Aslan, kurt ve tilki avlanmak içindağa çıktılar. Birbirlerine yardım ederek çok leziz avlar yakalayacaklardı.
Görünüşteüçü arsında bir yakınlık vardı. Lakin işin iç yüzü hiç de öyle değildi.
Aslangücü ve zekasıyla kurttan da tilkiden de üstündü; fakat yine de büyüklükgösterip onlara yoldaş oldu.
İçlerindegüçlü bir aslan olduğundan işler rast gitti. Bir dağ öküzü, bir keçi ve semizbir tavşan avladılar.
Kurtve tilkinin gönüllerinden avların adaletli bir şekilde pay edilmesi geçiyordu.Tabii onların adalet anlayışına göre kendilerinin avlardan iyi pay almasıgerekiyordu.
Onlarındavranışlarından, açgözlülük edeceklerini fark eden aslanın canı bu işe çoksıkıldı. “Anlaşılan benim cömertliğime güvenmeyeceksiniz, vereceklerime razıgelmeyeceksiniz. Gösteririm ben size.” diyerek aklından geçirdi.
Kurdaseslenerek,
Eykoca kurt, benim vekilim ol da şu avları pay et, dedi.
Kurt,aslana şöyle cevap verdi:
Padişahım,yaban öküzü senin payın. O büyüktür, sen de büyük, iri ve çeviksin. Keçi ortabüyüklüktedir. Onun için o da benim olsun. Tavşan da tilkiye layıktır.
Aslan,“Siz varken bana düşmez.” diyeceği yerde bunları söylemesine çok kızdı.
Benimhuzurumda nasıl oluyor da kendini bir şey sanıyorsun, diye kükredi.
Sonrakurda saldırdı ve onu öldürdü.
Bütünolup bitenleri bacakları titreyerek seyreden tilki, olduğu yerde donupkalmıştı.
Kurtlaişi biten aslan gözlerini tilkiye çevirdi.
Haydi,bir de sen pay et bakalım.
Tilkiaslanın önünde eğilerek dedi ki:
Şusemiz öküz sabah kahvaltınızdır. Keçinin etinden öğle yemeğiniz çok güzel yahniolur. Tavşan ise siz cömert padişahımın akşam yemeğidir.
Aslanbu cevaba çok memnun oldu.
Durumumuzaçok uygun, adil bir paylaşım yaptın. Söyle bakalım, böyle bir pay etmeyi kimdenöğrendin?
Tilki,hemen cevap verdi:
Padişahım,bu adaleti kurdun başına gelenlerden öğrendim.
Aslan,
Aferin,sana dedi. Avların hepsini sana hediye ettim. Şimdi, var git yoluna…
(Akıllı odur kivaziyeti anlayıp başkalarının halinden ibret alır.)
(Mesneviden Öyküler)