Geçen haftaki yazımda İnönü ile Atatürk’ünaralarının açılma nedenlerinin ayak seslerinden kısaca bahsetmiştim. Bugün iseGazi’nin ölümünden sonra başlayarak İsmet İNÖNÜ’nün siyasi, münferit tutumlarıile 1960 ihtilali öncesi Atatürk gerçeğinden bahsedeceğim.

Türkiye’nin 2. cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü,Mustafa Kemal döneminde yaklaşık 13 yıl başbakanlık, Atatürk’ün ölümünden sonrada 12 yıl cumhurbaşkanlığı; yaklaşık 4 yıl da başbakanlık yapmış önemli devletadamlarımızdan biridir.

Atatürk’ün hayatının son bir yılında irtibatınıbüyük oranda kestiği İsmet İnönü, onun ölümünün ardından, önce TBMM tarafındanülkenin yeni Cumhurbaşkanı, daha sonra 26 Aralık 1938’de olağanüstü toplananCumhuriyet Halk Fırkası (CHF) kurultayı tarafından da partinin ‘değişmez genelbaşkanı’ olarak seçildi. Bu unvanlara ek olarak, dönemin bazı Avrupalıliderlerinin modasına uyarak, kendisine ‘milli şef’ unvanı verilmesini sağladı.

Atatürk ile son bir yılda ayrı düşmüş ve adetasiyaseten tasfiye olmuş bir kişi nasıl olur da bu kadar kısa sürede bu denlibüyük unvanlara layık görülebilirdi. Bu soruya üç temel yaklaşımla cevapverilebilir. İlki, mevcutlar arasında en fazla devlet tecrübesi ve birikiminesahip olması. İkincisi, mebusların büyük çoğunluğunun, İnönü’nün Başvekilliğizamanında seçilmiş ona yakın kişilerden oluşması. Üçüncüsü de, döneminGenelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ile İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın rekabeti,Çakmak’ın İnönü’den yana tutum almasına yol açmıştır. Zira Cumhurbaşkanlığıseçiminin olduğu gün TBMM’ye birlikte giriş yapmaları bu desteğin düzeyinigöstermesi bakımından anlamlıdır. O yüzden cumhurbaşkanlığına seçilmesi pek zorolmamıştır.

Fakat İnönü, seçilmesinin hemen ardından ilk işolarak, kendisiyle Atatürk’ün arasının açılmasına vesile olduğunu düşündüğükişilerden hesap sormayı tercih etmiştir. Bir takım yolsuzluk konuları gündemegetirilerek Bayar hükümeti topyekûn istifa etmek durumunda bırakılmıştır.İnönü, 25 Ocak 1939’da görevinden ayrılan Celal Bayar’a hükümeti yeniden kurmagörevi vermeyerek, aslında Atatürk’ün son döneminde oluşturduğu yeni ekibitümüyle tasfiye etmiş, kendi iktidarını pekiştirmiştir..

Dolayısıyla, İnönü hâkimiyetindeki CHP politikalarıAtatürk’ün son döneminde izlediği politikalarla önemli ölçüde zıt bir çizgitakip etmeye başladı. İlk iş olarak da, İnönü, devletçilik politikalarına hızvererek İş Bankası yönetiminde bulunan serbest piyasa yanlısı ekibi tasfiyeederek yerine özel teşebbüse olumsuz yaklaşan kişileri yerleştirdi. Ardından,köy enstitüleri ve halk odalarının yurt sathına yayılması talimatıyla, giderekdevletin tepeden inme kültür politikalarına daha fazla önem vermeye başladı.Yine, II. Dünya Savaşı’nı gerekçe göstererek uygulamaya soktuğu katı vergipolitikaları ile genelde tüm vatandaşlara özelde de azınlıklara yönelikbaskıları her geçen zaman ağırlaştırıyordu. Atatürk’ün Haziran 1936 tarihindetasfiye ettiği Recep Peker gibi dönemin en katı totaliter fikirlere sahipfigürünü Başbakan tayin ederek, Atatürk ile arasındaki farkı daha dapekiştirmiş oldu.

Gazi Mustafa Kemal’in “Nutuk” adlı eseri, bizzatkendisi tarafından CHP’nin 2. Kurultayı’nda okunmuş ve yine CHP tarafından“Cumhuriyet’in temel kitabı” olarak kabul edilmiş olmasına rağmen, İnönü’nüncumhurbaşkanlığı döneminde asla basılmamıştır. Tam 12 yıl boyunca yasak kitapolarak kalan “Nutuk”, 1938’den sonra ilk kez Adnan Menderes iktidarındabasılabilmiştir.

Atatürk ile mukayese edildiğinde, İnönü’nün Türksiyasetinin normalleşmesi ve demokratikleşmesine pek katkı yaptığı söylenemez.İmparatorluk bakiyesinden sonra bir ulus devlet kurma sürecinin mecburiyet vezorluklarında, birçok hata yapılmış olsa da, esas itibariyle Atatürk dönemindehalka dayalı bir yönetim anlayışını kurumsallaştırmak için önemli adımlaratılmıştır. Ancak 1938’den sonraki “Milli Şef” döneminde hissedilir düzeydeotoriter bir zihniyet ülkeye hâkim olmuştur. İnönü adına banknotlar ve pullarbasılması, büstleri yapılması ve onu ölümsüz kılacak başka birçok adım atılmışolması bir yana, onun 27 Mayıs Askeri Darbesine ve akabendeki idamlara zımnidesteği demokratlık düzeyi hakkında yeterli kanaat edinmemizi sağlıyor.