Yıllardır süren bir çatışma ve daha Hocalı Katliamının hesabı sorulmadan girilen başka bir işgal ve katliam çabaları… Ermenistan ne yapmak istiyor ve ne yaptığını zannediyor? Rusya’yı arkasına alıp yaptığı saldırılarla Karabağ’ı haksız olarak topraklarına kattı. Ardından Hocalı katliamını yaptı ve kimse hesap sormadı. Hesap sorulmayınca bugünlerde bir kez daha yeni bir hadsizlik girişiminde bulundu. Zira bu hadsizliklerine ve sorumsuz hareketlerine her zaman devam edebileceğini zannediyordu. Ama dengelerin artık eskisi gibi olmadığını anlaması fazla sürmedi. Artık istediği gibi katliam yapamayacağını ve istediği topağı işgal edemeyeceğini bizim Öz Garındaşlarımızı, Ermeni Devleti’nin insafına bırakmayacağımızı acı bir tecrübe ile öğrendi. Azerbaycan; Can Azerbaycan diğer Türk devletlerinden bir adım daha önde ve o başkadır bizim için. Türk devletleri içerisinde bize en yakın olan ve bir millet iki devletin en iyi ifadesidir. Bu nedenle Azerilerin yeri her zaman başka olmuştur. Bu elim saldırıda kardeşlerimizin yanında olduğumuzu tüm dünyaya gösterdik. Tüm dünyaya küçük kardeşimizi ezdirmeyeceğimizi haykırdık.
Türkiye’nin uluslararası konjonktürdeki yerini dikkate alan ve S 400’lerini satan Rusya bizi karşısına alacak değil. Putin akıllı, kurnaz bir devlet adamıdır. Siyasi arenada herhangi bir etkisi olmayan Ermeni devleti için koca Türkiye’yi karşısına almaz ve Batıya karşı en güçlü müttefiki olan Türkiye’yi gücendirmez. Zira Putin, Batıya karşı Erdoğan’ın dostluğuna ve siyasi desteğine muhtaç. İki lider Batıya karşı işbirliği yapmak zorunda. Rusya böylesi güçlü bir müttefik varken ona ses çıkarmayı düşünmeyecektir. Bu nedenle Ermenistan hayal kırıklığına uğradı ve daha da uğrayacaktır. Rusya Ermenistan’ı yalnızlığa bırakacak ve bırakmıştır da.
Ermenistan Rusya’dan beklemediği bu darbe ve ardından Türkiye’nin Azerilere verdiği destekle şok geçirmiş tek çıkar ve yardım isteme yolu olarak Avrupa’yı görmüştür. Onlardan da destek alamayacağını yakında anlayacaktır. En başta destekçisi Fransa ile baş başa kalacak, AB’nin güçlü desteği olmadan bu da bir işe yaramayacaktır. Erdoğan gibi bir lidere karşı ses çıkarmakta zorluk çeken bazı Avrupalı liderlerin bu konuda Erdoğan’a karşı ses çıkaracaklarını zannetmiyorum. Erdoğan’ı eleştirenlerden biri olarak burada onun hakkını vermek istiyorum. Savaştaki bu başarı büyük çoğunlukla Erdoğan’ın şahsından kaynaklanmaktadır. Erdoğan’ı ister sevin ister sevmeyin ve ona kızın ama hakkını verin. Hiç kimse Rusya’yı karşısına alarak bu askeri desteği veremezdi. Zira bunun en büyük delili şu ana kadar sesimizin çıkmadığı Karabağ davasında Erdoğan’ın şahsi kararı ve Savunma Sanayindeki gelişmeler nedeniyle fiili olarak Azerileri destek oluşumuzdur. Özellikle Savunma Sanayindeki gelişmeler ve İHA’LAR SİHA’LR ile olaya dahil olduk. F 16’larımızın bir kısmı Azerbaycan’da ve hala orada duruyor. Bunu kim başarabilirdi. Buna kimin cesareti olurdu. Bu konuda Erdoğan’ın hakkını vermek ve bunun göz ardı edilmemesi gerek diyorum.
Not: Bu yazı çok daha önce hazırlanmıştı ama kitap çalışmam dolayısıyla gönderememiştim göndermek bugüne kısmetmiş. Bu yazı ile Can Azerbaycan’a desteğimi iletmek istedim.
Ayrıca değişmez konu KORONA hakkında da birkaç şey yazmak istiyorum. Önce: Tedbir Tedbir Tedbir diyorum ve bu konuda en büyük vazifenin halkımıza düştüğünü ve en büyük tedbirin bilinçli davranmak olduğunu belirtmek istiyorum. Bunları görmek ve tedbirli davranmak için illa yakınlarımızın ölmesine gerek yoktur. Geç olmadan eyvah demeden gereken tedbiri ve sorumluluğu almak zorundayız. Sorumlu davranmayanlar için yapılacak bir şey var o da sorumsuz kişilerin tüm hastane masraflarının o kişiden alınması, hatta ve hatta buna hastalığı bulaştırdığı kişilerin masrafını da dahil etmek en doğru karar olacaktır. Yoksa bu sorumsuzların ve sorumsuzluğun önüne geçemeyiz. Saygılar...