Kurulmakta olan yeni siyasi  yapının ve bu yapıdaki partilerin sağlıklı gelişmesinden tüm ülkenin yararı bulunmaktadır. Sadece kendi görüşlerimize yakın olan partinin değil, uzak olanında başarısı demokrasi ve ülke adına zorunluluktur.

Meseleye bu açıdan baktığımızda ve kısa zamanda, kurulmakta olan partiyi de değerlendirdiğimizde, bizi kaygılandıran nokta şudur: Yeni siyaset ve siyasal kurumlar, genellikle vatandaşın ilgisiz bakışları altında ,”olsalar da olur, olmasalardı. “ Benzeri yorumlar beraberinde kendilerini yaratmaktadır. Sanki bu partiler birazda adet yerini bulsun diye, demokrasinin ve siyasetin vazgeçilmez oyuncuları olarak alana çıkmaktadırlar. Örneğin: Daha önce iyi partide, şimdi bağımsız olarak siyaset yapan Yavuz Ağıralioğlu liderliğinde 29 Ekim’de kuruluşunu ilan edecek olan” YENİ ”partinin Kahramanmaraş danışma kurulu üyeleri, teşkilatlanma çalışmalarına hız verdi. İbrahim İmalı, Ejder Odunkıran ve Fatih Rüştü Kayıran, Kahramanmaraş basın ve sosyal medyasıyla buluşarak partinin misyonunu anlattılar.

Teşkilatın kuruluş üyelerinden Fatih Rüştü Kayıran “Kurulmakta olan “Yeni “partinin Türk Milliyetçiliğinin özlemi olan bir parti inşa ediyoruz”. Dedi.

Nitekim siyaset kadrolarının ilgili bir bölümünün dışında bir heyecan titreşiminden yerel ve ülke düzeyinde söz etmek şimdilik mümkün değil.

Siyaset farklı bir şey.  Çok iddialı olarak ekonomide bir numara olarak gösterilen AK Parti ekonomiden sorumlu bakan olan ve başarıya imza atan Ali Babacan ve Ak Partide başbakanlık yapan Ahmet Davutoğlu kendi partilerini kuran isimler. Türk halkı tarafından pek tutuldu diyemeyiz. Ama Fatih Erbakan’ın Yeniden refah Partisi kurulur kurulmaz tuttu. Yerel belediyelerden belli sayıda belediye başkanlığı elde etti. Türk halkının yeni kurulan partilere sahip çıkıp çıkmayacağı oy verip vermeyeceği hiç belli olmaz. Tutmaz dediğimiz parti Erbakan örneği tutuyor…

Oysa demokrasinin can düşmanı, ilgisizliktir. Kitliler siyaset kurumuna karşı ilgisizse, siyaseti kendi beklentilerine somut bir karşılık olarak görmüyorlarsa, demokrasinin sağlıklı gelişmesi söz konusu olamaz.

Siyasal oluşumlar, kitlelerin beklentileriyle bağlantılı ve onların ihtiyaçlarını siyaset düzeyine aktarabilecek güçlü kurumlar olmanın şimdilik uzağında gözüküyor. Hemen eklemek gerekir ki  “Zafer ”partisinin genel başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ı saymıyorum. Milliyetçi görüşü savunsa da diğerlerinden farklı bir siyaset güttüğünü inkâr edemeyiz.

Sonuç olarak: Mesele, şu ya da bu siyasi parti, anlayışı değildir. Demokrasi, açık toplum meselesidir.