Zamansız zaman diliminde belki de kaybettiklerimizden kazanacağız. Çocukluk masallarında bir varmış bir yokmuş cümlesiyle başlayan neşeli hikayeleri hep duyardık. Yaşam da acı bir hikayeymiş ; bir varmış ikinci şansı yokmuş. Herkese nasip olmazmış ikinci bir hayatın bahşedilmesi. Yaşayan bilir .
       Bazı hikayeler iz bırakır. Onlarca kitapların arasında birincilik yerini kimseye bırakmaz. Tıpkı asrın felaketi deprem gibi... Bundan önce hayatımız vardı. Şimdi hayatın anlamı değişti. Bir varmış bir yokmuş. Şehitlerimiz gittiler. Onların hikayesine hepimiz tanıklık ettik. Geride kalanların hikayesi ne olacak? 
    Biz kalanların yaşama sevinci nasıl olacak? Yeni bir hikaye yazabilecek miyiz? Kalemlerimiz en son ki hikayemizi yazdı ve mürekkebi bitti. Tekrar yeni bir mürekkeple yazımızı, kaderimizi yazabilecek miyiz? Yaşayan bilir.
     İnsanın olumsuz bir özelliği de yaşananları unutmasıdır. Korona virüsten dolayı sevdiklerimizi kaybettiğimiz dönemleri unuttuk. Bir tek çok yakınında ani ölümleri yaşayanlar unutmadı. Yaşayan anlar.
    Gerçekten insan olmak zordur. Düşünsenize bir taraftan derin acılarımız var bir taraftan hayat devam ediyor. Her ikisiyle bedenimiz, ruhumuz ve vicdanınız hem hal oluyor. Bazen hayat ilerliyor, bazen geriye gidiyor , bazense 04.17’de takılı kalmış duruyor. Ne yediğinin, ne uyuduğunun ve de ne yaşadığının önemi var. Yaşayan hisseder.
   Ölümün olumlu yönlerini bulmaya ve teselli olmaya ihtiyacımız var. Ölmedik, nefes alıyoruz. Bu bedeni tüm acılara rağmen taşıyoruz. Biz travmadan nasıl büyüyebiliriz? Her gün şehrin akşam karanlığı bu travmayı bize hatırlatacaktır. Gerçekten 11 ilde şehrin nefesi sönmüş halini gören bilir. 
   81 ilin 11 ilinde hayat durdu. . Bu toplu ölümler bize neyi hatırlattı? 
    Yeniden insan olmayı, lüks peşinde koşmamayı, iyi insan olmayı, dürüst çalışmayı, temiz düşünmeyi , duyarlı ve yardımsever olmayı nasıl öğrenebiliriz? 
    Sevdiklerimize zaman ayırmayı, hayatta sadece sevmek için yaşamayı, yüreğini ortaya koymayı ve başkası varsa ben varım diyebilmeyi öğrenebilir miyiz?
    Korkmayı, sadece bu hayatın sahibi olmadığımızı ve ihtiyacımız olan kadarıyla yaşamayı öğrenebilir miyiz?
*   Nasibi olan öğrenir, hisseder , anlar ve yaşar. 
   Nasiplenenlerden olmak dileğiyle.