Değerli velilerim, kıymetli öğrencilerim ve sevgiliokurlarım. Burada sizlere kısa ve öz bir şekilde eğitimin ne kadar önemli vevazgeçilmez bir olgu olduğunu dile getirmek istiyorum. Başta iki cihan serveripadişahlar padişahı Hz. Muhammet Mustafa (sav) Efendimizin bize bıraktığı engüzel mirası hadis-i şeriflerden yola çıkarak mevzumuza açıklık getirmekistiyorum.

 “Beşikten mezarakadar ilim öğreniniz.” “İlim Çin’de dahi olsa (alıp geliniz) bulup öğrenin.”“İlim müminin yitik malıdır onu nerde bulsa alır.” “Kim ilim tahsil etmek içinbir yola girerse Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır.” gibi birçokhadisleri vardır. (İlim öğrenmek farzdır).

Malumunuz hal böyleyken dikkatleri günümüzdeki eğitim anlayışınaçekmek istiyorum. Bizler Türk milleti olarak, yaklaşık bir asırlık zamanatekabül ediyor, büyük bir savaştan çıkmış bir milletin torunlarıyız. O gündenbu güne gücümüzü ve kuvvetimizi imanımızdan ve ilimle bilime verdiğimizdeğerden alarak gelmiş bulunuyoruz. Çünkü çok zengin bir kültüre ilme ve bilmesahibiz. Kolay değil ecdat altı yüz otuz sene dünyanın dört bir yanınahükmetmiş. Tabii bu süreç uzun bir yolculuk ve bir o kadar da yorucu,meşakkatli yollardan geçerek günümüze kadar gelmiştir.

Bu noktaya gelene kadar öğretmen – öğrenci; usta – çırakilişkisi bir saygıya edebe bağlıydı. Etiyle kemiğiyle senindir, okuyup adamolsun memlekete vatana hayırlı bir evlat olsun, derlerdi. Şunu açık ve netsöylemek istiyorum ki eğitimimiz Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar iyiye gitmesigerekirken yerinde sayıyor. Yerinde sayıyor çünkü o dönemin sanatçıları (şairve yazar) ve halkı en az üç dört lisan biliyordu ve aynı zamanda kültürlerinede hakimdiler. Yani tabiri caizse bir ilim, bilim ve kültür edinme yarışı vardı.Ve bunu hayatlarına yansıtarak yaşıyorlardı. Bizlerse bu ilim ve kültürden uzakolup topu topu beş branş dediğimiz pozitif bilimleri bile hakkıyla öğrenemeyipçeşitli mazeretlere sığınıyoruz. Fatih’i Fatih yapan küçük yaşlardan berialdığı sıkı ve disiplinli bir eğitim – öğretimdi. Eğer küçük yaşlardan berizorlu bir eğitim sürecinden geçmemiş olsaydı. Değil yedi on yabancı dil(mükemmel bir şekilde konuşma ve anlama kabiliyetine sahip) bilmeyi; yirmiyaşında İstanbul’u bile fethedemezdi. Bunların hepsini intizamlı bir eğitim veöğretim sürecinden sabırla geçerek başarmıştır. Tarihte bu ve buna benzerörnekler çok… (araştırıp inceleyiniz).

Bizlerse OKS, SBS ve derken TEOG ile ortaöğretim alanındabir çıkmaza girdik. Eee… efendim  o dahaçocuk oyununu oynasın… Ne de olsa oyun çağında (elbette oyun vs hakları ondaşüphe yok.) vb… Sevgili karilerim, Efendimiz demiyor mu bize bir çocuğuneğitimi 4 yaş 4 ay 4 gün sonra başlar diye? 7 yaşında namaz 10 yaşında oruç… Neacıdır ki biz şu an bir Türk milleti olarak (Müslüman olmadıktan sonraTürklüğün de bir anlamı yok!) bunları layıkıyla veremiyoruz. Veremiyoruz baştabiz okumuyoruz, okumak istemiyoruz. Bir düzen tutturmuşuz kısa yoldan parakazanayım, köşeyi döneyim. Nereye kadar? Sonu mezarlık; kefenin cebi yok kialıp götüresin velev ki götürdün götürdüğün yerde geçersiz, bir hükmü yok. YunusEmre demiyor mu: “İlim, ilim bilmektir; ilim kendini bilmektir sen kendinibilmezsen ya nice okumaktır.” diye… İlim, bilim, kültür vs. istemem yan cebimekoy… Hiç kusura kalmayın biz bu zihniyetle gidersek hazır bildiğimizi deunutur. Öz benliğimizi yitirip yok olmaya mahkum oluruz. Çünkü tabiat boşluğukaldırmaz ve kabul etmez. Yavrularımızı ilimle bilimle meşgul etmezsek ecnebiboş durmuyor (bilgisayar oyunları internet vb. ömürleri heba olup gidiyor ekranbaşlarında). İnsanoğlu için sınav, imtihan, şart. Bir defasında hayatın kendisibaşlı başına bir sınav yani büyük bir imtihandır. “Cennet ucuz değil; cehennemde lüzumsuz değil.” ayetinde de dile getirildiği gibi… Bu dünyada Rabbimize iyibir kul olup, emir ve yasaklarını yerine getirip sınavı kazanırsak cennetbizim; yoksa gerisi hüsran… Bunun aynısı bu dünya için de geçerli…

Söylenecek çok söz var elbette; lakin mevzu oldukçaderin. Anlat anlat bitmez. Çözüm siz değerli velilerde, eğitim ve öğretimegereken desteği veriniz. Zaten biz çocuklarımız için kazanmıyor muyuz? Onlar eniyi şartlarda okuyup güzel bir meslek sahibi olsun demiyor muyuz? Peki bununasıl sağlayacağız. Disiplinli ve planlı bir çalışmayla… Bunun için gerekirseözel bir eğitim bile almasını isteriz. Lütfen bakış açımızı ve zihniyetimizideğiştirelim. Eğiteme ve bilme harcanan her para fazlasıyla geri size yani bizedönecektir. Ayetler ve hadisler ortada… Bizler daha neyin tartışmasınıyapıyoruz ki? Geliniz hep beraber kanayan bu yaramıza bir deva bulalım. TEOG,YGS-LYS, KPSS vb. teferruatlara takılmayalım. Birbirimizi aldatıpkandırmayalım. Ülke olarak bir olup meselelere kökten bir çözüm getirelim.Unutmayınız ki zahmet olmadan rahmet olmaz.

NOT: “HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR.” (Mustafa KemalATATÜRK)