Gecelerde bir yalnızlığı büyüttü bir çocuk
Hicran doldu kalemlere mürekkep yerine
Kanlarını boşaltıyor gözlerinden oluk oluk
Dalıp dalıp gidiyor birisi ölü ruhlar alemine
Bilinmez ki sırrı gönüllere çekilen perdenin
Bilinmez ki nereye kayboldu şulesi gözlerinin
Zaman kırıyor, belini büküyor cebir ile sevdanın Ayrılıkta akrebe de yelkovana da hükmedilmiyor
Sanki çivilerini söküyorlar temelinden dünyanın
Kuşları küstürülmüş göklerinde hiçbiri görünmüyor Hezeyanı soluksuz büyüyor içimizde sessiz gecelerin Bilinmez ki nereye kayboldu o hoş sadâsı nefesinin
Adını anmadan yazacak kalemim güzelliğin destanını Adını taşıyan herkes gözümde daha kıymetli olacak Her aklıma düşürdüğümde ipekten tel tel saçlarını Yüreğimde zamansız amansız bir isyan bastırılacak Savuracak küllerini soğuk rüzgar sönmüş ateşin Bilinmez ki nereye kayboldu sıcaklığı ellerinin
Gözlerin keskin bir bıçak gibi kesip geçerken derimi Şimdi hangi limanlarda fener olup ışıl ışıl parlıyor
Bir gül sevdasına dikeniyle yaralarken ellerimi
Kalbim göklerinde kayan yıldız gibi boşluğa düşüyor Bilinmez ki ne zaman bitecek hasreti gül cemalinin Bilinmez ki nereye kayboldu ellerin, gözlerin, nefesin.