Başarı insanlar tarafından istenen önemli bir kavramdır. İnsanlara sorduğumuzda herkes başarılı olmak ister. Yapılan araştırmalarda insanların %100 başarılı olmayı istiyorlar. Lakin başarıya ulaşanlara baktığımız da ise başarıyı isteyenlerin ancak %10 istediği başarıya ulaşıyorlar. Neden bu oran yüzde on civarında kalmaktadır. Bu soruya verilen en önemli yanıt istek oranının düşük olmasıdır.
Hayatımıza birçok uyaran katılmaktadır. Başarılı olma isteği de özellikle bir planladığımız ve düşündüğümüz güçlü bir uyarıcıdır. Bu güçlü uyarıcı olan başarılı olma istediğinden daha güçlü bir uyarıcı var ise bilinçaltımız o isteği gerçekleştirmeye yönelir.
O nedenle yapmak istediğimiz davranış ile yaptığımız davranış arasındaki farkı belirleyen yaptığımız davranıştaki istemenin gücüdür. Örneklendirecek olursak; İsteme düzeyimize 1 ile 10 arası puan verecek olsan 1 en az isteme 10 ise en çok isteme olsun. Bilinçaltı başarılı olmaya 7 puan, Gezme, Teknoloji Kullanımı, …vb. gibi durumlara ise 9 puan veriyor ise elbette ki bilince çıkacak davranışta gezme, teknoloji kullanımı, eğlence, …vb. olacaktır. Burada bilinçaltını açıklamaya ekstra zaman ayırmayacağım daha önceki yazılarımda bilinçaltının gücüne ayrıntılı değindim ancak kısaca şunu söyleyebilirim; davranışları belirleyen temel bilgiler bilinçaltındaki verilerdir.
Bilinçaltını hafıza hatta uzun süreli hafıza olarak aklımızda tutalım lakin bu hafızanın kapasitesi sınırsızdır. Bilinçaltında unutma olmadığından yaşadığımız, okuduğumuz, gördüğümüz, hissettiğimiz, …vb. tüm durumlardaki bilgiler buraya kayıt ediliyor. İstememe, kendine güvenmeme, başaracağına inanmama, …vb. gibi olumsuz verilere daha önem vererek kayıt ediyor ve unutmuyor. Davranışa dönmese de hayal ettiğimiz, dile getirdiğimiz, hissettiğimiz, tüm olumsuz duygu ve düşünceler zihnimizin bilinçaltına engellenmeden kayıt edilir. O nedenle ne konuştuğumuz ne hayal ettiğimiz ne hissettiğimize dikkat etmemiz gerekir. Olumlu şeylerle bu durumları gerçekleştirirsek bilince de olumlu davranışlar çıkmaktadır. Olumsuz şeyler ile zihnimizi meşgul edersek de bilince olumsuz davranışlar çıkar.
Dile getirdiğimiz bazı istek cümlelerini şu şekilde sıralayabiliriz;
- Bu sınavda başarısız olmak istemiyorum?
- Hayatta mutsuz olmak istemiyorum?
- Fakir kalmak istemiyorum?
- …vb. şekilde insanlar isteklerini dile getirirler.
Size göre kurulan bu cümlelerde bir yanlışlık var mı?
Elbette ki var. Bilinçaltı olumsuz ile olumlu ayırmaz olduğu gibi kabul eder. Yine bilinçaltının en önemli bir diğer özelliği ise -ma – me- mi, -malı -meli takılarını kabul etmez.
Örneğin ilk istek cümlemizde; - Bu sınavda başarısız olmak istemiyorum? Şeklinde idi. Burada Başarısız olmak olduğu gibi alınır istemiyorum ise fiilin sonundaki miyorumdaki (mi) dikkate alınmadan istiyorum diye bilinçaltına kayıt edilir.
İstek cümlemiz,
- Sınavda başarısız olmak istemiyorum? iken
Bilinçaltımız tarafından,
- Sınavda başarısız olmak istiyorum?
olarak kayıt altına alındı. Bu şekilde kayıt altına alınan istekler ise bu isteği gerçekleştirmek için yapması gerekenleri yapar, bu yapılanlar ise ders çalışmama, teknoloji ile fazla zaman geçirme, …vb. ders çalışma dışı davranışlar olacaktır. Ders çalışma davranışa yok ise sonuçta elde edilen ürün ise sınavda başarısızlık olacaktır.
Değerli okurlarım o nedenle ne istediğimizden ziyade nasıl istediğimiz, kurduğumuz cümlelerin yapısı çok önem arz etmektedir. Kaçındığımız değil istediğimizi kurduğumuz cümlede ve düşüncede dile getirmemiz gerekir.
Örneklerimizi tekrar olumlu halleri ile düzenleyecek olur isek;
- Bu sınavda başarısız olmak istemiyorum?
- Bu sınavda başarılı olmak istiyorum?
- Hayatta mutsuz olmak istemiyorum?
- Hayatta mutlu olmak istiyorum?
- Fakir kalmak istemiyorum?
- Zengin olmak istiyorum?
Dile gelen ya da gelmeyen düşünceler duadır.
Pekâlâ dualarınız niye gerçekleşmediğini anladınız mı?
Olumsuzluğu ister isek olumsuzluk
Olumluluğu istersek de olumluluk geçekleşiyor.
İstemeye ve dua devam ancak olması gerektiği gibi isteyelim bugünden sonra Vesselam.