Ailenin önemine ve sorumluluğuna dair Ayet-i kerimelerde; “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” (Tahrîm,66/6) “Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et.”(Tâhâ,20/132) (Ey Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız.”(En’am6/151) “Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız.”(İsrâ,17/31) Peygamberimiz de; “ Herkes çobandır ve herkes sürüsünden(eli altındakinden) sorumludur.” “Kadınların en hayırlısı, mehirce en kolay olanıdır.” Mehir : Evlilik sırasında, kocanın kadına  verdiği bir miktar malın adıdır. Mehir, kadının hakkıdır. Mehirin, en az miktarı Hanefi mezhebine göre on dirhemdir. Hz. Peygamber (s.a) Ashabdan birisini ezberine bildiği sureleri öğretmesi karşılığında evlendirmiştir. “Çocuklarınız yedi yaşına geldiği zaman onlara namaz kılmalarını emrediniz.” “ Fakire verilen sadaka bir sadakadır. Akrabaya verilen sadaka iki sadakadır.” “Aralarında din farkı olanlar(iki ayrı dinden olanlar) birbirlerine vâris olamazlar.” (bir kafirin, Müslüman’a varis olamayacağında ittifak vardır.) “Kafire mirastan hiçbir pay yoktur.” “ Mûrisini öldüren kimse mirastan mahrum bırakılır.” EVLİLİK Enes bin Malik anlatıyor ; Bir gün Peygamberimizin yanına Saad Süllemi adında bir adam gelir. “ Ya Resûlullah, rengimin karalığı ve yüzümün çirkinliği Cennete girmeme mani midir? Peygamberimiz adama : “Rabbinin ve Resulünün getirdikleri hükümlere kesinlikle inandıkça, derinin rengi ve yüzünün çirkinliği Cennete girmene engel değildir .” diye cevap verir. Bunun üzerine adam; “Ben birinden kız isteyince kara derili ve çirkin yüzlü diye bana kızı vermediler. Beni reddettiler. Ben ise soylu bir ailedenim ve dayılarıma çektiğimin için cildimin  rengi kara olmuş.” Der. Peygamberimiz. Siyah derili adama; “ Amr b. Vehb’in evine git. Allah Resulü beni kızınla evlendirdi “ de. Buyurur. Adam gider adamın evine varınca  “Resulullah beni kızınızla evlendirdi.” Deyince, adamı kaba bir şekilde yine reddederler. Adam geri dönünce kız, babasına; Babacığım, vahiy seni rezil etmeden önce bir çıkış yolu aramalısın, Allah Resulünün râzı olduğu şeye bende râzıyım” dedi. Kızın babası hemen Peygamberimize giderek, Peygamberimizden af dileyerek, “Kızımı kendisine verdim “dedi. Peygamberimiz dört yüz dirhem mihr ile kızı adama nikahlar. Adamın parası olmadığından bu parayı Hz. Osman, Hz. Ali ve Abdurrahman b Avf’dan tedarik eder. Fakat bu arada Peygamberimizin seferberlik ilanını duyar. Müslümanlar savaşa çağrılmaktadır. Kendisine kılıç, kalkan,mızrak ve at alarak savaşa katılır. Ve savaşta vurulur. Peygamberimiz,” Ya Saad, kokun ne kadar tatlı, Allah ve Resulullah katında sevgin ne kadar yüce!” buyurur. Resulullah bu sözlerden sonra önce ağlar,sonra gülümser ve daha sonra başını başka tarafa çevirir.  Ebû Lübabe bunun sebebini sorar. Peygamberimiz ;”Ağlamamım sebebi, Saad’ı kaybetmenin üzüntüsünden. Gülmemim sebebi, Sad2ın Allah katındaki derecesi ve itibarından. Başımı başka yöne çevirmemim sebebi de, Saad’ın cennet hurilerinden olan zevcelerini görmüştüm. Bu manzara karşısında duyduğum hayâdan başımı başka tarafa çevirdim “ buyuruyor. Daha sonra Saad’ın satın aldığı bütün eşyalarını, “bunları eşine götürünüz ve kızın yakınlarına da ; “Allah Saad’ı sizin kızınızdan daha hayırlı bir eşle evlendirdi.” Deyiniz. Buyuruyor.