Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi kentin iki günlük gazetesinden biridir. Başında meslek büyüğümüz, yıllarını bu işe veren, kentin gelişmesi için elini taşın altına koyarak, maddiyatından, sağlığından, zamanından fedakârlık yapan ağabeyimiz Mehmet Mümtaz Yüzbaşıoğlu var. Gazetecilik para kazanmak için yapılmıyor, zaten para da kazanamıyorsun, masraflarını kurtarsa yeter. Özellikle Türkiye’de gazeteler eğer bir holdingin arka bahçesiysen tıkır tıkır sorun olmadan çıkıyor. Yüzbaşıoğlu gibi emekçi bir ismin ise de gelirler giderleri karşılamıyor, cebe yüklenme başlıyor. En çok şikâyet ettiğimiz toplum olarak yeteri kadar okumamak. Okuma kültürü daha iyi seviyede olsa hiçbir yerel gazete yaşam savaşı vermez. Daha cesur davranır. Biz ise bu imkânlar çerçevesinde cesaretimizi göstererek halkımıza olan görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Bu bir sevda işi, bu bir sorumluluk işi, aslında birçok işadamımız hayırlarını sadaka ile yaparken, bence gazetecilik te bir hayırdır. Bu memlekete olan sorumluluğunu bilmektir. Kentin sorunlarını ilgili mercilere taşıyarak çözüm yolu aranmasında etkili bir kurumdur. Kaptan köşkünde ağabeyimiz Mehmet Mümtaz Yüzbaşıoğlu ve onun tecrübeleriyle çizgisini belirleyen Genel Müdürümüz Pınar Yüzbaşıoğlu, Genel Yayın Yönetmenimiz Mesut Tuğrul, Yazı İşleri Müdürümüz Faruk Aktemur, Haber Müdürümüz Zeki Demir, muhabirlerimiz İlker Yiyen, Kenan Onaran, Ali Tatar, Gökhan Dökücü ve ismini saymadığım tüm muhabirlerimizle birlikte köşe yazarlarıyla en az 100 kişilik bir aileyiz. Bu 100 kişinin kalbide gelişmiş bir Kahramanmaraş hayaliyle atmaktadır. Gazete olarak şuana kadar hiç kimseyle işimizi şahsileştirmedik. Eleştirmek, yapılan yanlışları ortaya çıkarmak bizim görevimiz. Halkımız bunun için bizim gazetemizi alıyor. İşimizi yaparken de samanla çöpü bir birine karıştırmamaya dikkat ediyoruz. Rektör bey gazetemizin yayın politikasını iyi anlayamamış. Gazetemizin tek amacı tarafsız ve doğru haber yaparak halkımıza en taze bilgileri, yorum katmadan iletebilmektir. Önceki gün KSÜ Rektörü Prof. Dr. Durmuş Deveci düzenlediği basın toplantısına gazetemizi davet etmedi. Nedenini orada bulunan arkadaşlar sormuş; ‘nezaketsiz oldukları için davet etmedim’ demiş. Hatta ekibimizden bazı ağabeylerimin arkasından atıp tutmuş. Ben anlamıyorum, bir kurumda bir usulsüzlüğü ortaya çıkaran ekip neden nezaketsiz oluyor. Bir kurumu eleştirdiğin zaman neden o kurumla sorunlar varmış gibi algılanıyor. Bu konuyu Genel Yayın Yönetmenimiz Mesut Tuğrul’la telefonda konuştum. Bana; “davet edilmeyebiliriz, bu sayın rektörün kesinlikle kendi tasarrufudur. İstediği gazeteciyi akredite ettirebilir, ama bu akredite sadece kendi basın toplantısıyla ilgilidir. Üniversitedeki diğer programlarla ilgili akrediteye karışamaz. Orası kendisinin mülkü değildir. Halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlayamaz. Fakat rektör bey böyle arkamızdan konuşacağına keşke yüzümüze konuşsaydı daha iyi olurdu. Bizim Rektör Deveci ile hiçbir sorunumuz yok, KSÜ’nün başarılı haberleri de gazetemizde çıkıyor, KSÜ’nün diğer haberlerini de yapmasak bizde nefsimize yenilir olayı şahsileştiririz. Ama böyle bir durum yok, hatası varsa yazarız, başarısı varsa onu da yazarız” dedi. İşte olması gereken de buydu, bir kurumu eleştirdiğin zaman hemen okları o gazeteye çevirmek bir bürokrata yakışmaz. ‘nerede hata yaptık’ diyerek şapkasını önüne koyup düşüneceğine olayı şahsileştirerek, ihaledeki ihmali olanlarla ilgili işlem yapacağına rotasını gazeteye çevirmesi bence çok yanlış.