Mübarek üç aylardan olan Şaban ayı,faziletli bir aydır. İlahi feyiz ve bereketin yeryüzünü şenlendirdiği bir aydır. Bu ay müminler için kârlı ve kazançlı  bir fırsat ayıdır. Peygamberimiz;  “Şaban benim ayımdır.” Buyurmuştur. Peygamberimize; “ya Resulullah ,Ramazan’dan başka en faziletli oruç hangisidir?” diye sual edenlere Peygamberimiz ; “Şaban Ayında tutulan oruçtur.” Cevabını vermiştir. Peygamberimiz Ramazan’dan sonra en fazla Şaban Ayında oruç tutmuştur. Şaban ayını çoğu zaman oruçlu geçirmiştir. Bunun sebebi sorulduğunda ; “ Şaban ayında ameller Allah’a(c.c) arz edilir. Bende amelimi,oruçları arz etmek istiyorum.” Buyurmuştur. Sahabenin biri peygamberimize gelerek 349 gün oruç tutsam olur mu? Diyor. (Ramazan Bayramında bir gün,Kurban bayramında dört gün oruç tutulmaz.354 gün kameri(ay takvimi) senesinden beş gün çıkarsa 349 gün kalır.) Peygamberimiz o sahabeye ;Her kameri ayın 1,15,30.cu günlerinde oruç tut deyince Sahabi ben daha fazlasını tutarım diyor. Peygamberimiz, “kameri ayın 13,14,15.ci günleri ve pazartesi ve Perşembe günleri oruç tut.” Buyurunca sahabe daha fazlasını yaparım .”diyor. Bu sefer Peygamberimiz: “Davudî oruç(gün aşırı oruç,bir gün tutup bir gün tutmama orucu) tut buyuruyor. Sahabe bu sefer daha fazlasını yaparım Ya Resulullah deyince ,Peygamberimiz bildiğini yap diyor.  Sahabe her gün oruç tutuyor. Yaşı ilerleyip ihtiyarlayınca sahabe yoruluyor. Keşke Peygamberimizin sözünü daha önce tutsaydım diyor. Zinnuni Mısri  üç aylar hakkında ; “Recep tohum ekme,Şaban ,sulama,Ramazan hasat ayıdır.”demiştir. Peygamberimiz Hz. Muhmmed’in (s.a.v) duası ; “Rabbim Recep ve Şabanı mübarek kıl,bizi Ramazana ulaştır.” Buyurmuştur. Şaban ayını tamamen tutanlar yada pazartesi ve Perşembe günü oruçlarını tutanlar dışında  Şaban ayının yarısından sonra ramazan ayını karşılamak için oruç tutmak nehy edilmiştir. Bu husustaki hadisler şöyledir. “Sizden hiç kimse Ramazanı bir yada iki gün önceden oruçla karşılamasın.”[1]  Ve  “Ramazandan (bir veya iki gün) önce oruç tutmayın.”[2]  Ve  “Şaban ayının yarısına gelindiğinde oruç tutmayın.”[3] Buyurmuşlardır. Beraat Kandili Şaban Ayının içerisinde Berât  gecesi vardır.Şaban ayının 15.ci gecesi Berât Gecesidir.Beraât Gecesi mağfiret ve günahlardan kurtuluş gecesidir. Müslümanlarca  mübarek sayılarak kutlanan  Mevlit,Miraç ,Regaip ve Beraat gecelerinde, Osmanlı Padişahı II.Selim döneminde camiler aydınlatılıp,minarelerde kandiller yakıldığı için bu gecelere halk arasında kandil geceleri denmiştir.Hatta bu geceler için “Mevlit Alayları” kurulmuştur. Bu gecelerden Mevlit,Miraç ve Kadir geceleri Hz.Muhammed’in  hayatıyla ilgilidir. Beraat Kandili ise tövbe ve bağışlama gecesi olarak kabul edilir. Beraat ; Aklanma ve arınma manasına gelir. Beraat etmek ; Arınmak,aklanmak ve temizlenmek demektir. Berât Gecesi,Şaban ayının 15.ci gecesidir. Bu gecede yapılan samimi ibadetlerin ,tövbe ve istiğfarların kabul edileceğine inanılır. Berât,günahlardan kurtuluş gecesidir. Mağfiret gecesidir. Bir sonraki yıl için yeniden doğuş taze bir başlangıç gibidir. Bu gecede insanların iyi ve kötü davranışlarına göre hükümleri verilir. Bu gecede tövbe edenlerin ve ibadet ederek geçirenlerin günahları bağışlanır. Bu gece kalp ve kalıbı ile Allah’a yönelenlerin ,tövbe edenlerin affedileceği gecedir. Resülu Ekrem, Hz. Aişe’ye; “ Allah’ü teala   bu gecede Beni kelp kabilesinin   koyunlarının tüyleri sayısı kadar kimseyi cehennem’den âzâd eder. Fakat bu gecede ; 1-Allah’a şirk koşanların 2- Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin 3- Akrabaları ile münasebetleri kesenlerin 4- Hayat ve ihtişamlarına mağrur olanların 5- Ana ve babalarına isyan edenlerin  yüzüne bakmaz.” Buyurmuştur. Hz.Peygamber’in bu gecedeki duası ; “ Allah’ım ! azâbından affına, gazâbından rızâna  sığınıyor,senden yine sana ilticâ ediyorum.Sana  gereği gibi hamd etmekten âcizim.Sen ,seni senâ ettiğin gibi yücesin.” Resulü Ekrem  :”Allah-u Teala o  gece şöyle buyurur : “ Yokmudur istiğfar eden ,mağfiret ederim. Yokmudur rızık isteyen ,rızıklandıralım. Yokmudur dert ve musibete dûçar olan,şifasını verelim. Daha ne gibi dilekleri olanlar varsa ,istesinler verelim.” Buyurur.   [1] . Buhari ve Müslüm [2] .Tirmizi [3] .Tirmizi