Bu mübarek günlerde dostlarla bir araya gelince Besmele’yle söze başlayıp “Aşk imiş her ne var âlemde, İlm bir kıyl u kâl imiş ancak" sözünün mânâsını anlamaya çalışmak câiz midir? Yoksa beyhude bir emek midir?
Bu soruları Cenâb-ı Fuzûlî’nin muradına kafa yormadan ilim muhalifi olduğunu zanneden sosyal medya yorumcularına değil cevabını zâten bilen dostlara soruyorum, muhabbete vesile olması için.
18 Mart 2025 Salı günü, o günlerden biriydi. Kahramanmaraş Sütçüİmam Üniversitesi Gençlik Merkezi’nde 46 yıllık arkadaşım-dostum-kardeşim Ali Avgın’la beraberdik. Daha doğrusu o yazarlık serüvenini anlattı, bizler de dinledik ve istifade etmeye çalıştık.
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, KSÜ EDEM, GENÇ KSÜ Öğrenci Topluluğu olarak, edebiyat dünyasına katkı sağlamış önemli isimlerin hayatlarını ve -serlerini daha yakından tanıma fırsatını sunan "Edebiyata Adanmış Bir Hayat" programının konuğu araştırmacı-yazar Ali Avgın, moderatörü İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yakup POYRAZ’dı. Programda yazar Ali Avgın yazarların yaşadıkları dönemin izlerini eserlerine nasıl yansıttıklarını anlattı.

“Han Duvarları/Kalbe Düşen Kor”Romanı
İlk gençlik yıllarında Necip Fazıl Kısakürek, Peyami Safa, Sâmiha Ayverdi, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal Beyatlı gibi üstadları tekrar tekrar okuyan ve beslenen yazarımız 1993 yılında Faruk Nafiz Çamlıbel’in Han Duvarları şiirindeki Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış Efendiyi merakımızdan yola çıkarak Maraş Mevlevîhânesini araştırmaya başladığımızı ve bu arayışın sonunda 2017 yılında yayınlanan “Han Duvarları; Kalbe Düşen Kor” romanını nasıl yazdığını anlattı. “Han Duvarları; Kalbe Düşen Kor” romanı, Maraş Mevlevihanesi’nin son Şeyhinin oğlu Satılmış ile Aslı’nın Maraş’ta başlayan, Anadolu’nun Millî Mücadele dönemini yaşayan, hüzün ve sır dolu aşkının Han Duvarları’nda son bulmasının hikayesidir:

"Garibim namıma Kerem diyorlar,
Aslı'mı el almış haram diyorlar,
Hastayım derdime verem diyorlar,
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben"
Romandaki hikayelerinden biri de Mücâhidin-i Mevlevîyye Alayı’dır. Osmanlı Devleti, birinci dünya savaşı'nda cihâd-ı ekber ilan ettiğinde; Kafkas, Irak, Çanakkale, Suriye-Filistin-Kanal cephelerinde savaşıyordu. 1914 yılında yapılan bu cihad çağrısına bütün dünya Müslümanlarında ciddi karşılık buldu. Kendisi de bir Mevlevî olan Sultan Mehmet Reşad (1909-1918), Suriye-Filistin cephesindeki askerlerin maneviyatını artırmak amacıyla gönüllülerden oluşmak üzere bir “Mücâhidin-i Mevlevîyye Alayı” kurulmasını istemişti. Anadolu’nun çeşitli yerlerindeki 47 Mevlevîhaneden 1026 Mevlevî dervişi başlarında Şeyhleri olmak üzere gönüllü Mevlevî Alayı’na katıldılar. Maraş Mevlevîhanesi Şeyhi Selim Dede ve 13 dervişi de vatan savunmasında görev almak üzere Konya’da Mevlevî alayına dâhil oldular…
Bu araştırmalarımız sonucunda ulaştığımız bilgi ve belgelerle 2017 yılında Maraş Mevlevihanesi hakkındaki ilk ilmi kitap olan “Hz. Mevlânâ, Mevlevîlik ve Maraş Mevlevîhânesi” kitabını yayınladık.

“Kayıp Sevda” Romanı
Yazar Ali Avgın’ın ikinci romanı 2018 yılında yayınlanan ve ‘yasaklı yılların gizemli aşkı’nı anlatan Kayıp Sevda’dır. Osmanlı Devleti’nin dağıldığı dönemde Maraş’ı işgal eden Fransız işgal kuvvetleri,Şubat 1920’de Maraş’tan çekilirken çarşıyı ateşe vermiş ve Maraş Mevlevîhânesi de bu yangında tamamen kullanılamaz hâle gelmişti. Bu sebeple Mevlevî dervişleri de dergâhın son Nakibi Hacı Ağa’nın Saraçhane Çarşısı’nda açtığı kahveci dükkânına sığınmıştı. Yazar Ali Avgın, Kayıp Sevda romanında Kahveci Hacı Ağa ile Gülizâr’ın aşkını anlatmaktadır.
Aslında hem “Han Duvarları/Kalbe Düşen Kor” romanı hem de “Kayıp Sevda” romanı Maraş Mevlevîhânesi dervişlerinin mecâzî aşktan hakikî aşka yolculuğunu anlattığı için tasavvufa meraklı okuyucuların ilgisini çeken metinlerdir.
Bu sebeple moderatör Yakup Hocam: “Han Duvarları/Kalbe Düşen Kor” romanın kapağındaki cümleyi sordu; “Aşkın iki kapısı vardır” doğru mu? Ali Avgın da “Evet, aşkın iki kapısı vardır, ikisi de hakikate açılır. Mecazi aşkla yola çıkıp hakiki aşka yol bulmak önemli. Hazret-i Fuzûlî’nin buyurduğu gibi; ‘Aşk imiş her ne var âlemde, İlm bir kıyl u kâl imiş ancak’ diye cevap verdi.
MESDER’den Haluk Besler’in Han Duvarları romanındaki karakterler hakkındaki sorusuna ise “Dergahlardaki hizmetnişînlerden biri de Meydancı’dır. Romandaki Meydancı Müfit Baba karakteri için Mesut Bilginer’den, Bahâi Dede karakteri için Bahaeddin Bilginer’den esinlendiğini” belirterek cevap verdi.

“Germanicia Güzeli” Romanı
Yazarın 2021 yılında yayınlanan üçüncü romanı Germanicia Güzeli’dir. Tarih, kültür ve edebiyatın buluştuğu “Germanicia Güzeli” romanı arkeolojiye meraklı olanların heyecanla okuyacağı bir roman. Romanda İki bin yıldır toprağın altında uyuyan Germanicia antik kenti efsaneler eşliğinde anlatılmaktadır. Germanicia kazı alanında çalışan iki arkeolog, sadece antik kentin kalıntılarını değil yaşanmış aşk hikayelerini de keşfederler. Yanlış bilmiyorsam Kahramanmaraş’ın Germanicia dönemini anlatan ilk ve tek romandır.

Programa Katılanlar
Programa; EDEM Müdürü Prof. Dr. Selim Somuncu, EDEM Müdür Yrd. ve GENÇ KSÜ ÖğrenciTopluluğu kurucusu Öğr. Gör. Dr. Hidayet Bağcı, EDEM Müdür Yrd. Öğr. Gör. Bilge Doğan, MESDER Yönetim Kurulu üyeleri Lütfi Bilir, Zekeriya Çakabey, Haluk Besler, Tezay Tezcan Akkurt, Ukayder Başkanı Kadriye Kırdök, Düşeyaz Dergisi imtiyaz sahibi Vedat Ali Kızıltepe, Alkış Dergisi Genel Yayın yönetmeni Serdar Yakar, Aksu TV’deki Kültür Köprümüz programının yapımcısı ve sunucusu Nimet Tekerek, Celal Tekerek, Tayyip Atmaca, Alpaslan Yurtsever, Yasin Mortaş, Abdülhakim Bilgili, Mustafa Kök, Erkan Ibrıkçı, Sinan Gürbüz gibi çok kıymetli şair ve yazarla KSÜ öğrencileri katıldı.
Program, katılımcıların soruları ve yorumlarıyla interaktif bir hâle gelirken, edebiyatseverler için unutulmaz bir gün oldu. Ayrıca, etkinlik sonunda Yazar Ali AVGIN’a günün hatırasına çiçek takdim edildi.
"Edebiyata Adanmış Bir Hayat" programı, edebiyatı seven herkesi bir araya getirerek, sanatın ve edebiyatın gücünü yeniden hatırlattı.