Merhaba değerli dostlarım.
Ülke ve dünya gündemi sıcak.
Bu gündemi farklı açılardan ele almak mümkün. Gündem’e Ankara’dan bakınca ne görüyoruz. Amerika’dan bakınca ne görüyoruz ya da BAE’ den bakınca daha farklı şeyler görülebiliyor mu?
İşin aslı nerede başladı. Bugün olanlarla 17-25 Aralık’ta olanların ne gibi bir benzerliği var. Bizce o gün ve bugün olanların ortak paydası iktidar kavgasıdır.
O zaman ki başbakan Erdoğan’ın dershanelere yönelik tavrı Fethullah Gülen hareketince önlerinin kesilmesine yönelik bir hareket olarak değerlendirilmiş, uzun vadeye yayılmış olan iktidarı ele geçirme amacı ufukta beliren tehlike nedeniyle yakın bir tarihe alınmış gibiydi.
15 Temmuz’a kadar el altından yürütülmeye çalışılan iktidarı ele geçirme mücadelesi adeta ülkeyi ilhak girişimine sahne olmuş, milletin feraseti ve cesareti ile akamete uğrayan bu kalkışma sonrası mevcut iktidarı alaşağı etme çabaları çok farklı mecralarda bugüne kadar süregelmiştir.
2018 yılından itibaren başlayan çeşitli ekonomik zorluklara bir de 15 aydır süregelen salgın mücadelesi nedeniyle ortaya çıkan zorlukları da eklersek iktidarın hareket alanı her geçen gün daralmakta,
Buradan bir çıkış arayan iktidarı bu defada farklı şekilde yıpratmaya yönelik bir hesaplaşma ile karşı karşıya bıraktılar.
Ülkelerin tarihlerine baktığımızda sıkça iktidar mücadelelerine şahit oluruz. Özellikle bu bölgede bunlara sıkça rastlanır. Timur sonrası Yıldırım Beyazıt’ın dört oğlu arasında tam bir iktidar mücadelesi yaşanmış, diğer kardeşlerini devre dışı bırakmayı başaran Çelebi Mehmet iktidarı ele geçirmiştir.
Fatih’in İtalya seferi için Gebze dolaylarında iken ani ölümü ile kardeşler 2. Beyazıt ile Cem sultan arasında iktidarı ele geçirme mücadelesi yaşanmış, elini çabuk tutan 2. Beyazıt tahta geçmiş, Cem sultan ise makus talihi ile gavur ellerinde hayatını kaybetmiştir.
Güç ve iktidar hırsı tarih boyunca nice acı olayların yaşanmasına sebep olmuştur. Bugün Sedat Peker’in sosyal medya aracılığıyla yürüttüğü mücadelede bir nevi yeni tip güç devşirme mücadelesidir.
Bu mücadele anlaşıldığı kadarı ile sadece Sedat Peker eliyle yapılmamaktadır.
Olayın ABD, İsrail, Yunanistan, Fransa ve bunlara her zaman taşeronluk etmek için hazır bekleyen BAE’ de hesaba katmak gerekiyor.
Biz olayın dış boyutundan ziyade iç boyutuna buradan bakmaya çalışalım.
Sedat Peker uzun zamandır söz ve davranışları ile iktidarla iyi ilişkiler kurmuş iken ne oldu da bugüne gelindi.
Bu yaşananlar ortaya çıkmadan çok önce oğulların güç devşirme mücadelesi kulağıma çalınmıştı. Eski başbakan Binalı Yıldırım’ın oğlu, Çok eski bakan ve parti genel başkanı Mehmet Ağar’ın oğlu ve Damat Berat Albayrak ile arasının iyi olmadığı dillendirilen mevcut içişleri bakanının oğlu. Bunlar duyduklarımız. Allah bilir duymadığımız daha nice oğullar vardır babalarının gücünü arkasına alıp güç devşirmeye çalışan.
Sedat Peker’in Süleyman Soylu için Mehmet Ağar’ı karşısına aldığı, buna rağmen kendisinin bu şekilde harcanmasına anlam veremediğini dillendirmesi ne garip değil mi?
Bugün organize suç örgütü lideri olmakla itham edilen bir kişinin hangi gerekçe ile olursa olsun devletin içişleri bakanı ile nasıl bir yakınlığı olabilir?
Aslında bizim gibi kendi halinde, kimsenin etlisinde sütlüsünde gözü olmayan insanların yaşanan iktidar mücadelesini anlaması çok kolay bir şey değil.
Devlet Bahçelinin kırklı yaşların sonlarında kendisine sunulan başbakanlığı elinin tersi ile itip bugün yetmişini devirdiği bu zamanda iktidarın iplerini eline almak istemesi de ayrı bir tezat.
Terörle mücadele sanki bir kişinin iradesi ile başarılmış algısı oluşturarak Erdoğan sonrası için Bahçeli destekli Süleyman Soylu’nun önünün kesilmesine yönelik bir planın parçası gibi gözükmekte Sedat Peker’in açtığı algı savaşı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu olan bitenden bihaber sanmak, ona rağmen bazı şeylerin olduğuna inanmak ancak safdilliktir. Cumhurbaşkanımızın en önemli özelliklerinden bir tanesi iktidarda kalmak ve gücü başkaları ile paylaşmamak konusunda ki başarısıdır.
Herkes bu ülkede plan yapar, ancak son planı Erdoğan yapar. Bunu bilmekte fayda var.
Tekrar görüşünceye kadar kendinize mukayyet olun.