Çok benzemezlerin birlikteliği memlekete hayır getirir mi?

Türkiye daha şimdiden iki yıl sonrasının seçimine odaklanmış gibi. Yönetimde istikrar sloganıyla yüksek seçim barajını benimsemiş olan ülkemiz, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile kendi kendini zoraki birlikteliğe mahkum etti.

Yönetim bu şekilde de karşı cephe yani muhalifler farklı mı? Dört benzemez parti bir araya gelip Erdoğan’ı devirmenin hesaplarını yapıyor. Ancak bu birlikteliğin bu kadar erken afişe olması nedeniyle özellikle HDP ve İP arasında zaman zaman muhalif cephede derin çatlaklara sebep olan durumlar meydana gelebiliyor.

İktidar tarafında ise işler daha bir karışık.

MHP ‘nin iktidara olan desteğini sadece ülke ve millet menfaati ile açıklamak safdillik olur gibi geliyor. İktidar destekçisi olmanın imkanları belli ki MHP ‘ye bayağı cazip gelmiş olmalı.

En önemli bilinmezlik ise iç işleri bakanı Süleyman Soylu’ya kendi partisinden daha evvel ve daha güçlü bir destekle sahiplenme duygusunu ortaya koyması.

Göreceğiz nasılsa. Bu durumun da sebebini elbet anlayacağız. Biz neler neler gördük ki.

                                                      ***

Bilinmezlikler elbet bir gün aşikar olur.

15 Temmuz’un beşinci yılını dün itibarı ile idrak ettik. Bir sürü bilinmezlikler içerisinde yıllar gelip geçiyor. Umarım bir gün halen birçok yönü ile gizemini koruyan Cumhuriyetimizin kuruluş hikayesi ile birlikte 15 Temmuz günü ve gecesi yaşananlar gün yüzüne çıkar. Millet olarak bizler de eğrini doğrusunu öğreniriz.

Bu vesileyle bu vatan için canından geçen serdengeçtileri bir kez daha rahmetle yadediyorum.

                                                   ***

Bizce ülkemiz daha özenle seçilmiş bakanları hak ediyor.

Yukarıda çok benzemez partilerden bahsettik. Asıl benzemezlik ise ülkeyi yöneten bakanlar kurulunda. Büyük beklentilerle göreve gelen milli eğitim bakanı hala gençliğimizi hiçbir işe yaramaz sendromundan çekip çıkaracak bir adımı atmaktan uzak.

Sağlık bakanı başka bir alem. İşi güzü günlük koronavirüs tablosu hakkında günlük açıklama yapmak. Aslında bu ve benzeri özel sektör menşeli kişilerin bakan yapılmasının sebebi Amerikan yönetim sistemine olan hayranlığımız.

Bir de birkaç ay önce göreve gelen aile bakanımız var. Bekar bir feminist. Dindarlara bayağı mesafeli. İnsan anlamakta zorlanıyor, hem bekar hem feminist birisi nasıl olurda aileden sorumlu bakan olur. Acaba bu işte de yapana değil yaptırana bak mı demeliyiz.

Ak Parti ilk on yılında daha homojen kendi kimliğine uygun kişilerle bu ülkeyi yönetiyordu. İlk on yılın başarılarının ardında da işte bu inanmışlık ve dava adamlığı vardı. Tavşan yamaca geçmeden doğru adımlar atmak gerekiyor derim iktidar adına.

                                                            ***

Belediye harcamalarına bazı sınırlamalar getirmek gerekiyor.

Ülkemizin son yıllarda mali açıdan zor durumlara düşmesinin en başlıca nedenlerinden birisi istisnasız tüm belediyelerin lüzumsuz harcamaları.

Evimin olduğu semt Maraş’ın son yıllarda popüler olan Tekerek yoluyla namıyla  maruf semt. Benim bulunduğum site çevremizdekilere göre bayağı mütevazı. Daire fiyatları bazı sitelerde bir milyondan başlıyor. İşte böyle bir semte 12 Şubat belediyemiz bahçelerde oturmak için küçük kamelyalar hediye etti.

Soru 1: Bu sitelerin böyle bir şeye ihtiyacı varsa kendileri bunu karşılamaktan aciz midir? Devletimizin parası har vurup harman savuracak kadar çok mudur?

Soru 2:Yine semtimizde bir ay kadar önce Süper online yolları kazarak fiber hattı için kablo döşedi ve kazdıkları yeri yarım yamalak kapatıp gitti. Bu yarım yamalak  işin takipçisi sizce kimdir?

Derim ki: Belediyelerimiz hizmet için ille de para harcamak zorunda değiller. Yeter ki akılları doğru yönde çalışsın.

Son olarak Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum.

Sağlıcakla kaşlın.