Kaspersky Lab ve B2B International tarafından 25 ülkeden 4.000 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen 2016 Kurumsal IT Güvenlik Riskleri çalışmasına göre tek bir DDoS saldırısı bir şirkete 1.6 milyon dolara varan zararlar verebiliyor. Yine de bu sayı çoğunlukla saldırının ne kadar çabuk algılanabildiğine bağlı oluyor.
Ddos’un maliyeti pahalı Geçtiğimiz 12 ay içinde DDoS saldırılarına maruz kalan farklı büyüklüklerdeki şirketlere, saldırıların onlara ne gibi zararlar verdiği soruldu. Sonuçların gösterdiğine göre, sırayla %20 ve %19 olmak üzere orta ve büyük ölçekteki firmalar için en büyük masrafların sebebi kredi ve sigorta oylamalarındaki değişiklikler. Bu sonuç, çoğu DDoS saldırısının kamuya mal olduğunu da düşünürsek, şaşırtıcı değil. Küçük şirketler için, en büyük DDoS kaynaklı masraf da, çalışanlara yapılan fazla mesai ödemeleri (%17). DDoS saldırıları aynı zamanda şirketleri işe yeni çalışan almaya zorlayan en büyük 5 sebepten biri olarak gösteriliyor.
Milyar dolarlık hasarlar söz konusu Bu tip saldırılara kurban olan kurumların %37’si IT çalışanlarının sayısını önemli derecede artırmayı planlıyor. DDoS kaynaklı diğer önemli zararların içinde müşteri tazminatı (%12), IT altyazılımı ve yazılım güncellemeleri (%10), personel eğitimi (%10) ve şirketin Kurumsal itibarını iyileştirmek için yapılan iletişim (PR) masrafları (%9) bulunuyor. Daha küçük şirketler için bunun anlamı DDoS saldırılarının yaklaşık 106,000 dolar zarara mal olması demekken, büyük şirketler içinse bu sayı 1.6 milyon dolara kadar çıkabiliyor. Çalışmanın bir diğer önemli sonucu ise eğer saldırı ilk 24 saat içinde fark edilirse zararlar, bir sonraki gün fark edilmesiyle kıyaslandığında yarı yarıya iniyor.
Şirketlerin korkulu rüyası Kaspersky DDoS Koruma Proje Müdürü Alexey Kiselev, konuyla ilgili şu yorumlarda bulundu: “Araştırmamız gösteriyor ki DDoS saldırıları şirketler için en pahalı siber tehditlerden biri. Bu tip saldırılar virüslerden veya şifreleyen kötü amaçlı yazılımlardan daha pahalı. Tek bir DDoS saldırısı bile internet hizmetlerini uzun süre boyunca durdurabiliyor, şirketin itibarına zarar verip şirkete mevcut veya potansiyel müşterilerini kaybettirebiliyor. Süresi uzamış DDoS saldırılarının başarılı internet şirketlerinin iflasına ve hatta kapanmasına yol açtığı durumlar görüldü. Buna karşı proaktif önlemler almak, şirketlerin gerçekleşen DDoS saldırılarını hızlıca fark etmesini sağlıyor ve şirketler Kaspersky DDoS Protection gibi çözümlere de sahipse, DDoS istihbarat servisleri sayesinde saldırı başlar başlamaz saldırıdan haberdar olabiliyor. Böylece herhangi bir riski ortadan kaldırabiliyor.”
Mobil siteler masaüstü sitelere yetişti IAB Avrupa’ya üye yedi ülkenin (Almanya, İrlanda, Hollanda, Polonya, Sırbistan, İspanya ve Türkiye) işbirliği ile hazırlanan Reklam veren Mobil Denetim Raporunda bu yıl perakende ve finans sektörleri incelendi. IAB Avrupa’nın 2. kez gerçekleştirdiği ve 500 reklamverenin web sitesinin incelendiği “Mobil Denetim Raporu”, reklamverenlerin mobil anlayışlarının ve mobile öncelik veren tüketici dünyasındaki varlıklarını nasıl geliştirdiğini ortaya koyuyor. Rapora göre; perakende ve finans sektöründe reklam veren firmaların yüzde 80’inin mobile uygun web sitesi bulunurken yarıdan fazlası ‘responsive’ web tasarımı kullanıyor. Avrupa’da tüm display reklam yatırımlarının dörtte biri mobile gidiyor. Mobil Denetim Raporu reklamverenlerin bir yandan mobil reklama yatırım yaparken, öte yandan kendi stratejilerinde de mobile önemli bir yer verdiklerini ortaya koyuyor. Ancak bazı ülkelerde perakende için değerli bir araç olan e-ticaret uygulamaları, finans sektörü için gerekli olan şube bulucu aplikasyonlar henüz yeterince gelişmiş değil. Raporda öne çıkan bulgular şöyle sıralanıyor: Perakende ve finans sektöründe faaliyet gösteren markaların büyük bölümü mobil platformlarda yer alıyor Bu sektörlerdeki markaların yüzde 80’inden fazlasının mobile uyumlu web sitesi bulunuyor. Perakende firmalarının yarıdan fazlasının, finans firmalarının ise üçte ikisinden fazlasının web siteleri ‘responsive’ olarak tasarlanmış. Almanya ve Hollanda bu konuda başı çeken ülkeler. Bu ülkelerdeki bütün perakende ve finans siteleri mobil uyumlu çalışıyor.
Aplikasyonlar mobil stratejinin en önemli unsuru Perakende sitelerinin yarısından fazlası, finans firmalarının ise üçte ikisinden fazlası mobil aplikasyona sahip. Finans sektöründe bireysel bankacılık aplikasyonlarının kurumsal bankacılık aplikasyonlarından daha gelişmiş olduğu görülüyor. Buna karşılık, Orta ve Doğu Avrupa pazarındaki finans firmaları kurumsal bankacılık aplikasyonları daha çok kullanıyor. Diğer yandan İspanya’daki finans firmalarının büyük çoğunluğunun bireysel bankacılık aplikasyonları bulunuyor.
Mobil siteler gelişiyor İşlevsellik açısından perakende sektöründeki firmalara ait mobil sitelerin masaüstü sitelerle aynı olduğu görülüyor. Perakende firmalarının üçte ikisinden fazlasının satışa uygun mobil (%65) ve masaüstü sitesi (%69) bulunuyor. Perakende firmalarının yarısından fazlası mağaza bulma fonksiyonlarını da kullanıyor. Bu firmaların mobil veya masaüstü sitelerinde GPS-mağaza bulma çözümü bulunuyor. İspanya’da GPS sitemi kullanma oranı %90’a çıkıyor.
Türkiye’de GPS şube bulucu mobilde çok yaygın Türkiye’de bankaların masaüstü sitelerinde (%84) olduğu gibi mobil sitelerinde (%80) de GPS ile şube bulma fonksiyonu bulunuyor.
Aplikasyon sayısı artıyor, ancak daha gidilecek çok yol var 2015 yılında yayınlanan ilk Reklam veren Mobil Denetim Raporu’nda da olduğu gibi, aplikasyonlar mobil ve masaüstü sitelerin gerisinde kalıyor. Perakende firma aplikasyonlarının mobil ve tablet uygulamalarının yarısından daha azında ödeme sistemleri ve GPS mağaza bulma çözümü bulunmuyor.
Türkiye’de finans sektörü IOS ve Android uygulamalarda önlerde 2016 Reklam veren Mobil Denetim Raporu’na göre, IOS ve Android için bankacılık uygulamaları bulunan ülkeler arasında Polonya (%52) ve Türkiye (%48) başı çekiyor. IAB EMEA Bölgesi Mobil Sorumlusu Ben Rickard, araştırma ile ilgili olarak “Mobil odaklı bir dünyada markaların mobil stratejiler geliştirmeye başladığını görmek oldukça mutluluk verici. Mobil gösterimler 2015 yılında yüzde 60’tan fazla arttı. Bu durum reklam verenlerin hedeflediği kitleye ulaşmak için mobile önem vermeye başladıklarını gösteriyor.’’ dedi.