Bu Kainatın,dünyanın bir planı, değişmez kanunu olduğu ve onun bir ölçüye göre yaratılması bizi bir yaratıcının olduğuna götürüyor. Dünyanın kendi ekseni etrafına saatte bin mille döndüğü ve gece ve gündüzün meydana gelmesi,buda canlıların yaşaması ortamının   sağlaması, Dünyanın eksene 23 derece eğik olması, buda mevsimlerin meydana gelmesini sağlaması. Eğer bu eğrilik olmasa,yani dik olsaydı,mevsimler meydana gelmez bir düzensizlik olurdu. Güneşin dünyadan uzaklığı insanların yaşayacağı bir şekilde ayarlanmıştı. Eğer güneş ısısı olduğundan fazla yada eksik gelseydi, ya sıcaktan yanar,kavrulur, yada soğuktan donardık. Canlı yaşayışı olmazdı. Ay şimdikinden daha uzakta olsaydı,okyanuslarda med ve Cezirler çok korkunç olur, yer yüzü su altında kalırdı. Yeryüzünün kabuğu bundan daha kalın olsaydı,karbondioksit ve oksijeni emerdi, o zaman bitkiler yaşayamazdı. Bitkilerin ve çiçeklerin gece karbondioksit alıp , oksijen vermesi, insanlarında oksijen alıp karbon dioksit vermelerin de bir denge vardır. Yanıcı ve yakıcı olan maddelerin bir araya gelip su ( H2O)  olması oda canlılar için hayat olması, Suların üsten donması, denizde yaşayan varlıklar yaşamasının sağlanması, eğer alttan donmalar üste kadar olsaydı canlılar ölürlerdi. İnsanların başparmaklarının izinin aynı olmaması,DNA larının farklı oluşu, Bütün bu deliller, dünyanın canlıların yaşaması için bir intizam halinde düzen ve intizam halinde yaratılması bize bir yaratıcının olduğunu göstermektedir. Bu yaratıcı da bir dir,tekdir. Şayet iki olsaydı düzen bozulurdu. Bir yaratmak isteyip öbürü istemeseydi ,biri yaşatmak diğeri öldürmek isteseydi düzen bozulurdu. Eğer koku alma duygusu fazla olsaydı,çevreden gelen pis kokular insanı rahatsız ederdi. İşitmemiz fazla olsaydı,kulağımıza gelen binlerce ses gürültüsü bizi rahatsız edecekti. Bütün bunlar bir dengeyi göstermektedir. İnsan Ahsen-i takvim olarak( en güzel bir biçimde) yaratılmıştır. Burnunun yerini  ve gözünün yerini beğenmeyen insan yoktur. Çirkin insan oktur. Bakımsız insan vardır. Bir yazı yazanı,bir mühür basanı,bir masa marangozu,  hatırlattığı gibi  bu dünyanın da bir yapanı,yaratanı vardır. Her eser bir yapanı gösterir. Kainatta bir eserdir. O halde onunda yaratanı vardır. Eserin iyi ve güzel olması,onu yapanın iyi bir usta olduğunu gösterdiği gibi  kainatında  intizam ve düzenli bir şekilde yaratıldığından onu yaratanın da ne adar yüce bir yaratıcı olduğunu gösterir. Oda hiç şüphesiz Yüce Allah(c.c) tır. Bir alim’e sormuşlar; “Allah’ın varlığına delilin nedir ? “ diye. “Dut yaprağıdır.” Demiş ve şöyle devam etmiştir ; “ Çünkü dut yaprağını  koyun yer süt yapar.Arı yer bal yapar.Geyik yer misk yapar. Tırtıl yer ipek yapar…Rengi,tadı kokusu ve maddesi  bir olan şeyden bu kadar farklı güzellikleri yaratmak ancak Allah’a mahsustur.”