Bir Kurban Bayramını daha geride bıraktık. Rabbim sağlık ve afiyetle sevdiklerimizle nice Kurban bayramlarına ulaşmayı nasip eylesin.

Son birkaç yıldır Kurban Bayramı yaklaştığında kurbanımı yurt dışında ihtiyaç sahipleri faydalansın diye bağış yaptığımı ve bundan mutlu olduğumu sizlerle bu köşede paylaşıyordum.

Bu yılda her yıl olduğu gibi bağış yapmayı düşünsem de aile fertlerinin baskısı sonucu burada kesmeye karar verdim.

Ancak bu kararıvermek kadar uygulamak kolay olmadı elbet.

Daha on-on beş yıl öncesine kadar kurbanı birkaç gün önceden alıp biraz besleyip, sonra bir kasap ya da kendi elimizle bir badem ağacı ya da zeytin ağacının altında kesip işimizi kolaylıkla hallediyorduk.

Lakin gelin görün ki bitmeyen sevdamız Avrupa birliğine tam üyelik uğruna açık alanlarda kendi başımıza kurban kesmek yasaklandı, kesmeye kalkanlara yanlış bilmiyorsam  bin TL ceza yazılıyormuş.

En son kurbanı Binevler semt pazarı yerinde 12Şubat belediyesince düzenlenen kurban kesim yerinde kestirmiştim. Saflığımdan olacak 12 Şubat belediyemizin bu hizmeti hala verdiği gibi bir yanlışlığa kapılıp ayrıca kurbanı aldığım yerdeki kesim şartlarını beğenmediğim için aldığım kurbanlığı bir araca yükleyip kestirmek üzere bahse konu yere götürdüm.

Ancak bahse konu yere geldiğimizde  belediyemizin bu hizmetinin olmadığını  şaşkınlıkla ve üzülerek gördüm. Bir anlık şaşkınlığın ardından 12Şubat belediye santralini arayıp bilgi alayım dedim ancak ne mümkün. O kadar personeli olan belediyemiz santrale bir görevli bırakmamış. Sesli mesaj bırakmamı isteyen bir anonsla karşılaştım.

El mecbur tekrar geldiğimiz yoldan kurbanı aldığımız yere geldik, ilave olarak taşıma masrafımız arttı.

Kurban pazarında bir yandan kurbanımızı kestirirken etraftaki pislikle alakalı: Ustam belediyeye söyleseniz de şuraya bir kanal ile bir çeşme koysa burası daha temiz olmaz mı diye biraz sitemkar bir eda ile konuştuğumda aldığım cevap: Allah belediyenin b…. v….. Burada kurban kesmeyin. Bayram dört gün kurban kestirmek isteyenler mezbahana ye gitsin diyorlar diye cevapladı. Bir yandan sıcak bir yandan içecek bir yudum su bile yok. Ortalık kurbanların atılacak kısımları ve kanları ile tam bir pislik içinde.

O zaman kendi kendime dedim ki. Bizi bir kurban bayramında bile düşünmeyen belediyeyi ben de seçim zamanı geldiğinde niye düşüneyim ki. Kimse kusura bakmasın. Ülke yönetimi başka belediyecilik başka.

                                                                             ***

Son zamanlarda ilginç olduğu kadar esef verici şeylerle karşılaşmak sıradanlaştı adeta.

Ülke gündemini takip edenlerimiz bilir. ABD’ de ne idiğü belirsiz bir kuruluş tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de bazı gazeteci ve adı sivil toplum kuruluşu olan bazı mahfilleri maddi olarak destekliyormuş.

Bu bilgiyi bizimkiler değil, ABD paylaşınca öğreniyoruz.  Elbette bu destek boşuna değil. Karşılığında ABD’nin davulunu çalmak şartıyla.

Bu ülkede birilerinin davulunu çalmak son yüz elli yılın en popüler alışkanlığı haline geldi. Yani değişen bir şey yok. Bundan yaklaşık yüz elli yıl önce başlayan Masonların, Siyonistlerin ve elbette asıl olan emperyal güçlerin uşaklığını yapma alışkanlığı bugün de hala hız kesmeden devam ediyor.

Tüm bunlara karşılık henüz bu mahfillerle irtibata geçememiş bazı kesimlerde televizyon ya da bir gazetede bir yer kapma adına iktidarın davulunu çalmaya devam ediyor.

Kimisi dış güçlerin kimisi de iktidardakilerin davulunu çalarak işi götürüyor.

Peki sıradan vatandaşın hali ne olacak?

İman ettik demekle iman etmiş olmuyorsunuz. İman ettim demekle sorumluluktan kurtulmuyorsunuz.

Benim sözüm ahiret gününe tam olarak inanan iman sahiplerine. Allahın azabı var ve şiddeti konusunu hayal bile edemeyiz. Allahın rahmetine sığındım demekle de bu işten sıyrılamayız.

Elimizle, dilimizle ya da  en zayıf tepki olarak kalben buğzederek bu günaha ortak olanlara engel olmak her Müslüman’ın vazifesidir.

                                                               ***

Son olarak alt gelir grubunun belini her geçen gün daha çok büken fiyat artışları ve bunlardan bihaber idarecilerden bahsederek bu haftaki sohbetimizi bitirelim.

Bayram vesilesiyle kullan at eldiveni gerekti ve almak için zincir marketlerden birisine gittim. Son olarak pandemi öncesi aldığımda yanılmıyorsam sekiz lira civarındaydı elli adet eldiven. Geçen bir buçuk yıl içerisinde aynı sayıda eldivenin fiyatı 32( Otuz iki) TL. olmuş. Yoruma gerek var mı?

Haziran ortalarına kadar karpuz Kg fiyatı 45-75 kuruş aralığında idi. Ne oldu anlayamadım, siz de anlayamamışsınızdır.  Karpuz önce 1.25 daha sonra 1.60 çıktı. Nasıl oldu niye oldu anlayan var mı? Bu memleket domates ve salatalık ihraç eden bir memleket olmasına rağmen şu yaz gününde hala bu ürünleri 5-6 liradan tüketiyoruz. Niye böyle olduğunu anlayan var mı?

Kalın sağlıcakla.