Şimdiki yazacaklarıma kimse kızmasın, gücenmesin, darılmasın… Lafa gelince herkes memleket milliyetçisi, icraata gelince öne çıkan kimse yok… Yıllardır dilimize doladığımız başımıza konan ‘talih kuşu’nu ‘devlet kuşu’ olarak değiştirdik. Kahramanmaraş’ta şimdi bu moda, birçok insanın başına kendi tabirlerince ‘devlet kuşu’ kondu, ne kopartırsak o kar. Neden mi? Germenicia’nın bulunduğu Dulkadiroğlu, Bağlarbaşı ve Namık Kemal Mahalleleri, Tekke, Kahramanmaraş Göksun karayolunun geçtiği güzergâhta bulunan alanlar, Büyükşehir Belediyesinin kent içinde genişletmeye ve yeni açmaya çalıştığı cadde üzerleri. Evet saydığım bu mekanlara devlet kuşu kondu. Geçmiş dönemlerde yolun kendi arazilerinin yanından geçirmek için yoğun çaba sarfeden, ‘yol medeniyettir, ayrıca bir hayırdır’ diyerek evlerini bedelsiz yol için veren bir toplumdan çıktık, devletten ne kadar koparırsak onu kar gören bir toplum haline geldik. Kahramanmaraş-Göksun karayolu üzerinde bulunan güzergâhta değişiklikler oldu, şimdi 12 tünel, 4 viyadükle Göksun 22 km daha kısalıyor. Kahramanmaraş-Göksun karayolu için ilk şantiye Kurucaova mahallesine kuruldu. Müteahhit Firmanın duyarlılığını da tabiki takdir etmemek elde değil. Müteahhit Firmanın görevi Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırması yapılan alanlardan projeye göre yolu geçirtmektir. Kurucaova’da ne kadar sorun olduğunu, müteahhit firmanın yine de köylüleri düşünerek maddi ne kadar fedakarlık yaptığını tahmin edebiliyorum. Bakanlar Kurulundan acil kamulaştırma izni çıkmadan önceki süreçte Çağlayan Tünellerinin bir iki vatandaşın 2-3 dönüm ve 7 tane ağaç yüzünden açılamadığını biliyor muydunuz? Şimdi diyeceksiniz ki; yıkın gidin. Nerede hukuk devleti, ondan sonra bağıracaksınız; ‘zorla gasp var’ Çağlayan Tünellerinin önünde 7 tane ağaç var. Yöre vatandaşı çıkıyor 7 ağacı kestirmiyor, direniyor. Kahramanmaraş tarihinin en standardı yüksek yolunu 7 ağaç yüzünden bir türlü kullanamıyor. Adama bedeli bile teklif ediliyor fakat adam astronomik rakamlar isteyerek bu istekleri de geri çeviriyor. Kapısına gelen devleti bir kazanç kapısı olarak görüyor. Ne kadar yazık. Çok şükür Milletvekili M. Uğur Dilipak’ın girişimleri Başbakan Yardımcısı ’ın gayreti ile o güzergâhtaki tüm parseller acil kamulaştırma izni çerçevesine alındı, astronomik rakamlar istense bile yolun açılmasına mani olunamayacak duruma geldi. Makalemin başlığında Sanko demiştim. Memleketinde Sanko’yu bir görün, sadece memleketinde değil, yatırım yaptığı tüm illere katkısını bir görün. Ağabeyliği, memleket milliyetçiliğini bir görün. Gaziantep bilindiği üzere yıllardır içme suyunu Kartalkaya Barajından karşılıyordu. Barajın işlevini kaybetmeye başlamışıyla rotayı Düzbağ’a çevirdiler. Şimdi Düzbağ Barajı yapılıyor ve Gaziantep içme suyunu o barajdan karşılayacak. O akarsu üzerinde Sanko Halding’in iki tane milyon dolarlarca harcanarak yapılan hidro elektrik santrali var. Çağlayandaki inatçı amcanın 7 ağacı nedeniyle açılamayan yol gibi istese Sanko’da buna müsaade etmeyebilir. Fakat Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu ve Yönetim Kurulu Başkanı Sani Konukoğlu’nun ağzından; ‘Gaziantep’e hidro elektrik santrallerimiz feda olsun’ diyerek yıkmalarına izin vermek tam bir memleket milliyetçiliği, Gaziantep sevdalılığı değil de ne? Biz bir taraftan 7 tane ağacın hesabını yaparak 50 TL fazla alabilmek için 250 milyonluk yatırımın açılmasını engelliyoruz, diğer taraftan bir iş adamı çıkıyor milyonlarca dolar harcayarak yaptığı santrallerden vazgeçiyor. İşte fark bu… hep Gaziantep’i örnek veriyoruz ya; Antep’le aramızdaki fark bu…