve üniversitelerdebağımlılıkla ilgili eğitim merkezi kurulmasının neden gerekli olduğutartışılırken, uyuşturucu ile mücadeleye farklı yaklaşım ve girişimleriniyileştirilmesi ayrı oturumlarda ele alındı. Program, medyanın maddekullanımıyla mücadelede rolü konusunda panel ile sona erdi.

Yeşilay Genel MüdürüSultan Işık yaptığı sunumda; politika üretmek de dahil, toplumu işin içerisinekatabilmenin en önemli noktasının STK’ların dahiliyetinin sağlanması olduğunadikkat çekerek bağımlılık meselesi ile ilgili olarak; “Bağımlı kişinin toplumakazandırılması sadece tek bir yapının sorunu değildir. Hepimizin sorunudur.STK’lar ile iş birliğinde sürecin bir parçası olmamız gerekiyor. Siz tekbaşınıza belirli yaptırımlar uygulayarak tedavi ettirip ilerleseniz bile bukişiler topuma katılmaya karar verdiğinde toplumun onları yeniden birey olarakkabul etmesini ya da var olmasını tek başına sağlayamazsınız. Mutlu bir toplumtoplumun anlayışı ve kabulü ile mümkündür” dedi.

Sultan Işık Yeşilay’ınçalışmalarının altını çizdi: “Yeşilay olarak önleme stratejimiz kapsamındayürüttüğümüz Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı ile 13 milyonöğrenci ve 2 milyon yetişkine ulaştık.  7. ve 8. sınıfa yönelik YaşamBecerileri Eğitim Programı’nı da önlemenin bir ayağı olarak devam ettiriyor,çocuklarımızın hayır diyebilme yeteneğini öğretmeyi hedefliyoruz. OkuldaBağımlılığa Müdahale Programı da bir şekilde az da olsa denemiş ancak bağımlınoktasına gelmemiş çocuklara müdahil olmamızı sağlıyor. Diğer yandan YeşilayDanışmanlık Merkezlerimiz (YEDAM) ile ücretsiz psikososyal destek hizmetiveriyoruz. 2106 – 2018 yılları arasında 37 bin 600 kişi danışma hattımızıarayarak destek almak istedi. YEDAM bünyesindeki el sanatları, gastronomi,grafik tasarım ve spor, sağlıklı yaşam atölyeleri ile de rehabilitasyonhizmetlerimizi sürdürüyor, bu sayede danışanların mesleki yeterliliklerinigeliştirmeyi ve toplumla sosyal uyumlarını sağlayarak onları üreten konumagetirmeyi amaçlıyoruz”

EsbjörnHörnberg, IOGT: “Kamu sağlığının oluşturulması yönünde çalışma yapıyoruz.Yasadışı uyuşturucuların ciddi zararları bulunuyor. Uyuşturucu kullanımınıngenç insanlara zararı ise çok daha büyük. Ruhsal sağlıklarını bozuyor ve beyingelişimini olumsuz etkiliyor. Her 16 kişiden biri esrar denerse mutlaka bağımlıhale gelecektir. Bu da IQ düzeyini 6,8 oranında azaltıyor. Diğer yandan esrarkullanımı ruhsal hastalıklara yakalanma olasılığını iki kat artırıyor. Yasadışıilaç kullanımı da topluma, bireylerin karakterine zarar veriyor. Süreklikullanımı bireylerin yetkinliklerini azaltırken aile içerisinde rolünü yokediyor, arkadaş ilişkilerine zarar vererek uzun dönemde sosyal izolasyonasebebiyet veriyor. Ortaya çıkarılan zararın sosyoekonomik boyutu ve ekonomikyükü de çok ağır. Toplumun sermayesini eritiyor. Şiddete ve suça yol açarkenüretkenliği azaltıyor.”

GeneralArthur T. Dean, CADCA: “1980’lerde ABD’de kokain salgınıvardı. CADCA bu vesile ile kuruldu. Birçok hükümet kapsamında eğitim, araştırmave kamu politika savunuculuğu yapıyoruz. Uluslararası programlar oluşturuyor,özellikle de gençlere odaklanıyoruz. Bugün 30 ülkede varlık gösteriyoruz. 2016yılında yüksek dozda uyuşturucu kullanımından dolayı 72 bin kişiyi kaybettik.2017 rakamları maalesef bundan da yüksek. İnanıyoruz ki toplum temelli koalisyonen iyi çözüm. Ebeveynler, gençler, iş dünyası, gençlere hizmet verenkuruluşlar, kolluk kuvvetleri vb. yaklaşık 12 sektör var. Bunlar kesinliklebirlikte çalışılacak sektörler. İşin bütüncül olarak ele alınmasının büyükfayda sağlayacağına inanıyorum.”

Mirella Dummer Frahi,UNODC Civil Society Team: “UNODC olarak politika ve kamu işlerinden sorumluyuz.Rolümüz STK’ları bir araya getirmek ve STK’ların Birleşmiş Milletler’de sesçıkarabilmesini sağlamak. Görevimiz, tek bir ses oluşturabilmek. Bu nedenlepolitika düzeyinde tek bir çatı organizasyon olarak çalışıyoruz. 2030sürdürülebilirlik kalkınma hedefleri doğrultusunda refah ve sağlıklı toplumuteşvik etmek ve uyuşturucu ile mücadeleyi desteklemek gibi görevlerimiz var.UNODC bu noktada tedavi müdahalelerinde ne kadar yol alındığını izlemekten desorumlu.”

Sivil toplumkuruluşları, uyuşturucu ile mücadele tecrübelerini paylaştı 

SerkanBakırtaş, TOBFED: “Sektörde kadın istihdamının artması, meslek sahibi olmayangençlerin meslek edindirilmesi ve geri dönüşüm konularında pek çok yapı ile işbirliğindeyiz. Sektörde bağımlılık oranı çok yüksek. Yeşilay ile çalışmamızneticesinde; Yeşilay’ın yönlendirdiği gençlerin istihdamını ve bundan bağımsızgençlerin topluma kazandırılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

NailAykan, ICV: “Avustralya bir göçmen ülkesi ve azınlıklardan daoluşuyor. Tecrübeleri farklı… 25 milyonluk nüfusun 200 yıllık geçmişin ve 100yıllık federasyon varlığı mevcut. İlk Müslümanlar 1500 yıllarında Endonezya veAfganistan’dan gelmiş. Toplam nüfusun yüzde 2,6’sı… Laik bir ülke. Yüzde 55oranında Hristiyan mevcut. Yüzde 30’u Ateist. Üçüncü grup ise Müslümanlar...Victoria’da yaşayan Müslümanların ise 3’te 2’si hapishanede. Hapishanedekilerinde 3’te ikisinin mahkûmiyet nedeni uyuşturucu. Diğer yandan Avustralya’da kişibaşına düşen intihar girişimi günde 8…  Daha da önemlisi her gün 200kişinin intihar girişiminde bulunması. 2016 Viktorya Alkol ve UyuşturucuDerneği, 2016 yılında hükümet fonlarına başvurdu. Kanıta dayalı bir çalışmayaparak 1,5 milyon dolarlık destek aldı. Müslüman alkol ve tütün bağımlılığırehabilitasyon merkezi kuruldu. Eğitim istihdam ve müdahale olmadan uyuşturucuile mücadele etmek mümkün olamaz. Gençlerle konuşurken şunu öğreniyoruz: Alkoltütün ve uyuşturucular bir tür kaçma yolu. Ötekileştiriyorlar. Gençler de bunoktada mevcut sistemde kimlik problemi yaşamaya başlıyor.”

TajudeenAbiola, Yeşilay Nijerya: “Batı Afrika çoklu fiziksel alanlarınbulunduğu bir yer. Dünya nüfusunun yüzde 5’i burada yaşıyor. Bölgede pek çokinsan kaynaklı sorun bulunuyor. Bağımlılık deneyimine baktığımızda ise yasadışı uyuşturucuların yerel üretim ile elde edildiğini görüyoruz. Doğal yapı buürünlerin ulaştırılmasında Güney Afrika’ya fırsat sunuyor. Bazı bölgelertransit konumunda. Ve tüm bu döngü bir bağımlılık krizine sebebiyet veriyor.İnsan unsurları bölgede bu trafiğin en temel sebebi. Toplum içerisindeuyuşturucu kaynaklı suçları da tetikliyor. Eğer stratejik olarak bu uyuşturucuproblemi ile ilgilenilirse, sorun çözülürse toplumun yararına olacaktır. Bubağlamda Afrika çaba gösteriyor.  Bölgedeki ülkelerle çalışıyor. Diğeryandan STK’lar da büyük bir rol üstlenmeli.”

ShuaidaAdam, Yeşilay Güney Afrika: “Ekonomik olarak büyüyen bir Afrika sözkonusu. İklim temelli zorluklar mevcut. Küresel ekonomik krizler de pek çoksüreci etkiliyor.  Farklı alanlarda aktif olan pek çok STK söz konusu.Afrika’daki STK’lar sürdürülebilir destek modelini hayata geçirmeyeçalışıyorlar. Uyuşturucu kaynaklı ölümler en yüksek oranla Kuzey Amerika’da.Afrika’da maalesef Kuzey Amerika’nın ardından geliyor. Madde bağımlılığınınekonomide yarattığı kayıp ise 2,7 milyar dolar.  Bunu azaltmak içinçalışmalar gerçekleştiriyoruz ancak bürokrasi konusunda sıkıntı yaşadığımızısöyleyebiliriz. Hem diğer STK’lar hem de kurumlarla iş birliğimizi artırarak bukaybı düşürmek için çalışıyoruz.”