Büyük bir şirketin yaşadığı yeni bir veri sızıntısı, zayıf ayarlarla bulutta saklanan hassas verilerimizin saldırılara ne kadar açık olduğunu gösterdi.
ABD’de finans kuruluşlarına hizmet veren en büyük şirketlerden biri olan Capital One’ın yaşadığı veri sızıntısı, ABD ve Kanada’da yaklaşık 106 milyon kişiyi etkiledi. Saldırganlar kişisel verilere yaklaşık üç ay boyunca erişebildi.
Bir araştırmacı, hizmet sağlayıcı şirketin veri sızıntısı yaşandığı durumlarda bilgi almak için hazırladığı platform üzerinden sızıntıyı bildirdi. Saldırganlar, hizmet sağlayıcı şirketin kredi kartı verilerini saklamak için kullandığı bulut platformundaki zayıf ayarlardan yararlandı. Bu da 14 yıllık verilerin çalınmasına neden oldu.
Saldırganlar bu veriyi birçok farklı şekilde kullanabiliyor. Bunlardan biri de Kaspersky’nin Güvelik Analistleri Zirvesi (SAS) 2019’da dile getirdiği Dijital Taklitçilik oldu. Bu yöntemle oluşturulan sahte dijital kimlikler dolandırıcılık yapmak için kullanılıyor.
Vaka hakkında raporlanan ayrıntıları değerlendiren Kaspersky Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Maher Yamout, daha güvenli bir iş ortamı kurmaları için şirketlere şunları önerdi:
Sızıntılar veya açıklar hakkında sorumlu bildirim yapılabilmesi için bir yöntem veya platform hazırlayın
Altyapınızla ilgili kayıt tutulduğundan emin olmak için bulut hizmet sağlayıcınıza başvurun
Bulutta saklanan verileri kategorilere ayırın ve veri sızıntısını engelleyecek çözümler kullanın
Başta hassas verilerin bulunduğu yerler olmak üzere altyapınızın yapılandırmasını inceleyin ve en iyi güvenlik önlemlerini alın
Sistemin temel ayarlarında yetkisiz değişiklikler yapıldığında otomatik uyarı verilmesini sağlayın
Yönetici hesapları için çok faktörlü kimlik doğrulama yöntemini kullanın
Zararlı ağ adresleri veya bilinen TOR / VPN çıkış düğümlerinden gelen bağlantıları engellemek için tehdit verisi akışlarından yararlanın
Bulut ortamındaki tehdit faaliyetlerini tespit eden, Kaspersky Hybrid Cloud Security gibi bulut güvenliğine özel bir güvenlik ürünü kullanın. Kullanılacak çözümün, kritik sistem dosyalarının bütünlüğünü sağlamak için dosya bütünlüğü takibi yapabilmesi, ağ saldırısı önleyicisi ve yetkisiz uygulamaları engellemek için otomatik reddetme moduna sahip bir uygulama denetleyicisine sahip olması gereklidir.