Ben seni çocukluğumda da öyle sevdim
Gurbetteki hasretin sancısıyla sana geldim
İçimdeki sevda türkülerinle dolu başım
Şairinle, ozanınla duygulusunMaraş’ım
Allı turna kanatlarında bir mektuptaşır
Yörük gelinin yüreğinde bir türkü ağlaşır
Kışla hasretiyle dinmez gözünde yaşın
Ben sendeki bekleyişi sevdim Maraş’ım
Genç kızın hayaliyle süslenir kapalı çarşı
Bindallıda sırma olur utangaç bakışı
Bir gergefe düşer desenlerleebruşum
Bedesten de nakış oluşunu sevdim Maraş’ım
Düğünlerde tohum gavut gönderirler
Kamyonlar süslenir, çeyiz götürürler
Velimeyle bereketlenir ekmeğin aşın
Kına gecelerinde gelin gibisin Maraş’ım
Boynuzun bir demire sap oluşunu
Ökkeş ustanın adını bıçağa koyuşunu
Bıçakçı çarkında unutulan birbakışın
Çocukça seyredişini sevdim Maraş’ım
Dondurmacının sesi duyulurdu sokaklardan
Çocuksu duygularımız damlardı külahlardan
Serinlikte üzümlere yansırdı ilk gün ışığın
Samsa sucukta ki şirinliğini sevdim Maraş'ım
Bir uzun hava uzanır Ceritten Başkonuşa
Aman atımı bağladım delikli taşa
Bir aşığın ağzında dillenir dağın taşın
Engizek yaylasında türküsün Maraş’ ım
On iki Şubat kutlanır her yıl meydanlarda
Kurtuluşun destanı yankılanır semalarda
Asil bir ruhla kahramanı sendin bu savaşın
Şerefli Madalyanı sevdim Kahramanmaraş’ım!