“Başarı nedir?” sorusunun cevabı elbette kişiden kişiye değişir. Başarı, insanın yapmak ve başarmak istediği güzel bir şeyi yapabilmesi, ulaşmak istediği güzel bir hedefe varabilmesidir. İstediği hedefe ulaşabilen insan, elde ettiği netice sonunda huzur ve mutluluk duyabiliyorsa başarıya ulaşmış sayılır. Hem dünya hem de ahiretimizi kazanmak, en önemli amacımız olmalıdır. Bu amaca ulaşmak için de bizi hem dünyada hem de ahirette mutlu edecek bir çalışma yöntemi seçmeliyiz. Allah’ın ve insanların sevdiği biri olmak, en büyük mutluluk kaynağıdır. Kimi insanlar başarıyı, büyük bir makama yükselmek, çok para kazanmak, unvan ve şöhret elde etmek zannederler. Para, mal, şöhret ve makamlar gelip geçicidir. Bunlara ulaşmayı en büyük hedef kabul edenler, hedeflerine ulaştıkları zaman mutlu olmadıklarını görecekler ve hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Önemli işler başarmak için elbette bunlara ihtiyacımız var. Ama bunlar amaç değil, araçtır. “Para iyi bir uşak, kötü bir efendidir.”demiş bir düşünür. Başarı insanı mutlu eder. Her insanın en büyük arzusu kendi alanında bir iş başarmak, kendi yeteneklerini ortaya koymaktır. Bir eser ortaya koymak, bir işi başarmak, başlı başına zevkli bir iştir. Her insanın bir amacı vardır. Her insanın mutlaka güzel bir amacı olmalıdır. Başarı, amacını bilmek ve o amaca ulaşmak için bütün yeteneklerini kullanarak çalışmakla elde edilir. Başarı, hedefe yürümektir. Yürünen hedef, kişinin hem kendine, hem ailesine, hem de diğer insanlara faydalı olmalıdır. Aksi takdirde insan, bir hedefe ulaşır, fakat mutlu olamaz.Önemli olan insanın hem kendisine hem de başkalarına faydalı olmasıdır. Peygamberimiz(sav), “İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” buyurur. Başkasına zarar vermek, birini öldürmek, bir iş yerini soymak, bir yeri bombalamak, birisini öldürmek hedef seçilmemelidir. Vicdanı sağlam, aklı başında, mutlu olmak isteyen insan, kötü bir amaç peşinde koşmama malıdır. Sağduyu sahibi ve akıllı bir insan, böyle bir şeyi yapmanın insana mutluluk getirmeyeceğini bilmelidir. Onun için kendini mutluluğa götürecek hedefler seçmelidir..   BAŞARISIZLIK Başarısız kimselerin tek dayanağı mazeret bulmaktır. Kendilerine bir mazeret seçtikten sonra da ona yapışıp kalmaktır. Mazeret bulma hastalığına yakalanmış bir kimsenin bu mazeret onun bilinçaltına yerleşmektedir. Zamanla bu mazeretin gerçek olduğuna inanır. Kendimizi başarıya götürecek bu mazeret hastalığından kurtulmalıyız. Sağlığının elvermediği mazeretine sığınanlar vardır. Ama başarılı olmuş insanların içerisinde, sağlığını mazeret olarak kullanabileceği halde kullanmayan kimseler de vardır. Her haliyle sağlam, hiçbir sağlık problemi olmayan kimse hemen hemen yok gibidir. Bir bacağı kesilen bir adam, kendisinin mazereti olduğu halde, mazeret hastası olarak yaşamak istememektedir. İşinden zevk alarak topluma, insanlara ve başkalarına yardımcı olmak istemektedir. Bu kimse şöyle demektedir. “ Kendimi yatakta düşünemiyorum, halime şükrediyorum, hasta da olsam ayakta durabiliyor, işimi yapabiliyorum. Çok şükür yatalak biri değilim. Elbette iki ayağın olması bir ayaktan daha iyidir. Ama sadece bir bacağımı kestiler. Tahta bacakla idare ediyorum. Ya iki bacağımı da kesselerdi. Başkalarının yardımın muhtaç olsam halim nice olurdu?” Diyerek mazeret bulmak isteyenlere ders vermiştir.   BAŞARISIZLIK NEDENLERİ Öğrenmeye hazır olmama: Öğrenci, öğrenme için yeterince hevesli ve istekli değilse, çalışmaya güdülenmiyorsa ve bunun sonucunda derse kendini veremiyorsa başarısız olur. 2 Yanlış çalışma alışkanlıkları: Öğrenci doğru bir biçimde ders çalışmıyorsa, çok çalışıyor ancak çalışması verimli olmuyorsa, öğrenerek değil de ezberleyerek çalışıyorsa, derslerin gerektirdiği çalışma biçimine dikkat etmiyorsa, yeterli tekrar yapmıyorsa, zamanı etkili kullanma, derse konsantre olma, dikkat toplama gibi konularda sorun yaşıyorsa istenen başarıya ulaşamaz. Kendine güvenin azlığı, sosyal becerilerin ve iletişim becerilerinin gelişmemiş olması: Bu durumlarda öğrenci başarılı olabileceğine inanmaz, öğrenmek için çabalama, anlamadığını sorma, derse katılma konularında zorlanır. 4.Kaygının çok düşük ya da yüksek olması: Başarılı olma için orta düzeyde kaygı gereklidir. Çocuğun ders çalışma ve sınav konusunda kaygısı çok düşük veya çok yüksekse başarısızlık görülür. 5.Geçmişte yaşanan başarısızlıklara takılıp kalma: Öğrenci, geçmişte olan başarısızlıkları nedeniyle kendine güvenini kaybetmişse ve başarılı olacağına inanmıyorsa başarısızlık kaçınılmazdır. 6.Öğrencinin psikolojik durumu: Öğrenci, travmatik bir olay (ailede hastalanma, ölüm, kaza, afetler, anne babanın ayrılması vb.) geçirmişse veya ev ortamında ya da okulda huzursuzluk, sıkıntı verici durumlar, ve zorlayıcı olaylar, kavgalar yaşıyorsa psikolojisi derinden etkilenir, kendini derse veremez, konsantre olamaz ve başarısız olabilir. 7.Ergenlik dönemi özellikleri: Ergenliğe geçişle birlikte meydana gelen gelişme ve değişmeler, bakış açısında, ilgi alanlarında olan farklılaşmalar, öğrencinin yaşadığı duygusal gerginlikler onun başarısı üzerinde etki yapabilir. Ayrıca öğrenci özgürleşme isteğine bağlı olarak kendini okuldan ve derslerden soyutlayabilir. 8.Çalışma ortamı: Öğrencinin ders çalışma ortamı soğuk, karanlık, gürültülü, rahatsızlık verici bir yerse veya iyi ders çalışabilmesi için belli bir yeri yoksa ya da çalışırken dikkatini çevresinde olanlardan uzaklaştıramıyorsa başarılı olma şansı düşük olur. İstenen başarıya ulaşılamayabilir. 9.AİLEDEN KAYNAKLANAN NEDENLER Ailenin eğitim, kültürel ve ekonomik durumu, aile bireyleri arasındaki iletişim biçimi, anne babanın çocuk yetiştirme tarzı, eğitime bakış açısı, çocuğa gösterdiği tutum ve yaklaşımlar, çocuğun başarısını etkiler. Anne ve baba arasında iyi bir iletişim yoksa, sık sık tartışma yaşanıyorsa, evde çocuğun psikolojisini olumsuz etkileyecek durumlar varsa • Anne ve baba kendi sorunlarından ya da başka nedenlerden dolayı çocuğa fazlasıyla baskıcı, eleştirel, sert davranıyorsa veya tam tersine onunla ilgilenmiyor, ihtiyaçlarını görmezlikten geliyorsa • Başarısızlıkta en önemli nedenlerden biri de ailenin çocuktan yüksek beklentileridir. Bazı anne babalar, çocuklarının kapasitelerini ve potansiyellerini dikkate almadan ondan yüksek başarı beklerler. Oysaki her çocuğun ilgi ve yetenekleri ile başarılı olduğu alanlar farklıdır. • Ailenin çocuğuna okuma, zamanı verimli kullanma, sorumluluklarını yerine getirme gibi konularda iyi model olmaması (çocuğa televizyon izlemeyi yasaklayıp kendinin sürekli televizyon izlemesi gibi), • Bir başka etmen de çocuğun bir işte çalışmasıdır. Çeşitli nedenlerle çalışan çocuklar, hem ders çalışmaya yeterli zaman bulamazlar hem de yüklerinin ağırlığı ve yorgunluktan dolayı okulda istenen başarıyı gösteremezler. • Evde çocuğun ders çalışabileceği bir oda, oda yoksa bir ders çalışma köşesinin olmaması, çocuğun iyi çalışamamasına, ders çalışmaya karşı olumsuz tutum geliştirmesine yol açabilir. • Başarısızlığın başta gelen nedenlerinden biri de anne babanın çocuk ile birlikte yeterince zaman geçirmemesidir.