Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

 O benim milletimin yıldızıdır,parlayacak;
 O benimdir, o benim milletimindir ancak
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl
!

    İstiklal Marşımızın kıtalarını duymakveya söylemek şüphesiz hepimizi duygulandırır ve coşturur. Çocukken ilkduyduğum, hissettiğim İstiklal Marşım, beni İstiklal Mektebinin bahçesindeki bumarşı ezbere okuduğumuz ilkokul yıllarına götürür. Bayrağımız göğe çekilirkençoğumuz ilk milli duyguyu yaşamışızdır.
Bugün de aynı duygularla bayrağımızın gölgesinde milli marşımızı söylüyoruz.Kurtuluş savaşının en çetin günlerinde bu vatan için ya ölecektik ya da vatanıböldürmeyecektik, bunun adı İstiklal savaşıydı. Bu millet onurlu mücadelesinivermesini de iyi bilmiştir.
Tarih bu mücadeleyi özetleyen şiiri yazdırmıştır merhum M. Akif Ersoy’a. Bu zorlu günlerde, bir millî marşaduyulan gereksinmeyi göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı, 1921yılında bununiçin bir şiir yarışması düzenledi. Yarışmaya 724 şiir gönderildi. Kazanacakşiire para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemedi. Amamillî eğitim bakanı Hamdullah Suphi'nin (Tanrıöver) ısrarı üzerine, ödülsüzolmak şartıyla o da şiirini gönderdi.
Yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif'in 20 Şubat 1921'de yazdığı "Kahraman Ordumuza" sungusunutaşıyan şiiri 12 Mart 1921 günü büyük çoğunlukla TBMM'nce İstiklâl Marşı kabuledildi. Aynı yıl bir de beste yarışması açıldı, ama kesin bir sonuç alınamadı.Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı'nca Ali Rıfat Çağatay’ın bestesi uygungörülerek okullara duyuruldu. 1924'ten 1930'a kadar marş bu beste ile çalındı.
O yıl bunun yerini, Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi Zeki Üngör’ ün 1922'dehazırladığı bugünkü beste aldı.
Bu resmi marşımız milli birlik ve beraberliğimizin de en büyük belgesidir.
M. Akif’e son derece manalı vedüşündürücü bu şiiri yazdıran ruh hali ne idi acaba?
Hemen söyleyelim; Yüreğindekileri mısralara dökerek, ulusun derdiyledertlenmekti Akif in bu hali!. Şairlik yeteneğinin ötesinde yüksek ahlak vekaraktere sahipti Akif.
İşte M. Akif Ersoy bunun için millişairimizdir.
Mehmet Akif, 1873 yılında İstanbul’da,sade ve geleneksel bir hayatın yaşandığı Fatih’in Sarıgüzel semtinin Nasuhmahallesinde 12 numaralı evde (Büyükbir yangında harap olan bu semtin ortasından bugün Vatan Caddesi geçmektedir)dünyaya geldi. Asıl adı Mehmet Ragif’tir. Ragif, ebced hesabıyla hicri 1290rakamına karşılık gelmektedir ve bu rakam Akif’in doğum tarihidir. Akif’inailesi son derece sade ve orta halli bir ailedir. İnancın ve terbiyenin hâkimolduğu bir ortamda büyümüştür merhum şairimiz.

En zor şartlarda dahi bu ulusun esareti kabul etmeyeceği anlamına gelen millimarşımızın bunun için değeri büyük ve Akif bunun için bu milletin yüreğindedir.İstiklal Marşımız ulus olarak bir duruşun simgesidir. Asil bir destanıniçindeki haykırıştır, tüm dünya ya karşı. Vatan topraklarında bağımsızlıkuğruna canlarını hiçe saymış kefensiz yatan şehitlerimizin aziz hatıralarınınsesidir bu marş.
Bunun için ufuklarda hep dalgalanacaktır şanlı bayrağımız. Bu yüzden askeredavul zurnayla göndeririz kınalı kuzularımızı.
Dalgalanan bu bayrağın altında İstiklal Marşımızı söylemek bunun içinonurumuzdur!
27 Aralık 1936 tarihinde vefat eden vemezarı İstanbul Edirnekapı Mezarlığı'nda bulunan Mehmet Akif Ersoy'u bu vesileile rahmetle anıyoruz.

 Ayrıca tüm şehitlerimize Rabbimden rahmet diliyorum!

Hoşça kalın!