İslâmî bir değerimiz olan edep,insanı utanılacak durumlardan koruyan sağlam bir irade ve vicdan duygusudur. Edep insanın kendini tanıması ile başlar,haddini bilmesi ile devam eder.Edebin ilk şartı kişinin “kendini bilmesidir.” “Kendini bilen Rabbini bilir.” Bu bakımdan eskiden dergahların giriş kapısına “Edep Yâ Hû “ yazmışlar,çıkışta ise insan nefsini varlık iddiasından arındırıp tevazu telkin eden “Hiç “ levhası asmışlardır.Yine dergahların kapısına “Edeple gelen lütûf ile gider..” yazmışlardır. Osmanlılar ,her şeyden önce ,”edepli “olmayı önemserlerdi.Yürürken, konuşurken, otururken,selam verirken,kapalı bir alana girerken ve çıkarken, “edebi” i elden bırakmazlardı.Edepsizlik sayılan davranışları “Edep Ya Hu “ sözü ile uyarırlardı. Bu yüzden “Edep Ya Hu “ levhasını duvarlara asarlar, çocuklara önce “edep”i öğretirlerdi. Yaratana kaşı edep : Yaratanın kendisini yarattığını bilerek,ibadetlerini ihlas ve takva ile yapmasıdır. Nefse karşı edep : Nefsin tuzaklarına düşmemektir.Allah’a sığınmaktır. İnsanlara karşı edep : Her insanı bir gönül taşıyan varlık olarak görmek, eliyle,diliyle onu kırmayacak davranışlara sahip olmaktır.İnsana değer vermektir. Yaratılmışlara karşı edep:Her varlığı yaratanı sebebi ile sevmek ve değerli görmektir. Canlı ve cansız her şeyi önemsemektir. İnsanı insan kılan ise edep ve hayadır. İçinde yaşadığımız asırda,,insan olarak yaşamak,birbirimizin farkına varmak ve gerçek mutluluğu teneffüs etmek için edebe ne kadar muhtacız. Edep öğretimden çok,örnek olmak suretiyle görerek kazanılan bir değerdir. Bu değerin nesillere aktarılması ise hepimizin görevidir. Yüce Allah (c.c) “ Ey iman edenler ! kendinizi ve ailenizi,ateşten koruyunuz.”(Tahrim,6) Buyurmuştur.Peygamberimiz ise :” Hiçbir baba çocuğuna edepten daha değerli bir şey kazandırmaz.” Buyurmuştur.(Tirmizi) Edepli edebinden susar, edepsiz ben susturdum zanneder.Resulullah haya hakkında ; “Hayâ da imanın bir şubesidir.” Ve “Allah’tan hakkıyla hayâ edin !” buyurmuşlardır. EDEPSİZLİĞİN SEBEBİ Bir gün, bir genç Sultan Mahmud’un huzurunda bulunurken aniden ayakkabısının ucunu kımıldatır. Sultan daha önce çok saygılı olan bu genci yanına çağırarak sordu : “Bugün niçin huzurumda edepsizlik yaptın? Neden ayağını oynattın ?” -Efendim elimde olmadan oldu.Özür dilerim. Kusur işlemek hizmetçilerin işindendir.Affetmek ise Sultanların şanındandır. - Sultanım hadiseyi baştan anlatayım.Ben sizin sayısız iyiliğinize kavuşmuş birisiyim.Sizin bunca iyiliğiniz karşısında nasıl edepsizlik yapabilirim ?Huzurunuzda iken ,akrep yedi defa ayağımı soktu.Acıya dayanamadım.Bunun için ayağımın ucunu,belki acım biraz hafifler diye oynattım.