ASLINDA ilk olarak bir ABD haber portalı olan Forum USA’da, New York Belediye Başkanı
Bill de Biasio ile yapılan röportajını okuyunca aklıma geldi bu konu. Diyor ki Başkan Biasio,
“Seçildikten sonra göreve geldiğim ilk gün, devir teslimi yaptık ama o makama oturmadım, özel büro şefliği odasına oturdum, baştan aşağı odayı yeniden tadilat ve dekore ettirdim…” Portal muhabiri kız, gazeteci refleksiyle soruyor:
“New York’un en önemli meselesi olarak bunu mu gördünüz ilk olarak?” Tabi başkan deneyimli bir siyaset adamı… Muhabirin soruyu soruş tarzından, haberin aleyhine yapılacağını sezinliyor olmalı ki,
“New York’un en önemli meselesi” diyor ve kravatını azıcık gevşetip rahatlama pozisyonu aldıktan sonra devam ediyor Başkan Biasio:
“Sizin canhıraş desteklediğiniz eski başkanın bu odada hizmet üretememesi idi New York’un en önemli meselesi…” Nasıl? Hem seçimlerde canhıraş mücadele ettiği başkana hem de kaybeden o başkanı canhıraş destekleyen yayın organının muhabirine şık bir gol değil mi? Adını şimdi anımsayamadığım ve geçmişte bazı politikacılara image maker hizmeti veren bir toplum bilimci TV’deki söyleşisinde, özellikle yeni seçilen belediye başkanlarının ilk iş olarak eğer mümkünse makam odasını başka bir mekana taşımak, mümkün değilse o makam odasını baştan aşağı yeniden dekore ettirmek olması gerektiğini söylemiş ve bunun nedenini de şu şekilde açıklamıştı:
“Yeni başkan o odada bağımsız ve aklına dün gelmeden cesur bir şekilde çalışabilmeli. Oda dekorasyonu, yeni başkanın kişilik özelliği ile uyumlu olursa hem kendisi hem de maiyetinde çalışan ekibi dünkü başkanı aklına getirmeden daha sağlıklı ve daha bağımsız kararlar alabilir…” Şimdi asıl olarak neden böyle bir girizgâh yaptım asıl anlatmak istediğim konuya gelelim.
DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜME ODANIZDAN BAŞLAYIN! GEÇTİĞİMİZ hafta içinde Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı
Fatih Mehmet Erkoç’un konuğu olarak makamındaydım. Odada bulunduğum süre içinde içeri girip çıkan özel kalem görevlileri ve gelen telefon görüşmelerinden fırsat buldukça en ince ayrıntısına kadar odayı inceledim. Hatta bir ara Başkan Erkoç, klasik politikacı paranoyası diye düşündüğümüz,
“hayırdır istihbarat mı yapıyorsun?” dedi. Bu odayı eski başkanın döneminden de biliyorum. Duvarları komple ahşap olan makamda, Erkoç iki yıl önce görevi aldığından bu yana bu odada tek bir değişiklik bile yapmamış. Evet, ahşap bazı mekânlara sıcak bir hava verir ama bu oda öylesine kasvetli ki, makam masasının tam karşısı pencere olmasına rağmen batıdan gelen gün ışığı bile bu odanın kasvetini azaltmıyor. Her yerde eski başkanın izi ve adeta gözle görünmeyen ama hissedilebilen
“gözlemliyorum ha” baskısı var.
Tavsiyemiz: Başkan Erkoç, yarından tezi yok önce bu odanın güneyinden bir pencere açtırarak artık iyice demode olan o camekânı oradan kaldırmalı ve odadaki ahşabı komple söktürerek daha modern ve ferah bir yapıya sokmalıdır. İnanın bu durumda sadece Başkan Erkoç rahatlamakla kalmayıp, yakın çalışma arkadaşları da artık bu dönemde “eski tas eski hamam” psikolojisinden kurtulup yeni yeni iş üretmeye başlayacaktır.
Son söz: Her ne kadar ikisi de yeni ve ilk başkanlar olsalar da Onikişubat Belediye Başkanı
Hanefi Mahçiçek ve Dulkadiroğlu Belediye Başkanı
Necati Okay’ın odaları da çok çok sıkıcı ve iç karartıcı bir atmosferde. Lütfen değişim ve dönüşüme önce odanızdan başlayın!