Türkiye Bilişim Vakfı çatısı altında bir inisiyatif olarak kurulan ve kâr amacı gütmeden faaliyet gösteren Blockchain Türkiye Platformu dün düzenlediği basın toplantısında ‘Tedarik Zincirleri ve Uluslararası Ticaret Zinciri için Blok Zinciri’ konusunda sürdürdüğü çalışmaları anlattı. Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı ile KPMG Türkiye Başkanı ve Blockchain Türkiye Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Murat Alsan’ın ev sahipliğindeki toplantıda, Avrupa Birliği’nin (AB) uluslararası ticarette blok zinciri uygulamaları ve Türkiye için fırsatlar değerlendirildi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı, “Blok zinciri teknolojisi, 12 yıl önce Bitcoin ile hayatımıza girdi. Bitcoin’in liderliğini devam ettirdiği 7-8 yıl boyunca öncelikle fintech alanında birtakım yeni kripto paralarla tanıştık. Blok zincir konseptinin sadece finansal veya kripto para alanında değil birçok alanda etkili olacağını görmeye başladık. Hukukun en temel kavramlarından biri olan ‘sözleşme’ kavramını yeniden gözlemleme ve tanımlama gereği oldu. Blok zinciri teknolojisi daha çok kripto paralar ile gündeme geliyor ama etki gücü bunun çok ötesinde. Her şeyden önemlisi iş yapış modellerimizi yeniden düşünmemizi ve şekillendirmemizi gerektiriyor” dedi.

Blockchain Türkiye Platformu Üretim, Lojistik ve Taşımacılık Çalışma Grubu’nun çalışmalarını anlatan Murat Alsan da uluslararası ticaretin devrim niteliğinde bir teknolojik dönüşümün eşiğinde olduğunu söyledi. Alsan, şunları kaydetti:

Dünya üzerinde 45 ülke blok zincir gelişmelerini hem iş dünyası hem teknoloji tarafında çalışıyor. Dünya Ticaret Örgütü, OECD, Dünya Gümrük Örgütü de bu çalışmaları yapıyor ama Avrupa Birliği çok ileri seviyede.

Teknolojik devrim

Türkiye’de de bu konuda farkındalık yaratmalıyız çünkü teknolojik bir devrim geliyor. Sürdürülebilir ticaret için buna ihtiyacımız var. KOBİ’lerin blok zinciri alanına kesinlikle dahil edilmesi gerekiyor.

Mesela Türkiye ile İtalya’ya baktığımızda nüfus olarak yakınız. Biz 80 milyon, İtalya 60 milyon. İhracatçı sayısına baktığımızda Türkiye’de 83 bin, İtalya’da ise 193 bin. Toplam ihracata baktığımızda Türkiye 169 milyar dolar, İtalya ise 500 milyar doların üzerinde.

İhracat yapan KOBİ sayısını artırırsak dış ticaret verilerimizde çıkış olacağını düşünüyoruz. Dış ticaret ne kadar hızlanırsa, ucuzlarsa, kredi kaynaklarına ulaşmak ne kadar kolaylaşırsa KOBİ’ler işin içine o kadar girecek.

Blok zinciri çevre açısından da devrim yaratabilir. Özellikle gümrüklerde uzun bekleyen araçlar ciddi hava kirliliği yaratıyor.

Diğer taraftan 16 trilyon euroluk dış ticaret sektörünün içinde ihracatçılar, lojistikçiler, sigorta şirketleri, gümrük idareleri var. Çok taraflı, çok hukuklu işlem olmasından ötürü kendi içinde zorlukları çok.

Sigorta maliyetlerini düşürüyor

Ortalama bir dış ticaret işleminde 36 orijinal, 240 da kopya dokümanın aktığı düşünülüyor. Hataya, suiistimale çok açık bir alan. Bu yüzden blok zinciri dış ticaret için en uygun teknoloji. Çok paydaşlı işlemler için biçilmiş kaftan.

Gümrüklerde hâlâ yoğun bir şekilde kağıt kullanılıyor. Olabildiğince dijitalleşmiş bir gümrükte bile aracın ortalama geçiş süreci sekiz saat iken blok zinciri teknolojisiyle bu süre 30 saniyeye kadar inebiliyor.

Blok zincir ile sigorta şirketleri de çok daha net bir şekilde risk analizi, değerlendirmesi yapabiliyor. Risk analizi güzel yapıldığında da sigorta primleri düşüyor. Blok zincirin bu maliyetleri yüzde 60’a kadar düşürme potansiyeli var.

Ticaret odaları tarafından verilen menşei sigortasında da taklit ürünlerin önlenmesi konusunda çok önemli bir etkisi var blok zincirin. Bu sertifikalar Avrupalı markaların derdine çok ciddi ilaç olacak. Gıda sektöründe Walmart geleneksel yöntemle 6 günde tespit ettiği menşei, blok zinciriyle 2.2 saniyede tespit edebiliyor.

Sınır ötesi ödeme sistemlerindeki zorluklar blok zinciri ile maliyetleri yüzde 40-80 oranında azaltabiliyor. İşlemlerin tamamlanması iki-üç gün yerine üç-altı saniyeye iniyor.