Yüce Dinimiz İslamiyet, kardeşliğe, karşılıklı sevgi ve saygıya önem vermiştir. Kişilerin ve toplumun huzuru, kardeşlik ve karşılıklı sevgi ve saygıyla sağlanır. Milletlerin medeniyet seviyesi, insan hayatına verdikleri önemle ölçülür. Yeryüzünde insanda dahil hiçbir varlık, gereksiz ve gayesiz değildir. Hepsinin bir yaratılış gayesi vardır. Boşuna yaratılmamıştır. Yaratılanları Allah için sevmeli, sevgi Allah için olmalı ve O’nun rızasına dayanmalıdır. Allah için sevgi ve kardeşlik maddi ölçülerle değerlendirilemez. Çünkü o para ile alınan bir mal ve babadan kalan bir miras değildir. Toplumun huzurunun sağlanmasında sevgi ve kardeşlik büyük bir önem taşır.  Ayet-i kerimeler de : “Ve (Allah), onların kalplerini birleştirmiştir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir.”(Enfâl 8/63) “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurat 49/10) “Hep birlikte Allah'ın ipine(Ku’an’a) sımsıkı sarılınız sakın ayrılığa düşmeyiniz, Allah'ın size bağışladığı nimeti hatırlayınız..” (Âl-i İmrân,3/103) Hadis-i Şeriflerde ise ; “Cenab- Hak, kıyamet gününde benim için sevişenleri, gölgemden başka bulunmayan o günde, gölgemde gölgelendireceğim.” “kendi nefsi için sevdiğini, mü’min kardeşi içinde sevmedikçe hiçbiriniz tam bir mü’min olmaz.” Müslüman’ın mümin kardeşinin dilinden üç hakkı vardır. Mü’min kardeşinin hoşuna gitmeyeceği sözler söylememek(gıybetini etmemek) Mü’min kardeşi ile alay etmemek Kalbini incitecek şekilde ad (lakap) takmamak Hatasız, kusursuz insan düşünmek mümkün değildir. Hatasız kul olmaz. Hakiki gerçek bir Müslüman, gözüne gözlük takarak başkalarının kusurlarını aramak yerine, onların iyi yönlerine bakmalı ve araştırmalıdır. İyi bir insan, omuzundaki heybenin önündeki gözüne, başkalarının iyiliklerini ve kendi hatalarını ,arkadaki gözüne de, kendi iyiliklerini ve başkalarının hatalarını koymalıdır. Bir Müslüman’ın kalbinde ne kadar sağlam bir iman varsa, mü’min kardeşini de o kadar sever. Sevgisiz iman, imansız sevgi olmaz. İmandan yoksun olanlar, kardeşini Allah için değil de maddi menfaat karşılığı severler. Dünyada manevi kardeşliğin, din kardeşliğin etkisi kadar insanları birbirine bağlayan hiçbir güç yoktur. Bu kardeşliğe ulaşmanın yolu,Yüce Allah’ın  Kitabını ve O’nun Peygamberinin(S.A.V) yolunu rehber edinmektir. Bunun adı din kardeşliğidir. Dinimiz bütün inananları kardeş saymıştır. Hadis-i şerifte ise ; “Eksiksiz bir imana sahip olmadan cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe imana sahip olamazsınız. Birbirinizi sevmenin yolu da selamlaşmadır.”  Ve “Allah için birbirlerini seven, Allah yolunda kardeş olmuş iki kişi, birbirini yıkamaya yardım eden iki el gibidir.” Buyrulmuştur. Bir toplumda selamlaşma terk ediliyorsa, o toplumda karşılıklı sevgi ve saygıdan, birlik ve kardeşlikten söz edilemez. Selamlaşma bir duadır. Vermek sünnet, almak farzdır. İnsanlar birbirleri ile selamlaştıkları zaman şunu demek isterler ;  “Ey mü’min kardeşim! seni bütün kalbimle seviyorum. Seni mutsuz eden her şey beni de üzer. Allah’ın selamı bereketi, esenliği üzerine olsun. Benden sana kötülük gelmez. Mademki her ikimizi iman bağları bağlıyor. O halde birbirimizden emin olalım. Birbirimize güvenelim. Birbirimizi sevelim. Düşmanlık gütmeyelim.”