Müslüman coğrafyada gözyaşı var. Peki neden? Çünkü biz Kur’ani bir hayat yaşamıyoruz, bu en az 400 yıldır böyle…
Haberleri dinliyoruz Malezya dışında rahat olan bir Müslüman millet yok, onlarda disiplinli bir topluluk diye biliyorum.
Aslında dünyamız da insanoğlu öyle hırslı ki, neredeyse birbirlerinin etini yiyecekler, yani sadece biz Müslümanlar değil, tüm insanlık sancılı…
Peki sorun ne? Müslümanlıkta mı?(haşa), Müslüman geçinenlerde mi? Yoksa sürekli İslam dünyasının yarasına kaşıyan siyonizm veya evanjelistler gibi oyun kurucularda mı?
Sorunların kaynağını emperyalist para babalarına atmak işin kolay tarafı; elbette onlar oyun kurucu oldukları için bizim kaynaklarımızı kullanmak istiyorlar.
Uluslar arası para babalarının hesabı açık, Ortadoğu’da Büyük İsrail Kurulacak inancındalar(böyle bir senaryo yazmışlar, kendi kendilerine ve sahneye de koydular tiyatrolarını)
Nedir oyun? Yüzyılın Planı demişler adına. İsrail güvenli bir ülke olmalı, bunun için çevresindeki Müslüman 4 ülkede kendi yandaşı küçük israilcikler kurup, sonra bu ülkeleri de yanlarına alıp, “Büyük İsrail’i” oluşturmak.
Sonrası belli, Kudüs’de Mescidi Aksa’yı yıkacaklar ve yerine Süleyman Mescidini kuracaklar, ardından Mehdi ve Mesih(as) gelecek. Büyük bir dünya devleti kurulacak…
Kendiler imparator, biz ise köle olacağız. Bunu ben demiyorum, kendileri böyle inanıyorlar…
MÜSLÜMANLAR NE YAPIYOR?
Başsız olan Müslümanlar ise cehaletin getirdiği sorunlar ile çırpınıp duruyorlar. Biz onların oyunlarını seyrederken, bir yandan da senerya yazarının ağzına bakıyoruz.
Oysa Cenab-ı Allah, Kur’an da bunlar ile nasıl mücadele etmemiz gerektiğini, bu ülkenin lanetli olduğunu, korkak olduklarını, Allah’ın ipine sarılmamız halinde galip geleceğimizi yazıyor.
Şöyle geçmiş milletlerin yaşadıklarına bir baksak, onların da bizler gibi benzer sorunlar yaşadıklarını, peygamberlerinin izinde gidenlerin ise kurtuluşa erdiklerini görürüz.
İşte size Nuh(as), Şuayip(as), Lut(as)’ın hayatları okuyun ve karanlıktan nasıl çıkıldığını görürsünüz.
Yol birdir, O da İslam’dır.
Ancak, güzel ve kutsal dinimizi tam bilmediğimizden, kulaktan dolma bir Müslümanlık yaşadığımız için, çıkış noktasını bulamıyoruz. Yani suçun veya kabahatin büyüğü bizde.
Biz onları suçlamak yerine, kendimiz bilinçli, okuyan, araştıran, sorgulayan, neden ve sonuç ilişkileri kuran bir toplum olsak, hiçbir zaman üzerimize oyun kurdurmayız. Ümmet dağınız, zihni bulanıp, başsız, plansız ve Allah’tan başka da sahibi yok…
Peki bu böyle gider mi?
Bu sorunun cevabını ancak Cenab-ı Allah bilir. Ancak, gerek peygamberimizin gerek diğer Allah dostlarının ve gerekse Kur’anın ışığında sorunun cevabına bakarsak. Hayır bu böyle gitmez. Çünkü, Allah(cc) Nurunu Tamamlayacaktır.
HAK GELECEK, BATIL ZAİL OLACAK
Şimdi gece gündüz, bu sorunun cevabını düşünürken, okuyan alim insanlara da soruyorum tabi ki; diyorlar ki; “ Her gecenin bir sabahı, her kışın bir yazı olur. Yeter ki, insanoğlu peygamberinin izinden gitsin. Öyle ise bize Kur’an ile buluşmak düşüyor. Yani doğrularla buluşmaktan bahsediyorum.
Burada her anne ve baba çocuğuna sahip çıkacak, güzel ahlaklı ve vatansever yetiştirecek, okuyarak bilinçleneceğiz. Sağlam bir ipe sarılacağız. YANİ EMROLUNDUĞUMUZ GİBİ DOSTDOĞRU OLACAĞIZ…
İşte bu Hakkı hakim kılmak olur, böyle olduğunda da batıl kendiliğinden küçülecek ve kaybolacaktır.
Onlar 15 Temmuz’u 50 yılda kurguladılar. Rabbim ise bir gecede bozdu oyunlarını. Bunun için umutsuzluk Müslümana yakışmaz.
Öncelikli YÜKSEK BİR İDEALİNİZ, ÜLKÜNÜZ OLMASI GEREK. MESELE BÜYÜK TÜRKİYE GİBİ…
SONRA İNSANA YATIRIM YAPACAKSINIZ VE SONRASI KENDİLİĞİNDEN GELECEKTİR…
Sonuç Bir için birde birlik olmalıyız; yoksa, ne paramız, ne evimiz, ne altınlarımız bizi kurtarmaz…
Peki kalın sağlıcakla.