Cengiz Akkaya iyileşmekte olan Bağımlı yakını. Uzun yıllara dayanan tecrübe ve birikimleri ile yaşanan meseleleri irdelemiş ve seslerini duyurmak için bize mektup göndermiş. Biz de faydamız olur diyerek aynen yayınlıyoruz: ‘ Önce bir hususu belirtmek istiyorum: Madde Bağımlılığı gibi, hepimizin geleceğini ilgilendiren hayati bir mesele karşısında ilgili Bakanlıkların, TBMM de grubu bulunan bütün Siyasi Partilerin, STK’ların ve Bağımlı Yakınlarının katılımıyla bütünü kapsayan, elbirliğiyle ve ortak akılla oluşturulacak Toplumsal Politikaların inşa edilmesi mutlak gerekliliktir. Bağımlılık tedavisinde davranış değişikliklerinin hedeflendiği son derece etkin tedaviler uygulanmalıdır. Bazı vakalarda başarıya ulaşana kadar birçok tedavi sürecine gereksinim duyulabilir. Bağımlılık tedavisi çeşitli aşamalardan oluşan uzun bir süreçtir. Herkes için uygun tek bir bağımlılık tedavisi yoktur, kişinin ihtiyaçları doğrultusunda bağımlılık tedavisi düzeni belirlenmelidir. Yeteri kadar süre bağımlılık tedavisine devam etmek, bağımlılık tedavisinin etkili olması için kritik bir öneme sahiptir. Uygun süre, kişinin sorunları ve ihtiyaçlarına bağlıdır. Birçok kişi bağımlılık tedavisini erken bıraktığı için tekrar alkol ve madde kullanmaya başlamaktadır. NA (Adsız Narkotikler) ve (Adsız Alkolikler) gibi Kendine Yardım Gurupları bağımlılık tedavisinde oldukça etkilidir. Bağımlılık tedavisi sırasında alkol ve madde kullanımına karşı koyma becerilerinin geliştirilmesi ve daha yapılandırıcı aktivitelerin devreye sokulması ile sorun çözme becerilerinin geliştirilmesi hedeflenir. Aynı zamanda aile ve toplumla, bağımlı kişiler arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi de bağımlılık tedavisinde ele alınmalıdır. Bütün bunlar bağımlılık tedavisinin neden yeteri kadar sürmesi gerektiğinin de göstergesidir. Alkol ve madde kullanımı ile ilişkili sorunlar ve eşlik eden başka patolojik-psikiyatrik hastalıkların tedavisini de kapsayacak bütünlükte ele alınmalıdır. Çünkü kullanılan maddeye, süreye ve bağımlının kişisel ve karakteristik özelliklerine göre, bağımlılık sorunuyla beraber başka ruhsal bozuklukların birlikte görülme olasılığı çok yüksektir. Detox (Arındırma), maddenin vücuttan çekilmesi sırasında ortaya çıkan belirtilerin tedavi edilmesidir. Bağımlılıkta arındırma tedavisi tek başına yeterli olmamakta, ancak bazı durumlarda uzun süreli bağımlılık tedavisinin de ilk adımını oluşturmaktadır. Bağımlılık tedavisinde motivasyonu artıran çevresel etmenler de önemlidir. Aile, okul, iş çevresi ya da Denetimli Serbestlik gibi yasal zorunluluklar, bağımlılık tedavisine başvuru ve tedavide kalma üzerinde etkili olabilmekte, kişinin bağımlılık tedavisini kabullenmesini sağlayabilmektedir. Bağımlılık tedavisi süresince alkol ve madde kullanımının takibi düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Bunun için idrarda madde testi tekrarlanmalı, bağımlılık tedavisi sırasında ortaya çıkabilecek olan kaymalar (nüks – relaps) bu şekilde fark edilebilir. Erken dönemde fark edilmesi, kişinin daha ciddi sorunlar yaşamadan müdahalesine olanak verir ve yeniden bağımlılık tedavisi planına uyum sağlanabilir. Bunun için idrar testi en sık kullanılan yöntem olmakla birlikte, gerektiğinde saç ve kan testleri de bu amaçla kullanılmalıdır. Ailenin de iyileşme sürecine dahil edilmesi mutlak gerekliliktir. Ailelerin de Nar-Anon (Uyuşturucu Madde Bağımlısı Yakınları) ve Al-Anon (Alkol Bağımlısı Yakınları) gibi Kendine Yardım Guruplarının toplantılarına katılımını sağlamak, bağımlılık tedavisinde başarılı sonuç alınması için en kritik ve en önemli adımlardan biri olur. İyileşme uzun bir süreçtir ve birçok tedavi bölümüne çoğunlukla ihtiyaç duyulmaktadır. Tekrar alkol ve madde kullanımı (kayma-nüks-relaps), başarılı bir bağımlılık tedavisinden sonra bile görülebilir. Sürekli iyileşme sürecinden kopmamak için NA (Adsız Narkotikler) ve (Adsız Alkolikler) gibi Kendine Yardım Guruplarının toplantılarına devamlılık en önemli motivasyon kaynağıdır. Bu kadar karmaşık olan bu meselenin ayrı ayrı ele alınması gereken birçok boyutları vardır; 1- Hukuki Düzenlemeler Boyutu: Mevcut yasalarla ve Denetimli Serbestlik uygulamalarıyla soruna gerçekçi çözümler üretilemediği ve yeterli olmadığı hepimizin kabul ettiği bir gerçekliğimizdir. Uyuşturucuyla mücadelenin etkin olabilmesi için tek merkezden yönetilmesi, belki bir Müsteşarlık gibi düzenlemelerin olabilirliği mutlak tartışılması gereken çok önemli bir zorunluluktur. Denetimli Serbestlik Yasası ilk olarak 1960’lı yıllarda Amerika’da uygulanmış. ABD’li yetkililer bu yasa sayesinde sürekli artan mahkûm sayısının önüne geçmeyi, mahkemelerin iş yükünü hafifletmeyi hedeflemişler. Uygulama özellikle uyuşturucu kullananlar için başarılı sonuçlar vermiş, madde bağımlıları yoğun bir şekilde rehabilitasyon seanslarına tabi tutulmuşlar. Batılı ülkelerde her bağımlı, seanslar halinde psikiyatrist kontrolünde tedavi oluyor. En küçük şehirlerde bile, uyuşturucu kullananlar için toplu seansların yapıldığı merkezler var. Türkiye’de ise doktor-hasta-terapi ilişkisi üzerine kurulu bir sistem maalesef yok. Biz de maalesef doktorla sadece birkaç dakikalık görüşmeyle ve sadece evrakını imzalatarak birçok şey kâğıt üzerinde hallediliyor. Oysaki bu hastaların çoğu özgüven kaybına uğramış kendini ifade etmekten yoksun gençlerden oluşuyor. Bağımlı ve ileri derecede bağımlılar için özellikle "Stresle başa çıkabilme yolları, İrade güçlendirici teknikler" bu tedavi süreçlerinde yer almalıdır. AMATEM lerin çoğu Denetimli Serbestlik uygulamasından kaynaklanan yoğunluk nedeniyle, kendi isteği ile tedaviye başvuran hastalara hizmet vermekte yetersiz kalmaktadır. Denetimli Serbestlikten yararlananlara bakabilecek merkez sayısını artırmak, gerekli mevzuat düzenlemeleriyle Devlet ve Üniversite Hastanelerini bağımlılık tedavisi yapabilecek hale getirmek bu tıkanmaları önleyebilecektir. 2- Sağlık Mevzuatları Boyutu: Sağlık Bakanlığı olarak, Tedavi işlemi sadece AMATEM-ÇEMATEM ve Özel Hastaneler üzerinden yürütülmektedir. Mevcut Devlet ve Üniversite Hastanelerinin de bu hizmeti verebilmesini sağlayacak düzenlemelerin acilen yapılması gerekir. Tedavi masrafları için Sosyal Fonlardan kaynak kullanılması, SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) ve GSS (Genel Sağlık Sigortası) kapsamına alınması Sosyal Devlet olmanın başlıca yükümlülüklerinden birisidir. Bu sorunu yaşayan herkesin bu olanaktan faydalanabilmesi sağlanamadıkça, yapılanlardan başarı beklemek hayalcilik olur. Madde Bağımlılığı tedavisi oldukça uzun ve zor bir süreçtir. Genellikle yatarak tedaviyi gerektiren en az bir hafta ile başlayan bu süreç, tamamlayıcı ve destekleyici tedavi evreleri işletilmediği için ayları hatta yılları bulabilmektedir. Detox (arındırma) sonrasında hastanın rehabilitasyon aşaması başlatılmalı ve ruhsal problemlerinin tedavisinin yanısıra Sosyal Entegrasyon süreci çözümlenmeye çalışılmalıdır. Bu rehabilitasyon sürecine mutlaka ağır travma yaşayan anne, baba ve kardeşler dahil edilmek zorundadır. Bu gerçekliklere uygun kalıcı ve kapsamlı toplumsal politikalar ve düzenlemeler oluşturmak zorundayız. Seyrek madde kullanımı olanlarla, madde kötüye kullanımı olanlar ayrı tedavi edilmelidir. Ağır bağımlılığı olanların daha yoğun bir programa alınmaları doğal olarak gereklidir. Ancak seyrek madde kullananlarla, madde kötüye kullanımı olanları ayırt etmek ve onları asgari koşulları sağlayan hastanelerde, ileri derece bağımlılardan ayrı olarak tedavi etmek de ayrıca yatkın olanları bağımlı olmaktan koruyan bir yöntem olabilir. Hükümlünün tedavi olup olmadığı kararı sadece idrar testlerine bakılarak değil, standart bir programın uygulanması sonucu elde edilen verilere dayanarak verilmelidir. Tedavinin sonucu Sağlık Kurulu Raporu ile verilmelidir. ( Devam edecek)