Bağımlı yakını soruyor: ‘ Evladım, yaşadığı stres, kaygı ya da psikolojik sorunlar karşısında ne yapmalı? ‘ diye. Ebeveynler arasında yaygın bir görüş vardır ergenler için ‘ O henüz daha çocuk. Ne gibi bir derdi olabilir ki? Zaten her ihtiyacını karşılıyoruz.’ Oysa bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, gençler acılarını, üzüntülerini, sorunlarını çok derin yaşıyorlar. Yaşadıkları o acılı süreçleri maalesef çevresiyle paylaşamayan ergenlerin sayısı da çok.

Artık dayanamadığınız ve bir çıkış yolu bulmak için çabaladığınız ama çaresizlik içine düştüğünüz oldu mu? Peki, tüm bu çıkmazın başladığı yeri hiç merak ettiniz mi? Fiziksel ve zihinsel olarak yorulmanızın sebebi sizce olaylar mı yoksa olayların yükünü bıraktığımız depo olan beynimiz mi? Olayların başlayıp bittiği yerin beyin olduğunu ifade eden Reem Nöroloji Merkezi Kurucusu Nörolog Mehmet Yavuz, beyin detoksu hakkında önemli bilgiler veriyor.

Hepsinin beyinde bir karşılığı var

Stres, hastalıklar, zorluklar ve üzüntüler ve hatta mutluluklar… Hepsinin beyinde bir karşılığı vardır. Beyin, yaşanan tüm bu gelişmeleri, olaylara göre değil olaylara yüklenen anlamlara göre belirler. Dolayısıyla nasıl düşünürsen o şekilde gelişir bir klişe değil, beynin çalışma anlayışıdır. Bu noktada beynin yüklendiği ağırlıklardan kurtulmasını sağlamak için detoks gerçek bir yenilenme yöntemidir. Bir arınma prensibi olan detoks, beden için uygulandığı gibi ruh ve beyin için de kolaylıkla uygulanabilir.

Beyin detoksu ne işe yarar?

Bugün sizi siz yapan her şey, deneyimleriniz, yaşadıklarınız belki pişmanlık duyduklarınızdır. Beyin detoksu, tüm bu yaşanmışlıkları silmek, yok etmek demek değildir. Aksine tüm yaşananlara rağmen bir değişim başlatmak ve hayata yeni bir yön vermektir. Olumsuzlukların etkilerini yönetebilmek için iyi bir araçtır. Bir çeşit resetlemek olan beyin detoksu, olaylara yüklediğimiz anlamları değiştirmektir.

Beyin detoksu nasıl yapılır?

Beyni yönlendirebilmek için öncelikle beynin kumandasını elinize almanız gerekir. Bu noktada kendi beyninize ne kadar hakim olduğunuz çok önemlidir. Çünkü direksiyonu sizde olmayan bir arabanın kontrolü nasıl ki sizde değilse beyninizin de kontrolü siz de olmayacaktır. Peki, bunun için ne yapılabilir? Öncelikle yaşadığınız ne varsa iyi ve kötüsüyle birlikte inkar etmek yerine kabullenin. Kabullendikçe olayların daha kolay aşıldığını göreceksiniz.

Beynin yükünü azaltın ve affedin

Beyin detoksunun bir diğer adımı ise affetmekten geçer. Sizi en çok yoran ve zihninizi meşgul eden olayları anımsayın. Küslüklerin ve kavgaların omuzlarınızda nasıl da yük yaptığını ve tıpkı bir pranga gibi hissettirdiği ağırlıkları düşününün. Hepsinden kurtulmak için atmanız gereken ilk adım affetmekten geçiyor. Geçmişin yüklerinden kurtulmak için daha fazla beklemek yerine hemen şimdi harekete geçin.

Olumsuz cümleleri hayatınızdan çıkarın

Daha önce belirttiğimiz gibi beyni yoran olaylar değil, olaylara yüklenen anlamlardır. Bu noktada olumsuzluk hayatınızdan çıkmadıkça beyninizin rahatlaması mümkün değildir. Dolayısıyla olaylara dolu tarafından bakmayı öğrenmek zorundayız. Bunun için olumsuz düşünceleri uzaklaştırmalı, negatif genellemeler yapmaktan kaçınmalısınız. ‘Hayatım çok kötü gidiyor’ demek yerine inanarak ‘Hayatımda güzel gelişmelere ihtiyacım var’ diyebilirsiniz.

Beyindeki bilgi kirliliğini azaltın

Gün içinde binlerce iletiye maruz kalıyor ve yıllar içinde beyni bir ileti çöplüğüne çeviriyoruz. Bu noktada yapılması gereken beyindeki bilgileri kategorize etmek. Edinilen bilgileri tıpkı resim çeker gibi beyne göndermek ve asıl önemli konuları bilgi kirliliğinden korumak amacıyla albüme koymak gerekir. Bunun için bilgileri hatırlayabilecek bir şeyle eşleştirin ve bu şekilde hafızanıza iletin. Aksi takdirde öğrenilen her bilgi hızla unutulup hafızadan silinebilir. Böyle bir sistemi beyinde oluşturabilmek içinse beynin kapasitesinin geliştirilmesi gerekir.

Beyne jimnastik yaptırmaya ne dersiniz?

Beynin kapasitesini arttırmak için çeşitli egzersizler mevcuttur. Ancak işin temeline inildiğinde beslenme ve fiziksel sporun beynin kapasitesindeki belirleyici rolü ortaya çıkmaktadır. Bu noktada çok iyi ve dengeli beslenme özellikle de kahvaltı atlanmamalıdır. Hazır ve paketlenmiş gıdalar yerine doğal yiyecekler tercih edilmelidir. Bunun yanı sıra fiziksel spor ihmal edilmemeli, hareketsizliğe teslim olunmamalıdır. Beynin kapasitesini arttırmak için yapılması gereken bir diğer adım ise bol bol okumaktır. Bu noktada kitap okumayı, araştırmayı fırsat buldukça yapmayın. Okumak, araştırmak, ufkunuzu geliştirecek yeni bir pencere açmak için fırsat yaratın. Mutlaka bir hobi edinin, kendiniz için ilgi alanları oluşturun. Zihninize taklalar atlatacak sudoku ve bulmacalar çözün, zeka oyunları oynayın.