Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gâzi, Şeyh Edibali’nin huzuruna vardığında onu ayakta buldu. Elini öptü. Öğüdü, Gâzi almaya, Şeyh’de vermeye hazırdı. Şeyh Edibali, Osman Gâzi’ye ömrünün son öğüdünü söyler: “Bak Oğul! İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Öğün oğul, öğün. Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelâmlısın ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgârında savrulur gidersin. Öfken ve aklın bir olup aklını yener. Daima sabırlı sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün bilinmeyenler, sırlar, görünmeyenler senin ferasetinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı, atanı say. Bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen yeşiller çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol, her sözü üzerine alma. Gördün söyleme, bildin bilme. Sevildiğin yere sık gidip gelme. Muhabbetin kalkar, itibarın olmaz. Üç kişiye acı: Cahiller arasındaki âlime, zengin iken fakir düşene, hatırlı iken itibarını kaybedene. Unutma ki yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğunda mücadelende korkma! Gücünü ve aklını kullanmayı bil. Öfkene yenilme, büyüklerle birlik ol. İnancını ve merhametini yitirme, hep emniyette olduğunu sanma.” Bu öğüt koca Osmanlı Medeniyetinin temeli, ufku, istikameti ve dinamosu olmuştur. Bu öğüt altı asır işe yaramış ve asırlardır etkisini sürdürmüştür. Asrın müthiş bu öğüdü iri çerçeve içinde her kesimin, yöneticilerin, münevverlerin ve gençlerin başucunda durmalıdır. Çocuklara ve torunlara hâtıra kalmalıdır. Hatta yüksek yerlere, mekteplere, fakültelere devlet dairelerine asılmalı ve okul kitaplarında yer verilmelidir. KULAKLARA KÜPE YAPILACAK NASTLER Birbirlerinizi çok seviniz, çünkü o çok sevdiğiniz kimse, Allah’ın dostlarından biri olabilir. Dininizi dünya nimetleri elde etmek için feda etmeyiniz. Çünkü böyle bir kimse, hem bu dünyada hem de âhırette zarardadır. Bir kimse kin besler, düşmanlık ederse, siz öyle bir kimse ile alakadar olmayınız. Namazı öyle kılınız ki, yalnızken kıldığınız namaz ile insanların yanında kıldığınız namaz, farklı olmasın Bir kimsenin size karşı bir kusuru olursa, hemen şikâyetçi olmayınız. Kusuru kendinizde de arayınız. Özür dileyici davranışlarda bulunmayınız. Başkalarında ayıp, kusur aramayınız. İçten pazarlıklı münafıklara nasihat etmeyiniz. Başkalarının hatasını düzeltiniz. Düzeltirken de yumuşak davranınız. Size gelen haberi araştırın. İnsanların arasını adaletle düzeltin. Birbirinizle alay etmeyin Birbirinizi ayıplamayın Birbirinize lakap takmayın Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Başkalarının gıybetini yapmayın, iftira atmayın Yumuşak huylu ve hoşgörülü olun.