Evhamlı olmak, sürekli aşırı korumacı davranmak en çok çocukları etkiliyor. Çocuklarını ev dışındaki dış dünyadan korumak isteyen anneler, istemeden de olsa zaman zaman yaptıkları evhamlar nedeniyle çocuklarının zihinsel ve psikolojik gelişimlerine zarar verebiliyor. Evhamlı ebeveynleri uyaran Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, kaygı bozukluğu ile ilgili önemli bilgiler veriyor.
Sürekli endişeli ruh hali anksiyete belirtisi olabilir
Evham olarak adlandırılan kelime aslında kaygının kendisidir. Çocuğunun her attığı adımı kontrol etme, sürekli onun başına kötü bir şey gelecekmiş gibi davranma, tutum ve davranışlarımızdan bunu belli etme, zihne sürekli felaket görüntülerinin gelmesi, annede bir kaygı bozukluğunun olduğuna işaret eder. Evhamlı anneler, sık sık kaygılarını ele veren şu tür cümleler kurar; ‘Aman dikkat et’ ‘Düşersin’ ‘Canın yanar’… Bu cümleleri kuran anne, çocuğuna şu mesajı verir; ‘Hayat tehlikeli, güvende değilsin ve her an başına bir şey gelebilir.’ Bu noktada endişelerini kontrol edemeyen anneler için anksiyete söz konusu olabilir.
Annelerini rol model alıyor
Söz konusu çocuklar olduğunda her ebeveyn için sahip oldukları en önemli varlıklardır. Dolayısıyla çocukları kontrol etme ve olası tehditlere karşı koruma içgüdüsü normaldir. Kuşkusuz, çocuklar bireyselleşip kendi kararlarını kendisi alana kadar, ebeveyninin sorumluluğu altındadır. Çocuğun anneden ayrı bir birey olmaya başlama süreci, 3 yaşından itibaren başlar. Bu yaşlarda sosyalleşmeye başlayan çocuk, ebeveynlerinden ve çevresinden hayatın nasıl olduğuna dair fikri edinmeye başlar. Kendisine rol model seçebilir. Bu rol modeli seçerken etrafı gözlemler. Çocuk kendisine evhamlı anneyi rol model olarak seçebilir. Bu da kaygılı, çekingen, hatta korkak çocuklar yaratır. Anneler istemeden de olsa bireyselleşemeyen, annenin yanından ayrılamayan, yeni arkadaşlıklar kurmakta zorlanan, annenin yanında olmadığı durumlarda terk edildiğine dair kaygılar yaşayan şüpheli çocuklar yetiştirebilir.
Aşırı koruyucu davranmak hatalıdır
Kaygılı, evhamlı ve aşırı koruyucu kollayıcı anne babaların çocuklarında yalnız yatamama sorununun çok fazla olduğunu belirten Dr. Yavuz, Burada anne, çocuğa bağımlı bir tavır sergilemekte ve çocuk, annenin bu davranışını aynı şekilde model almaktadır” dedi. Nörolog Dr. Mehmet Yavuz sözlerine şöyle devam etti: “Anne babaların yaptıkları bir başka davranış hatası da çocukların korkularını farkında olmadan tetiklemektir.
Örneğin; ‘Uyumazsan öcüler gelir seni alır, yemeğini yemezsen zayıflar ölürsün’ gibi söylemler kesinlikle kullanılmamalıdır. Bir diğer hatalı ebeveyn davranışını da daha çok boşanmış veya çalışan anne babalar sergilemektedir. Her iki durumda da ebeveyn çocuklarına yeterince zaman ve ilgi göstermediklerini veya birlikte kaliteli vakit geçiremediklerini düşünerek, bir çeşit suçluluk duygusuyla çocuklarını yanlarında yatırmakta ve bu şekilde farkında olmadan çocuğun bireyselleşmesini engellemektedir.
Aradaki düşünce farklılıkları…
Evhamlı anneler, çocuğun başına gelebilecek tehlikenin gerçekleşme ihtimallerini çarpıtır. Sağlıklı bir anne de çocuğunun okulda oynarken düşme olasılığını düşünüp, kaygılanabilir. Ancak sağlıklı düşünebilen bir anne, bunun gelişim aşamasında doğal bir süreç olduğunu düşünüp kendisini rahatlatabilir.
Evhamlı anne ise, kendi zihninde çocuğun okula gitmesi ile çocuğun başına zarar gelmesini eşleştirebilir. Çocuk her okula gittiğinde çocuğunu kendi elleriyle tehlikeye göndermişçesine acı çeker, aşırı bir sorumluluk duygusu yaşar ya da okula çocukla birlikte gider, okulda bekler, öğretmenlerini sık sık uyarır. Dolayısıyla, çocuğunu da kaygılandırır.
Ne yapılmalı?
Aşırı mükemmeliyetçilikten kaçınılmalı,
Sürekli evhamlı ve kaygılı ruh halinden kurtulmalı,
Çocukların da bir birey olduğu unutulmamalı ve sorumluluklar verilmeli,
Sürekli olarak koruma içgüdüsü dışa vurulmalı,
Eğer kaygı bozukluğu ile başa çıkılamıyorsa mutlaka profesyonel destek alınmalı.