Bu günün yaşantısına öyle kavramlar hâkimoldu ki ilişkilerimiz de o kavramlara göre şekil kazandı yani değer yargıları değişti,toplumsal değerlerin yerine oturan sözcükler hayatımıza yön vermeye başladılar. 

      Yaşamın her kesiminde bir virüs gibi bulaşıcı,insanların her zaman başvurduğu hal çaresine dönüşen bu kelimeler neydi!Gölgelerin gücünü taşıyan bu sihirli sözcükler referans ve önyargılardır. Beynimiz bu kavramlarla öyle beslendi ki bunlarolmadan hiçbir şey yapamaz olduk; bir genç işe müracaat eder “referansın kim” insanlarsiyasete atılmak ister” bu kimin adamı” genç evlenmeye niyetlenir “arabasıdairesi” sorulur karakteri kişiliği araştırılmaz.   İşe müracaat eden gencin birikimine zekâsınabakılmaz.

    Yetkili insanlarda insan tanıma, anlamasanatından uzak veya çark öyle döndüğü için insanlar kendini geliştirmeyeihtiyaç duymuyor bir referans onun için daha önem taşıyor, bunun içindeülkemizde umudunu yitirmiş gelişime ihtiyaç duymayan insanların sayısı daartmaktadır.

     Bircenaze de biriken kalabalık bile etikete referansa bağlı oldu, bununla ilgilibir anımı da

aktarayım; meclis üyesi birarkadaşımla zengin bir işadamının cenaze defni için bekliyorduk

mahşeri bir kalabalık ve cenazedaha mezarlığa gelmemişti,  tam bu sıradaüç beş kişinin omuzlarında bir başka gariban cenazesi geldi. Toplasan sekiz onkişi, meclis üyesi arkadaşa

dedim ki adamcağız sağlığındasiyasetçiden bir yakınlık görmemiş hiç olmazsa cenazesinde

 bir siyasetçi (meclis üyesi) görsün tuttabutun ucundan dedim ve defnetmeye gittik.O üç beş

kişi bize tebessümle biraz daşaşkınlıkla baktı, işte garibanın ölüsü bile referanstan yoksun defnedilse deesas takdirin tabi ki rabbimin katında olduğunu kaçımız biliyoruz?                                             

     Dostumunbiri telefon açtı filanların düğününde niye yoktun, cevabım ”çağırmadılar dedimbiz genelde cenazelerinden haberimiz olur ona da gideriz “ dedim!  Düğünlerde de yine referanslar ön plandaydı,sevgili okuyucularım bu referansın girmediği yer kalmadı, yani etiketliyaşamlar her zaman tedavülde!

          Bunlarla ilgili yine bir de şuönyargılar yok mu; acımasızca veya araştırmadan kişiler hakkında yargıya varmakve şahsiyetleri ucuzca harcamak, fitne tacirlerine prim yaptırmak!

Bizleri fazla etkilemese de buönyargılı insanlar hayatın akışını karıştırmaya yetiyorlar!

Doktor bile bir hastalığa teşhiskoymadan önce tahliller istiyor ve teşhisini öyle koyuyor.

Bu ön yargıda bulunan kişiler biraraba bile satın alırken on kişiye kontrol ettirip öyle satın alırken, bir kişihakkında değerlendirme yaparken aynı hassasiyeti gösterebiliyorlar mı?

  

      Kişi yaşamın neresinde olursa olsun,hangi mevki de olursa olsun yetkilerini kendi vicdani

iradesiyle veya sahip olduğu donanımlaragöre kullanmasını bilmeli, yani ön yargılar bizi yanlışlara da götürebilir ve herkesim bundan olumsuz  etkilenir zarargörür.

 Öz güvenimizle doğru değerlerle yaşamak bizedaha iyi yakışmaz mı? Hoşça kalın.