‘Kimyasal terör’ adını verdiğimiz uyuşturucu maddelerin hedefinde ülkemizin gençlerinin ve çocuklarının olduğunu her zaman belirtiyoruz. Nitekim de geçtiğimiz günlerde yayımlanan (2018 Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi raporunda Laura d’Arrigo Başkan, EMCDDA Yönetim Kurulu’ ‘Alexis Goosdeel Direktör, EMCDAA’ ) bunu resmi bir şekilde kamuoyu ile paylaşıp ayrıntılı raporu sanal ortamda da paylaştılar.
Raporda : ‘AB'de üretilen sentetik ilaçların bir kısmı Amerika, Avustralya, Orta Doğu, Uzak Doğu ve Türkiye gibi dış pazarlara yöneliktir.’ Uyuşturucuların Avrupa’daki halk sağlığı ve güvenliğine yönelik tehditlere üst düzeyde ve birçok disiplinde müdahale edilmesi gerektiğine inanıyoruz.’ Şeklinde yapılan açıklamalar gelinen tehlikeli noktayı göstermektedir. Raporda ayrıca şu görüşlere de yer veriliyor: ‘Avrupa ülkelerindeki gelişmeler hem küresel uyuşturucu eğilimlerinden etkilenmekte hem de bunları etkilemektedir. MDMA gibi bazı sentetik uyarıcılar açısından Avrupa, dünyanın diğer bölgelerine ürün ve uzmanlık ihraç eden büyük bir üreticidir.
Esrar açısından, Avrupa’da üretim bir dereceye kadar ithalatın yerine geçmiş ve dış üreticilerin iş modellerini etkilemiş görünmektedir. 2017 yılında kabul edilen yeni AB eylem planı, Avrupa’da gerekli iş birliği için bir çerçeve sunmaktadır. Esrar, Avrupa'da en yaygın olarak kullanılan yasa dışı uyuşturucu olmaya devam etmektedir.
Avrupa’da uyuşturucu kullanımı artık geçmişe oranla çok daha geniş bir madde dizisini kapsamaktadır. Uyuşturucu kullanıcıları arasında, çoklu uyuşturucu tüketimi yaygındır ve bireysel kullanım modelleri deneme niteliğinde kullanım ile alışkanlığa bağlı ve bağımlı kullanım aralığındadır. Esrar kullanımının yaygınlığı diğer maddelerden yaklaşık beş kat fazladır.
Avrupa’da uyuşturucu kullanımı artık geçmişe oranla çok daha geniş bir madde dizisini kapsamaktadır. Uyuşturucu kullanıcıları arasında, çoklu uyuşturucu tüketimi yaygındır ve bireysel kullanım modelleri deneme niteliğinde kullanım ile alışkanlığa bağlı ve bağımlı kullanım aralığındadır.
Esrar kullanımının yaygınlığı diğer maddelerden yaklaşık beş kat fazladır.
Eroin ve diğer opioidlerin kullanımı nispeten nadir olmaya devam ederken, bunlar enjekte edilen uyuşturucu kullanımı da dâhil olmak üzere, daha zararlı kullanım formları ile en sık ilişkilendirilen uyuşturucular olmaya devam etmektedir. Tüm uyuşturucuların kullanımı, erkekler arasında genellikle daha yüksektir ve bu fark genellikle daha yoğun ya da düzenli kullanım modellerini vurgulamaktadır.
Avrupa'da (AB-28, Türkiye ve Norveç) uyuşturucu tedavisine yeni başlayanlar arasında en yüksek seviye (% 45) esrar kullananlardır. Esrar kullanma sorunu nedeniyle ilk kez tedaviye başlayanların sayısı, her iki yıl için veri bulunan 25 ülkede 2006'da 43.000'den 2016 yılında 75.000'e yükselmiştir.
Genel olarak, hacim açısından, geleneksel çevrimdışı ilaç pazarları halen baskın olsa da, çevrimiçi pazarlar giderek artan bir öneme sahip görünmekte ve uyuşturucu kontrol önlemleri için yeni bir zorluk oluşturmaktadır. Yakın tarihli bir EMCDDA–Europol çalışması, 100'ü aşkın karanlık ağda alımların yaklaşık üçte ikisinin uyuşturucuya bağlı olduğunu tespit etmiştir (9).
Özellikle NPS'nin tedarik edilmesi ve yanlış kullanılan uyuşturuculara erişim konusunda yüzey ağ ve sosyal medyanın önemi artmaktadır. Bugünkü rapor, AB'de ilaç olarak yetki verilmeyen yeni benzodiazepinlerin sokakta ve çevrimiçi ortamda ortaya çıkmasıyla ilgili endişelere yer vermektedir. EMCDDA şu anda 23 yeni benzodiazepini izlemektedir ve bunlardan 3 tanesi 2017 yılında Avrupa'da ilk kez tespit edilmiştir.
Bazıları kendi isimleri altında satılmaktadır (örneğin, diklazepam, etizolam, flubromazolam, flunitrazolam, fonazepam). Diğer durumlarda, üreticiler bu maddeleri diazepam ve alprazolam gibi yaygın şekilde reçete edilen anksiyete ilaçlarının yasa dışı uyuşturucu pazarında doğrudan satılan sahte sürümlerini üretmek için kullanmışlardır.
2016 yılında, yeni benzodiazepinler veya benzer maddeler içeren yarım milyondan fazla tablet ele geçirilmiştir ve bu rakam 2015 yılında ele geçirilen miktarın yaklaşık üçte ikisidir. Bugünkü raporun vurguladığı önemli noktalar arasında, son dört yıldır Avrupa'da artmakta olan aşırı dozdan ölüm sayısından endişe ediliyor. Özellikle alkol ve benzodiazepin başta olmak üzere diğer maddelerle kombine olmasına rağmen, Avrupa'da 2016 yılında çoğunlukla eroin ve diğer opioidlerle ilişkili olan aşırı doz 9.000'den fazla ölümün gerçekleşmiş olduğu tahmin edilmektedir (AB-28, Türkiye ve Norveç).
Doğal olarak türetilen opioidlerin (örneğin eroin ve morfin) etkilerini taklit eden son derece güçlü yeni sentetik opioidler (özellikle fentanil türevleri) giderek daha fazla tespit edilmektedir. Bunlar bazen yeni biçimlerde (örneğin burun spreyleri) veya eroin ya da kokain gibi yasa dışı uyuşturucular olarak satılmakta veya bunlarla karıştırılmaktadır. 2009'dan bu yana Avrupa uyuşturucu pazarında toplam 38 yeni sentetik opioid tespit edilmiştir (2017 yılında 13).
Şu anda ABD'de yaşanan opioid krizinin temel aktörleri olan fentanil türevleri, Avrupa'da artan endişe ve dikkati hak etmektedir. Bu- bazıları eroinden birkaç kat daha etkili olan- maddeler, 2016 yılında el konulduğu bildirilen 1.600 yeni sentetik opioidin % 70'inden fazlasını teşkil etmektedir. 2017 yılında EWS üzerinden on beş yeni fentanil türevi bildirilmiş, bunların beşi riskli olarak değerlendirilmiştir (akrilloilfentanil, furanilfentanil, 4-floroisobutirilfentanil, tetrahidrofuranilfentanil ve karfentanil).