Eskiden köyden şehre gelmek için yolcu kamyonları vardı. Kışında bunun üstüne yağmur dolayısıyla çadır çekerlerdi. Kamyonun önüne üzüm ve dometis sandıkları konulur,arkasına da yolcular binerdi. Şoför mahalline de oturan fazla ücret öderdi. Onun için şoför mahalli 25 (kuruş) derlerdi. Bu yolcu kamyonları sabah şehre ikindinde köye dönmek için bir sefer yaparlardı.. 11 Eylül 1980 yılında, arabayı kaçırmıştım. Şehirde kalacak çok yerimiz olmadığından o gece eski hal (şimdi kent meydanı)’in karşısında Ahlat otelinde kaldım. Sabahleyin uyandığımızda rayda da marşlar çalıyordu. O Zaman televizyon yoktu. Birde duyduk ki 12 Eylül sabaha karşı 1980 darbesi olmuş. Dışarı baktık .Kıbrıs Meydanından Ulu cami arasında iki asker dolaşıyordu.Hiçbir vatandaş dışarı çıkamıyordu. O gün ikindiye kadar otelde mahsur kaldık. Bir ara askerler görmeden Eski hal tarafına karşıya geçiverdim. Ara sokaklardan. İlerleyerek Dumlupınar ilk okulunun üst tarafında arkadaşım Kazım Dağcının evine geldim. Üç gün orada misafir kaldık.Dışarı çıkamadık. 15 Temmuz 2016 tarihinde, darbe kalkışmasından sonra vatandaşlar Milli iradeye sahip çıkmak,Ezan dinmesin,Bayrak inmesin diye, her gün insanlarımız kent meydanını dolduruyor. Gündüz işinde,akşamdan sabaha kadar kadın erkek,yaşlısı genci , Kent Meydanını,Ulu camiden Kıbrıs meydanına kadar.binlerce insan Milli irde coşkusu yaşayarak ,.Demokrasi nöbeti tutuyorlar. Bugün Milli iradeye sahip olmak, Dinimizi, vatanımızı,ülkemizi ve milletimizi koruma günüdür. Ezanın susmaması,Bayrağın inmemesi ve hürriyeti ve demokrasiyi koruma günüdür. Milletimiz Ezanı susturan darbelerden,Ezan ve Selâ ile darbeyi önleyen günleri görmüştür.Allah’a şükür nereden nereye gelmişiz. Selam ve dua ile…