Tarihiyle, doğasıyla, havasıyla, suyuyla, insanıyla yaşamaktan gurur duyduğum memleketi Kahramanmaraş… Ne güzel söylemiş şair; ‘Adamın su gibi akanıdır Maraş’ Bu haftaki yazım, Kurtuluş coşkusuna ve 97 yıl önce yaşanılan zaferin perde arkasına yönelik olacak… 27 Ekim 1919 tarihinde İngilizlerin boşalttığı memleketimize Fransızlar gelir. Fransızların gelmesiyle yüzyıllarca birlikte yaşayan Ermeniler şımarırlar. Bu tarihi süreç Maraş’ın kahramanlığını perçinleyecek, aynı zamanda ülkenin kurtuluş fitilini ateşleyecektir. 22 Ocak’ta büyük komutan Arslan Bey’in yazılı talimatı ile savaş başlar. Şehir 15 bölgeye ayrılır, her bölgeye bir sorumlu tayin edilir. Sorumlular kendi alanlarındaki silah, teçhizat ne varsa kendi bölgelerine oradan da ana karargaha ulaştırır. 97 yıl önceki kurtuluş mücadelesinin her yıl yeni yeni bilgilerine ulaşıyoruz. Örneğin ben kurtuluşta Rusların bize mermi yardımı yaptığını bilmiyordum. Her zaman tarihi bilgisine güvendiğim KSÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Eycil Rusların Kurtuluşta ülkeye 40 bin sandık mermi gönderdiğini, bu mermilerin bazılarının ise Elbistan üzerinden Maraş’a ulaştırıldığını söyledi. Rusların bizi çok sevdiği için değil, Avrupalılar Türkiye’yi işgal ettiğinde, kendi ülkelerine buradan terör pompalamasın, Türkiye kurtulsun diyerek göndermiş. Şu işe bakın adamlar 97 yıl önce bu olayı çözmüş. Neyse dönelim Kurtuluş’a; Atalarımızın 97 yıl önceki zaferini yıllardır kutluyoruz. Kendi jenerasyonumdakiler iyi bilir, kutlamalara daha çok vatandaşımız katılırdı. Günler öncesinden yöresel kıyafetler giyilir, ellerinde tüfek davul zurna eşliğinde kentin tüm bölgeleri gezilirdi. Aile büyüklerimizin anlattıklarını göre daha eskiden daha çok coşkulu ve kalabalıkla kutlanırmış. Zaferin büyük kahramanı Arslanbey en önde halkı selamlayarak geçit töreninde bulunurmuş. Son yıllarda aslında maneviyatından uzak değil ama sanki monotonlaşmış gibi geliyor bana. Önceki gün 8 Şubat günü kortej yapıldı, Valilikten 15 Temmuz demokrasi meydanına kadar yaklaşık 10 kişilik bir gurup yürüdü. O grubun içerisinde Makedonları, Kosovalıları, Kıbrıslıları görünce heyecanlandım. Asıl hedef bu bayramı kendi kendimize değil, tüm uluslararası toplumlarla kutlamaktı. Bugün bunu biraz başardık, inşallah devamında kahramanlığımızı tüm dünyaya haykırma imkanımız olur.