Toplumlar kendi kültürlerini yaşamları boyunca üretmeye devam eder. Toplumsal çeşitlilik arttıkça kültürel zenginliklerimiz de artar. Büyükşehirler ise kendine has bir kültür oluşturduğu gibi onları büyükşehir yapan başka bir özelliği de gösterir. Bu da tüm toplumların kültürlerini yansıtıyor olmasıdır. Örneğin batıya ait olan Hamburger, Pizza gibi değerleri bulundurduğu gibi lahmacun, çiğköfte gibi bize ait kültürleri de barındırmaktadır. Yani diğer illerdeki kültürleri bünyesinde toplayarak o ülkenin tüm renklerini yansıtmaktadır. Şehrimiz de büyükşehir ama metropol olmadığı için ülkemizdeki tüm zenginlikleri ve kültürleri barındırmıyor. Ama bu konuda bizi ümitlendiren olaylarda olmuyor değil. Üç beş sene öncesine kadar diğer şehirlerde çok yaygın olan çiğ köfte kültürü bizde pek yaygın değildi ama şimdi hemen hemen her noktada bir çiğ köfteci var. Şehrimiz ilk olarak pizza ve hamburger kültürünü alsa da, ülkemiz zenginliklerini de yavaş yavaş yansıtmaya başlamıştır. Bunlardan bir tanesi de Doğu Anadolu ya has olan bir kahvaltı kültürü. Her ne kadar bizim yörenin (Antep Maraş Adana Hatay) yemekleri meşhur ve çeşitli olsa da, kahvaltı konusunda bizden çok ilerde olanlar doğu illeri var. Her bölgemiz bir noktada ilerlemiş, Doğu Anadolu’da büyükbaş hayvancılığın yaygınlığı ve yaylaları sayesinde kahvaltıda marka olmuştur. Herkes duymuştur Van’ın meşhur kahvaltısını… Gidenler Van’da bir kahvaltı yapmanızı mutlaka tavsiye eder. İşte bir hemşerimiz de insanların bu isteklerine kulak vermiş ve şehrimize Van’ın meşhur kahvaltısını getirerek bizlerin beğenisine sunmuş. Değişik kültürleri seven, onlarla ilgilenen ve onları tanıma merakı olan bir olarak bu kahvaltı kültürünüz yaşamayı çok istemiştim. Van’a da bir türlü gidememiştim. Şehrimize açılan kahvaltı salonunu duyunca o kültürü burada yaşamak istedim. Ama itiraf edeyim, çok da beğeneceğimi zannetmiyordum. İstanbul’da falan olsa neyse ama burada imkânsız diyerek gitmiştim. Mekân olarak oldukça güzel ve nezih olmuş, Kalabalık müşteri potansiyelinin farkına vardıkları için mekânı geniş tutmuşlar. Çalışan arkadaşlar ve mekân sahibi oldukça kibar ve nazik bir şekilde karşılama yapıyor. Müşteriye olan ilgi ve alakayı, yedi yaşındaki oğlum bile gördü; Baba bunlar müşteriyle çok güzel ilgileniyorlar ya... Diyerek tepkisini dile getirdi. Biz (iki çocuk) dört kişilik bir aile olarak gittik. Kat sorumlusu arkadaş, iki kişilik bir menüyle çok rahat doyacağımızı belirtti ve bize iki kişilik bir kahvaltı getirdi. Sıcak çayı çok sevdiğimiz için çayların termos sürahilerde gelmesi bizi çok mutlu etti. İki kişilik menüde bile masamızda tabak koyacak yer kalmamıştı. Herkes tıka basa yedi. Malzemeler taze, lezzetli ve kaliteliydi. Her insan gittiği yerin; lüks, kaliteli, ucuz ve doyurucu olmasını ister. Birçok lüks restoran da, iyi yemek yersiniz bir porsiyon doyurmaz, çok yersiniz bütçeyi zorlar. Ucuz olur ortam nezih olmaz. Ben burada; lüksü, hijyeni, doymayı hem de ucuzluğu gördüm. Tıka basa yiyorsunuz ve normal bir hesap ödüyorsunuz. Tam da Türk insanının zihnindeki mekân diye düşünüyorum. Genel de erkekler ucuz, kadınlar ise nezih yerlere bakar. İşte burası hem erkeklerin hem de kadınların memnun kalacağı bir yer diye düşünüyorum. Emeği geçenlere bu mekânı açanlara çok teşekkür ediyorum. Hem şehrimizi büyükşehir havasına büründürdüler, hem de Van’ın meşhur kahvaltısını ayağımıza getirdiler. Şikâyetçi olmayacağınız ve memnun kalacağınız bir yeri, memnun kaldığım için, anlattım. Tercih sizin. Buradan girişimci arkadaşlara sesleniyorum; Lütfen memleketimizdeki güzellikleri ve çeşitli kültürleri şehrimize getirin. Batının kültürü bizi sardı, diye şikâyet edenler var. Şikayet etmek yerine ülkemizin değerlerini ve güzelliklerini getirin ki; insanımız başka şehirleri ve onların kültürlerini tanısın ve yaşasın… Böylece hem siz, hem ülkemiz, hem de şehrimiz kazansın…