Okuyucularım iyi bilirkişiliğimi, kimliğimi… Yazılarımda seviyemi fazla aşmam ama bu yazım sanırım seviyem dışına çıkacaktır. Nedeni ise tehdit telefonları, ahkam kesmeler v.b. şeyler… Çarşamba günü yazımda ifade etmiştim Futbol nereye gidiyor diye… Günümüzde son demlerde her zaman Futbol ve futbol terörünü konuşuruz... Hem dünyada hem de Türkiye'de futbolun en büyük problemlerinden biri de Holiganizm. Sahada sık sık yaşanan kavgalar, tribünde futbol için dökülen kanlar. Alınan tüm önlemlere rağmen şiddetin önüne geçilemiyor. Peki holiganizm sorununun nasıl çözülecek? Sizce çözülür mü?, Hoca diyebileceğin hoca nadir, hacı diyeceğin hacı nadir… Önce zihniyet değişmeli bence… Bazı İnsanların kişiliği maalesef döviz kuru gibi her saat başı değişiyor..! Hatırlarmısınız bilmem, Gazetemizin Cumartesi günü Manşetini… Hatırlamanız lazım; ‘KIZLAR MAÇINDA ŞİKE SKANDALI!’ adı altında Kırşehir'de düzenlenen Okullararası Gençler Futbol Şampiyonası final müsabakalarında Kahramanmaraş Spor Lisesi ve Ordu Özel Açı Temel Lisesi arasındaki maça Kocaeli Basını tarafından şike iddiası sıçradı demiştim. Bunu Gazeteye taşımak suçmuş… Bu haber sonrası olumsuz yönden çok telefon aldım, çok tehditler karşısında kaldım. Spor41 kaynaklı bir haber olmasına rağmen baskılar aldım hata maşa olduğum iddia edildi. Ben bir önceki yazımda da belirttim; İtibarımı kayıp etmektense Paramı kayıp etmeyi tercih eden biri olduğumu… Bu Haberde şike olup olmadığı tartışılabilinir ama iddia eden ben olmadığım halde bana telefon açarak Tehditler savunan birinin muhatabım olmadığı halde bana davranış tarzı… Sen bir antrenörsün, küfür ağızdan düşmüyor, seni takımın başına gençlere bir şeyler öğret, eğit diye getiriyorlar, küfür öğret diye değil… Önce herkes yerini bilecek, hiç kimse kimseye işini öğretmeyecek. Tabi ben tehditlere aldırmadım, aldırmam da… Çünkü Kötü söz sahibine aittir. Biz ona birde Hoca, Antrenör deriz ya… Demek ki dememek lazımmış… Ayraç kullanmak lazımmış… Atatürk Bile Ben sporcunun zeki Çevik Ahlaklısını severim diye… O bile ayrı tutmuş… Demek ki o zamanda Ahlaksız sporcular, antrenörler varmış… Ben hiç küfür eden Antrenöre rastlamamıştım ona da rastladım. Buradan TÜFAD Şube Başkanım Mesut Hocam Affetsin; Her TÜFAD’dan belge alan Hoca (Antrenör) olmuyormuş… Hatırlatırım; Futbol, bugünün dünyasında insanların en çok ilgilendiği spor oyunlarından biridir. Antrenör, oyuncu, yönetici ve izleyici olarak büyük bir çoğunluğun katılımıyla da büyük bir sektör haline gelmiştir. Futbolun bu denli gelişmesini bir bakıma bilimin hemen her alanından yararlanmasına bağlayabiliriz. Özellikle iletişim teknolojilerinin gelişmesi, bu alanlarda yapılan çalışmalara ulaşılmayı daha da kolaylaştırmıştır. Tabi Antrenör sıfatı ile geçinenler yarasına tuz basanlara karşı iletişimi tehdit vari kullanmaları da işin cabası… Günümüz futbolunda bireysel bir antrenörlük felsefesi geliştirmeyen antrenörler, takımlarını yönetmekte zorlanacaklardır ve başarısız olmaları kaçınılmazdır. Muhattabım olmadığı halde bana ulaşıp bana tehdit, şantaj eden kişilik önce spor Lisesi kafilesine nasıl katılmış, Milli Eğitim mi görevlendirmiş yoksa istetme olarak mı gitmiş orası düşündürücü… Önce işine bakmalı, Haber de suç unsuru varsa Mahkemeye sevk et! Tehdit Şantajla bu iş olmaz, olamazda… Yakıştıramadım, kişiliğe, kimliğe… Hani derler ya Demirden korksak tirene binmeyiz diye, Tehdit şantajdan korksam bu mesleği yapmazdım. Futbolda adalet olmadığını her zaman savunurum. Gerçekten de Adalet yok, Öv, iyi yaz kralsın, açığı bul yaz kötüsün, vatan hainisin… Yok böyle bir şey… Sporcu idol olarak Antrenörünü örnek alır ve idolü ne yaparsa onu yapmaya çalışır. Suçluyu başka yerde aramaya gerek yok. Buradan çıkıyordur sanırım futbolun nereye, nerelere gitti. Nelerle savaştığı, nelerle uğraştığı… Tabi burada Futbol terörünün önüne geçecek tek yetkili Yedek kulübeler ve yedek kulübe sorumlularıdır. Bu yazımda okuyucularımdan özür diliyorum. Seviyemi bozduğum, kişiliğime sığdıramadığım için yazı yazdığıma.. Kalın Sağlıcakla…