Türkiye’nin en hızlı büyüyen veri merkezi Radore, son zamanlarda sıkça konuşulan ‘Bulut Bilişim’ kavramı hakkındaki 5 efsaneye dikkat çekiyor Temelleri 1950’li yıllarda atılmaya başlayan bulut bilişim kavramı, büyük teknoloji şirketlerinin bu alana yaptığı yatırımlarla önemli bir yol katetti. 2008’in ortalarına gelindiğinde ise bulut bilişim, bilgi teknoloji hizmetleri sektöründe hem kullanıcılar hem de tedarikçiler arasındaki ilişkiyi değiştirebilecek potansiyel oluşturarak, dünyada yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. IDC, 2019 yılına kadar bulut bilişim altyapısının ve kurumsal BT altyapısının toplam harcamalarının %46 oranında olacağını tahmin ediyor. Son birkaç yıldır ülkemizde de yaygınlaşan bu teknoloji oldukça hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. İnsanlar etrafta dolaşan bunca bilgi ve hakkında konuşulan onca detay içinde kaybolurken; Radore, doğruları ve yanlışlarıyla bulut bilişim efsaneleriyle ilgili ışık tutacak bilgiler paylaşıyor:
Efsane 1: Bulut bilişimin ne olduğunu hala bilmiyorum Pek çok kişi günlük hayatında farkında olmadan bir şekilde bulut bilişim teknolojisini kullanıyor. Örneğin; Facebook, Office 365, Dropbox ve LinkedIn gibi sistemlerin hepsinde bulut bilişim altyapısı bulunuyor. Eğer bu platformları ve veri depolama hizmetlerini kullanıyorsanız, ne kadar kolay kullanılabildiklerini, verimliliği arttırdıklarını ve maliyet açısından pek çok avantaj sunduklarını biliyorsunuz.
Efsane 2: Maliyetlerimi düşürmek için bulut bilişime geçmeliyim Bulut bilişim teknolojisi, maliyetlerini azaltma konusunda şirketlere oldukça fayda sağlıyor. Ancak bulut bilişimin tek özelliğinin maliyetleri düşürmek olmadığını bilmek gerekiyor. Göz ardı edilmemesi gereken avantajları arasında güvenilirlik, ölçeklenebilirlik ve uzaktan erişim de bulunuyor.
Efsane 3: Kritik uygulamalarım var ve bulutta tutmak istemiyorum Herkesin ve her işletmenin kendi için kritik olan uygulamaları bulunuyor. Özellikle işletmeler iş modellerinin gelişmesini desteklemesi için IT altyapılarından gün geçtikçe daha da kapsamlı bir hizmete ihtiyaç duyuyorlar. Ayrıca maliyetlerini azaltmak, hizmetlerini ve uygulamalarını daha yüksek hızda sunmak da istiyorlar. İşletmeler için son derece kritik olan bu uygulamalar için bulut bilişim hizmeti seçerken, geçiş sürecini iyi yapılandırmak ve gelecekte yaşanabilecek gelişmelere uyum açısından ihtiyaçları doğru belirlemek önem taşıyor.
Efsane 4: Bulut güvenli değil Çoğu kişi verileri için en güvenli yerin bilgisayarları olduğunu düşünüyor. Oysa ki bilgisayarlar bozulduğunda ya da kaybedildiğinde, tüm veriler de beraberinde yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Bulut bilişim ile artık bu dönem geride kalıyor. Buluta saklanan verilere istenilen yerden ulaşmak ve servis anlaşması ile sıkı güvenlik protokolleri sayesinde verileri güvenle saklamak mümkün hale geliyor.
Efsane 5: Bulut bilişim çok karmaşık Günümüzde artık çok sayıda farklı bulut bilişim sistemleri bulunuyor ve hepsinin “karmaşıklık” derecesi de birbirinden farklılık gösteriyor. Yönetimi basitleştiren modeller kullanıcının kontrolüne fazla ihtiyaç duyulmadan otomatik olarak çalışabiliyor. Diğer modeller ise kontrol imkanı sunuyor ve her değişiklikte uygulamanın mimarisinin değiştirilmesi gerekebiliyor. Bu nedenle işletmelerin ve kullanıcıların kendileri için en uygun sistemi seçmeleri gerekiyor.