Bağımlılık sadece maddeyle sınırlı değil. Anne ya da babasına aşırı bağımlı ilişki kuran çocuklar ya da sürekli endişeli ebeveynlerin çocuğu olan çocuklar, daha fazla okul korkusu yaşarlar.
Pazar akşamlarının tatlı-acı karışık telaşını her öğrenci yaşamıştır. Bir yandan okula gitmek isterken bir yandan da tatilin devam etmesini isterdik. Şimdi ise aynı durumları çocuklarımız yaşıyor. Ancak çoğu zaman normal olan bu durum telaş ve heyecandan korkuya dönüşüyorsa işte o zaman tehlike çanları çalıyor.
Birçok çocuk okul kelimesini duyunca bile büyük bir korkuya kapılıyor ve bu durumun çocuk üzerinde fiziksel etkileri de oluyor. Okul fobisinin bir şımarıklık olmadığını ve üzerine gidilmediğinde çok daha büyük sorunlara yol açtığını dile getiren Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nin Kurucusu Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili önemli bilgiler veriyor.
Okul korkusu mu anneden ayrılma korkusu mu?
Çocuklarda okul fobisi sık karşılaşılan bir sorundur. Sabahları kendini gösteren baş ağrısı, kusma, karın ağrısı, ateş gibi belirtiler, çocuğun okula gitmeye karşı gösterdiği aşırı tepki, bu fobinin işaretleridir. Çocuğun evde kalmasına izin verildiğinde bu belirtilerin hızla ortadan kalkması şaşırtıcı olmaz.
Her birey, tanımadığı bir ortama girdiğinde alışmak için zamana ihtiyaç duyar. Çocuklar da el üstünde tutuldukları ev ortamından, kurallara uymalarının beklendiği okul ortamına geçişte bocalayabilirler. Oldukça normal olan bu durum çocuğun inatla okula gitmek istememesi durumunda fobi başlığında değerlendirilir.
Okul korkusunun asıl sebebi nedir?
Okul fobisinin temelinde anneden yoksun kalma korkusu yatmaktadır. Çocuk okuldan eve döndüğünde annesini bulamayacağından, terk edileceğinden endişe duyar. Çocuğun kaygısı, bilmediği bir ortamda kendisine bir şey olacağı veya evde bir hasta olması durumunda ebeveynini kaybetmek de olabilir. Anne babaların, çocuğun kendilerine bağımlı olmasını desteklediği durumlarda okul fobisi daha fazla görülecektir.
Bu korkuyu aşmak için çocuğa bir süre tolerans tanınması gerekir. Ebeveyn, belki ilk birkaç gün okula çocukla birlikte gidip onu bekleyerek, terk edilmediğini ve okula gitmenin normal olduğunu çocuğa anlattığında bu korku aşılabilir. Ayrıca okul korkusunu aşmak için, anne-babaların o ilk günlerde servise binerken ya da sınıfa gidilirken ayrılış anını fazla dramatize etmemeleri ve doğal bir duyguyla, fazla uzatmadan ayrılmaları gerekmektedir.
Ayrılma anksiyetesi birçok psikolojik sorunla ilişkilidir
Çocuğun okula karşı duyduğu korku, temelde bir ayrılma anksiyetesine işaret eder. Yetişkin bireylerde ise depresyon, agorafobi ve borderline kişilik bozukluğu vakalarında ayrılma anksiyetesi izlenebilir. Annesini kaybetmiş kadınlarla yapılan bir araştırma, bu kadınların depresyon yaşama riskinin diğerlerinin çok üzerinde olduğunu ortaya koymuştur. Agorafobik kişiler, anneden ya da güven duydukları bir yakınlarından ayrı kaldıklarında, kendilerine bir şey olacağı endişesi taşıyabilirler.
Okul fobisi çözümlenemezse depresyona dönüşebilir
Okula gitmek istemeyen çocukların pazar akşamları huysuzlaşmaya başladıkları görülür. Eğer anne baba, çocuğa çok tolerans tanır ve çocuğun okula gitmemek adına hastalık tablosu sergilemesine onu şımartarak yanıt verirse bu bir alışkanlık haline dönüşebilir. Okula gitmek istemeyen çocuklarda uyku sorunları görülmesi yaygındır. Eğer okul fobisi ağırlaşırsa ileri aşamada depresyona dönüşme riski taşımaktadır.
Peki, ne yapılmalı?
Anne ya da babasına aşırı bağımlı ilişki kuran çocuklar ya da sürekli endişeli ebeveynlerin çocuğu olan çocuklar, daha fazla okul korkusu yaşarlar. Okul korkusuna karşı çocuğa baskı uygulamaktan kaçınmamız gerekir. Tavrımız öğrenciye okulun faydalarını anlatmak, okulu sevdirmek üzerine kurulursa daha iyi sonuç verecektir.
Bu aşamada çocuğun gerçekten okula gitmemesini gerektirecek önemli bir sebep olup olmadığı da çok iyi araştırılmalıdır. Gereği halinde aile mutlaka eğitimcilerle, okul yönetimi ya da veliler ile dayanışma içerisinde bulunmalıdır. Çok nadiren de olsa okulda şiddet davranışı sergileyen, başkalarına güç gösterisinde bulunan saldırgan çocuklar, sinirli öğretmenler ya da okul çevresindeki başka ürkütücü faktörler, gerçekten çocuğun okuldan korkmasına neden olabilir. Bundan dolayı ilk sınıfları geçen bir çocuk okula gitmek istemiyorsa ailelerin ilk görevi çocuğa çok anlayışlı davranarak gerçek nedeni ortaya çıkartmak olmalıdır. Ama zaman içinde tüm faktörler izlendiğinde, değişiklik yapıldığında bile çocuk okula gitmemek için bahaneler üretiyorsa burada dikkatimiz okuldan çok çocuğun davranışlarını yeniden düzenlemek üzerinde toplanmalıdır.