"Yazmayayım, yazmayayım" diyorum duramıyorum. "Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır!" özlü sözüne istinaden.
Bu yazımda birikmişleri sizlere anlatmaya çalışacağım…
Futboldan anlayanlara soruyorum; Bir maç var ev sahibi sahada rakip takım ise evde;
Maça gelmeyen takım rahat, gelen takım ise ne gibi zorluklarla gelmiş orasını da siz düşünün…
Maç sonucu ne olur? Bunu bilmeyen Futboldan anlamayanlardır.
Neyse ben söyleyeyim; bunun sonucu gelen takım hükmen 3 puan hakkıdır.
Lakin Komiteye verilen dilekçe işi değiştirmiş…
Rakip takım 3’teki maçı 5’te bilip iyi hazırlık yapmış ve Karakoldan bir imza, lastikçiden teker patladı bir imza iş çözülmüş…
Komite ise gerekçeyi kabul eder ve Türkiye’de emsali olmayan bir ilke imza atar.
Futboldan anlamayan ben oluyorum burada galiba…
‘İmkansıza ulaşmanın tek yolu; onun mümkün olduğuna inanmaktır’ demiş Levis Carroll.
İşin enteresan tarafı ise bu işi gündeme getirmeden önce Sahaya giden kulüp ile görüşmüş ve videolu röportaj yapmıştım.
Enteresan olayların olduğunu fark edince yayınlamadan önce Federasyon başkanına göndermiştim.
Ne derse Beğenirsiniz;
“Vaybe helal olsun sana büyük gazeteciymişsin devletin çözemediği NARİN cinayetini çözmüşsün, Ayıptır ayıp derdiniz 3 puanmış, Çocukları düşünen yok, Feryat ettiğiniz U 12 ligi dikkatinizi çekerim.
Bizim derdimiz bu yaştaki çocukların daha fazla resmi müsabaka oynayarak gelişimlerini sağlamak sizin derdiniz başka” diye cevapla karşılaştım.
Şimdi ona hitaben: Feryat ettiğimiz u12 Ligi dediğin şenlik ligi doğrudur. Lakin bir takım oraya ne zorluklarla gelir bilirmisin, çocukları toplamak, servis tutmak ve ücretini ödemek, yemek masrafı vesaire gibi’!, Oradaki çocukların sevincinin hüsrana dönmesine ne dersin! Yada şuradan cevap vereyim bu şehir deprem gördü, sevinçler hayaller yok oldu şimdide mutluluğu mu yok olsun.
Onu da geçeyim çocuklar top oynasın diyorsunuz geçen sezon neden tek devreli Lig yaptınız şenliği geçen sene düşünceniz farklımıydı!...
Narin Cinayetine gelince Hayalleri gitti yavrucağın, Şimdi melek oldu, Allah rahmet Eylesin…
Bana itafın ise hiç hoş değil, Bizim derdimiz futbol ise Narin meselesi başka bir mesele olduğunu bilmelisin.
Olumsuz haberler olumsuz yerden çıkar bunu da bilmelisin, olumluyu olumsuza çevirmek başka bir şey…
Burada Sahada oynanması gereken maçı masada yön vermek yada kazandırmak ise farklı…
Bu yanlışınızdan biran önce dönünüz yoksa olumsuzluklar devam eder.
Bir başka konu ise Bana yakın kulüplere siz ‘akıldanenizi değiştirin’ diyen yöneticilerin var, önce siz zihniyetinizi değiştirin önce ağ babalarınızdan kurtulun ardından A-V-O-N parfüm kokunuzdan…
Onlar sizi yönlendirdikçe, yönettikçe siz burada hata yapmaya devam edersiniz. Bence siz bakış açınızı, zihniyetinizi değiştirin.
Ya "Savaş'çı" olacaksınız, ya "Necip'çi"!!!
Enseyi karartmamak lazım.
Ense kararmaya başladı mı?
Önce TANSİYON yükselir.
ÇIBAN’sa akşamdan sabaha zuhur eder.
Bi bakmışın; UÇUK dudağa, ARPACIK göze vurmuş.
Sonra; gez göz arpacık derken; bakmışın BOLUSPOR vurulmuş..
Aman diyeyim.
Kalın Sağlıcakla…
Futboldan anlayanlara soruyorum; Bir maç var ev sahibi sahada rakip takım ise evde;
Maça gelmeyen takım rahat, gelen takım ise ne gibi zorluklarla gelmiş orasını da siz düşünün…
Maç sonucu ne olur? Bunu bilmeyen Futboldan anlamayanlardır.
Neyse ben söyleyeyim; bunun sonucu gelen takım hükmen 3 puan hakkıdır.
Lakin Komiteye verilen dilekçe işi değiştirmiş…
Rakip takım 3’teki maçı 5’te bilip iyi hazırlık yapmış ve Karakoldan bir imza, lastikçiden teker patladı bir imza iş çözülmüş…
Komite ise gerekçeyi kabul eder ve Türkiye’de emsali olmayan bir ilke imza atar.
Futboldan anlamayan ben oluyorum burada galiba…
‘İmkansıza ulaşmanın tek yolu; onun mümkün olduğuna inanmaktır’ demiş Levis Carroll.
İşin enteresan tarafı ise bu işi gündeme getirmeden önce Sahaya giden kulüp ile görüşmüş ve videolu röportaj yapmıştım.
Enteresan olayların olduğunu fark edince yayınlamadan önce Federasyon başkanına göndermiştim.
Ne derse Beğenirsiniz;
“Vaybe helal olsun sana büyük gazeteciymişsin devletin çözemediği NARİN cinayetini çözmüşsün, Ayıptır ayıp derdiniz 3 puanmış, Çocukları düşünen yok, Feryat ettiğiniz U 12 ligi dikkatinizi çekerim.
Bizim derdimiz bu yaştaki çocukların daha fazla resmi müsabaka oynayarak gelişimlerini sağlamak sizin derdiniz başka” diye cevapla karşılaştım.
Şimdi ona hitaben: Feryat ettiğimiz u12 Ligi dediğin şenlik ligi doğrudur. Lakin bir takım oraya ne zorluklarla gelir bilirmisin, çocukları toplamak, servis tutmak ve ücretini ödemek, yemek masrafı vesaire gibi’!, Oradaki çocukların sevincinin hüsrana dönmesine ne dersin! Yada şuradan cevap vereyim bu şehir deprem gördü, sevinçler hayaller yok oldu şimdide mutluluğu mu yok olsun.
Onu da geçeyim çocuklar top oynasın diyorsunuz geçen sezon neden tek devreli Lig yaptınız şenliği geçen sene düşünceniz farklımıydı!...
Narin Cinayetine gelince Hayalleri gitti yavrucağın, Şimdi melek oldu, Allah rahmet Eylesin…
Bana itafın ise hiç hoş değil, Bizim derdimiz futbol ise Narin meselesi başka bir mesele olduğunu bilmelisin.
Olumsuz haberler olumsuz yerden çıkar bunu da bilmelisin, olumluyu olumsuza çevirmek başka bir şey…
Burada Sahada oynanması gereken maçı masada yön vermek yada kazandırmak ise farklı…
Bu yanlışınızdan biran önce dönünüz yoksa olumsuzluklar devam eder.
Bir başka konu ise Bana yakın kulüplere siz ‘akıldanenizi değiştirin’ diyen yöneticilerin var, önce siz zihniyetinizi değiştirin önce ağ babalarınızdan kurtulun ardından A-V-O-N parfüm kokunuzdan…
Onlar sizi yönlendirdikçe, yönettikçe siz burada hata yapmaya devam edersiniz. Bence siz bakış açınızı, zihniyetinizi değiştirin.
Ya "Savaş'çı" olacaksınız, ya "Necip'çi"!!!
Enseyi karartmamak lazım.
Ense kararmaya başladı mı?
Önce TANSİYON yükselir.
ÇIBAN’sa akşamdan sabaha zuhur eder.
Bi bakmışın; UÇUK dudağa, ARPACIK göze vurmuş.
Sonra; gez göz arpacık derken; bakmışın BOLUSPOR vurulmuş..
Aman diyeyim.
Kalın Sağlıcakla…
