Hz. Muhammed (s.a.v) Rebi’ül- evvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi sabaha karşı, Safa tepesi yanında bir evde doğdu.Bu gün Miladi 571 yılı ,Nisan ayının yirmisine rastlamaktadır. Bu nedenle Ay takvimine göre her yıl, Rebi’ül evvel ayın 12.ci gecesini Mevlit kandili olarak, güneş takvimine göre 20.Nisanı içine alan hafta da Kutlu doğum haftası olarak kutlanmaktadır. Sevgili Peygamberimizin bir kutlu doğumunu daha idrak ediyoruz. Bu vesile ile peygamberlerin en son halkası olan, Hatemü’l Enbiya Hz. Muhammed Mustafa’ya salât ve selâm olsun. Rahmet Peygamberi(s.a.v) ,insanlık değerlerinin kaybolduğu bir devirde, yeryüzünü şereflendirdi. İnsan fıtratının bozulmaya yüz tuttuğu, kula kulluğun sınır tanımadığı, cehaletin hüküm sürdüğü bir çağda, hak ve adalet, fazilet ve ahlaki değerlerle buluşturdu. Peygamberimiz rahmet ve güzel ahlaki ile tarihin akışını değiştirdi. İnsanlığı aydınlattı.İlahi bir mesajı,yaşayan bir hayata dönüştürdü.Vahiy yolu ile indirilen Kuran-ı Kerimi açıkladı,beyan etti.Rabbimizin varlığını,birliğini,her şeyi yarattığını öğretti.Hayatı ve ahlakı ile insanlığa örnek oldu.Tüm insanlığa, gecesi gündüz gibi aydınlık bir yol bıraktı.O’nun sözleri ve örnek davranışları,sünnet oldu,hadis oldu,insanlığa yol gösterdi. Sevgili Peygamberimizin (s.a.v) ‘in Mekke’de tutuşturduğu İslam meşalesi, tüm zamanları aydınlattı. İman,samimiyet ve teslimiyetle atılan tohumlar, yeşerdi, filizlendi ,büyüdü ve bütün çağlarda meyvelerini verdi. İmanla tutuşan gönüller bir birine ısındı. Irk, renk, dil bölgesel ve coğrafya farklık engelleri aşıldı. İnananlara İslam kardeşliği getirildi. Müslümanlar kardeş oldular. Aynı bütünün parçaları ve bir binanın tuğlaları oldular. Tek vücut oldular. Tevhid ile gelen vahdetin temsilcileri oldular. Aynı inanca sahip bir ümmet olmanın huzur ve mutluluğunu yaşadılar. Namazda aynı kıbleye dönerek, Kabe’de tavaf ederek, Arafat’ta vakfe durarak, Aynı Allah’a(c.c) ,aynı peygambere ve aynı kutsal kitaba inanarak ümmet olma şuuru ile birlik ve beraber olmanın en güzel örneklerini sergilediler. Bugün, bu çağda, doğumunu kutladığımız Peygamberimin (s.a.v), örnekliğine, önderliğine ve rehberliğine daha çok ihtiyacımız vardır. Bugün O’nun hayatını okumaya,O’nu anlamaya ve O’nun sünnetini yaşamaya ihtiyacımız vardır. Bugün Peygamberimizin dünyaya gelişini,yetim ve öksüz kalışını,çocukluğunu ,çocuklarla ilişkilerini ve gençlerle iletişimini yeniden öğrenmeye ihtiyacımız vardır. Bugün bir kez daha O’nun cahiliye toplumu ile mücadelesini, O’nun eğitiminden geçen,her biri bire yıldız ve insanlığı aydınlatan.birer meşale olan ashabını, tanımaya ihtiyacımız vardır. Hz. Ebubekir’in dostluğun ve sadakatini, Hz.Ömer’in hikmet ve adaletini, Hz. Osman’ın edep,iffet ve hayasını, Hz. Ali’nin ilim ve cesaretini günümüze taşımaya ihtiyacımız vardır. Günümüzde peygamberimizin ; “yetime sahip çıkan, cennette benimle yan yana olacaktır.” “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.” “Yanınızda çalışanlar sizin kardeşlerinizdir. Yediğinizden yedirin, giydiklerinizden giydirin, emeklerinin karşılığını alın teri kurumadan veriniz.” Çağrılarına yeniden kulak vermemiz gerekir. Peygamberimizin ; “İnsanlar, tarağın dişleri gibi eşittir.” “Hepiniz Âdem’densiniz, Adem ise topraktandır.” “ Kadınlarınıza hayırla muamele edin, onların sizin üzerinizde hakları vardır.” “Gözümün nuru namazı bırakmayın.” Sözlerini hatırlamaya ve anlamaya ihtiyacımız vardır. Bizlerden “Kardeşlerim” diye söz eden Peygamberimizin(s.a.v) kutlu doğumunun, Ülkemiz, Milletimiz ve tüm İslâm alemine hayırlara vesile olmasını, huzur ve barış getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim